• gaye sakin, tane tane konusan, ama bu sakinliginin arkasinda, agzindan cikan her cumlede orta dogu ile ilgili bombatehlikesinde analizler olan adam. gecenlerde yine ortaligi birbirine karistirdigi bir toplantida, kendisine gayet arap aksanli ingilizcesiyle akpyi degerlendirmesi ile ilgili bir soru soran kisiye, "cok basit, bence taliban ve akp arasinda hicbir fark yok" demisti soyleyeceklerinin yaratacagi soku onemsemez bir sakinlikle. moderate islam da neymis, onlar da elinde olsa, asip kesmek icin agizlari sulanarak bekliyorlarmis. evet iste boyle.

    evet bir de new york postta yaziyor, okuyan kaldi mi new york postu acaba birkac sabah kahvesini icerken liberale yakin yazilar okuyunca bile midesi bulanmaya baslayan kicikirik cumhuriyetci disinda.
  • tanımam etmem, okuduğum entrylere göre pek tekin bir adam değil. israil'in anadolu kartalı tatbikatından şutlanması pek fena koymuş olsa gerek recep tayyip erdoğan'ı usame bin ladin'le karşılaştırıp 1.yi daha tehlikeli bulmuş. siktirsin gitsin önce kendi ülkesinin başkanını ve gönülden bağlı olduğu 2. devletinin başbakanlarını hitler'le karşılaştırsın.

    (bkz: http://www.radikal.com.tr/…26.11.2009&categoryid=99)
  • edward said'in de belirttiği üzere çekirdek yetişme bir oryantalist olmasına karşın, türkiye hakkındaki tespitlerinde zaman zaman haklı olduğunu düşündüğüm neo-con amerikalı yazar. tamam bu arkadaşın islam'a bir önyargısı var ve bunu en çok ben eleştiriyorum ama içeride yapılan anti-demokratik uygulamaları eleştiriyorsa buna ancak destek olunur.

    ayrıca ılımlı islam'la ilgili bazı görüşleri için; http://www.meforum.org/…ate-islam-western-ally-myth
  • ta 90'da şöyle yazıyordu:

    "avrupa toplumları, garip yemekler pişiren ve farklı temizlik anlayışına sahip kara derili halkların toplu göçüne hazır değildir. (...) en kaygı verici olanı ise müslüman gelenekleridir."

    böyle pis bir adam.*
  • 12.04.2011 tarihli yazısını mealen şu cümlelerle bitirmiş şahıs: "ak partinin gücünü engellemenin muhtemel yolları: ankara'nın 'yeni osmanlıcı' politikalarından duyulan rahatsızlığı ifade etmek; kamuoyuna açık bir şekilde, türkiye'nin davranışlarının nato üyeliği ile uyumlu olup olmadığını sorgulamak; ülkede haziran 2011'de yapılacak seçimlerde muhalefet partilerini sessiz bir şekilde cesaretlendirmek ve türkiye'nin doğusunda ak parti düşmanlığı ve kürt ayaklanmalarının olduğu şu ortamda, kürtlerin vatandaşlık hakları ile ilgili hassas sorunu yeniden ele almak. "
  • türkiye'ye orta doğu ülkesi olarak bakışı aslında tam karşıtı gözüktüğü islamcılarla kendisi gibi neo-conların ne derece ortak hareket ettiklerini gösteriyor. temel benzerlikleri medeniyeti evrensel değil, din temelli algılamaları zaten.

    ortadoğu liderliğine en yakın ülke türkiye
    'türkiye ortadoğu'nun lideri olabilir mi?' bu soruyu ortadoğu konusundaki araştırmalarıyla tanınan abd'li tarihçi daniel pipes şöyle yanıtlıyor: nüfusu, yöneten partinin vizyonu, ekonomisinin gücü, entelektüel kapasitesi göz önüne alındığı zaman türkiye ortadoğu'nun lideri olmaya en yakın ülke

    şenay yıldız
    senay.yildiz@aksam.com.tr

    satır arası...
    abd'deki ortadoğu forumu'nun (middle east forum) kurucusu ve direktörü daniel pipes ortadoğu ve siyasal islam üzerinde yaptığı çalışmalarıyla oldukça tanınan bir isim. national review ve jerusalem post'un ödüllü köşe yazarı olan pipes, ortadoğu konusunda bbc, el cezire, new york times, wall street journal, washington post gibi önde gelen medya kuruluşlarında yorumlar yapıyor ve makaleler yazıyor. islam, suriye ve ortadoğu üzerine 12 kitabı ve çok sayıda makalesi olan pipes, geçen ay türkiye'ye yaptığı ziyaretin ardından national review online'da 'talking turkey' (türkiye'yi konuşmak) adlı bir makale yayınladı. kendisiyle türkiye izlenimlerini ve ortadoğu'ya ilişkin beklentilerini konuştuk.

    abd'li siyasi yorumcu ve tarihçi daniel pipes, 1970'lerde geldiği türkiye ile şimdiki türkiye'yi dindarlık yönünden kıyaslarken 'o zamanlar dindarlar yarı görünmezdi. onları görmek için camilere falan gitmek gerekirdi ama şimdi her yerdeler' tespitinde bulundu. türkiye'ye geçtiğimiz haftalarda yaptığı ziyaretin ardından 'türkiye'yi konuşmak' başlıklı bir makaleyi kaleme alan pipes, akşam'ın sorularını yanıtladı:

    - en son ne zaman türkiye'deydiniz?
    iki hafta önce türkiye'deydim. 2007'de de gelmiştim. türkiye'ye ilk ziyaretim 1972'deydi. 73 yazını üsküdar'da türkçe öğrenmeye çalışarak geçirdim ama çok başarılı olduğum söylenemez.

    40 yıllık değişim
    - türkiye üzerine son makaleniz olan 'talking turkey'i yazmadan önce ne kadar kaldınız ülkede? bu süreçte hükümetten kimseyle görüştünüz mü?
    türkiye'de 5 gün kaldım. akp üyeleriyle görüşme isteğim yerine gelmedi. bu nedenle kimseyi göremedim ama chp'den ve gülen hareketi'nden temsilcilerle görüşme imkanı buldum.
    - türkiye'ye yaptığınız ziyaretler çerçevesinde nasıl bir fark görüyorsunuz?
    son 40 yılda iki temel değişim var. birincisi ekonomik gelişmeler. özellikle istanbul'da çok sayıda yeni bina, işletme, dünya markaları var. bu 40 yıl önce gördüğüm uluslararası ticaretten kopuk türkiye'den çok farklı. ikincisi ise islam'la ilgili gelişmeler. türkiye'deki vatandaşların dindarlığı 1970'lerde yarı görünmezdi. o zaman onları görmek için camilere falan gitmek gerekirdi ama şimdi her yerdeler.

    atatürk beni heyecanlandırır
    - başörtülü kadınları mı kastediyorsunuz?
    evet, türban bunun simgesi. pek çokları türkiye'yi farklı bir dil konuşan bir avrupa ülkesi olarak gördü. ben islam ve müslümanlık tarihiyle ilgilenen biri olarak türkiye'yi hep müslüman bir ortadoğu ülkesi olarak gördüm. atatürk'ün devrimi beni çok heyecanlandırmış ve japonya ve türkiye'deki büyük dönüşümü kıyaslayan bir kitaba başlamıştım. bence topraklarını çok az bir kısmı avrupa'da diye onu avrupa'da görmek çok garip. eğer fas cebelitarık'ı kontrol ediyor olsa, bu onu avrupa ülkesi mi yapacaktı? hayır, hiç sanmıyorum.

    ortadoğu ülkesi
    - türkiye ortadoğu'ya tam olarak uyuyor mu peki?
    evet, türkiye tarihi, kültürel, dini, ticari, siyasi açıdan ortadoğu'nun parçası.
    - türkiye'de islam'ın görünür olması negatif bir durum mu?
    eğer insanlar dua etmek, oruç tutmak, hacca gitmek istiyorsa bununla ilgili benim bir görüşüm yok. benim şeriatı uygulamak isteme girişimleriyle ilgili bir görüşüm var. şeriat büyük acılara, üzüntülere neden olan korkunç bir şey. ve eskiden erbakan, şimdi de erdoğan şeriata doğru yöneliyor ve bence bu çok kötü bir gelişme.
    - gerçekten erdoğan'ın şeriata yöneldiğini mi düşünüyorsunuz?
    türkiye'de konuştuğum herkes 'hayır. bu insanlarını elinin kesildiği, kadınların burka giydiği bir ülke değil. bu cihad ülkesi değil. erdoğan, gül, davutoğlu, arınç, gülen hepsi bunu biliyor ve atatürk'ün 80-90 yıl önce getirdiği düzeni kabul edip, bu alan içinde kalıp daha dindar bir ortam yaratmaya çalışıyorlar' diyor. bu görüşe sadece görüştüğüm alevi kökenli birisi katılmadı. onun düşüncesi erdoğan ve gül'ün islam hukukunu getirmek istediğiydi. 'bu uzun zaman alacak ama hedefleri bu' diyordu. ben de bu görüşün doğru olduğu kanaatindeyim.

    erbakan'ın devamı
    - türkiye'de yaşayan bir vatandaş olarak olayları şeriata nasıl dayandırdığınızı anlayamıyorum. sizi ak parti'nin hedefleri konusunda bu kadar şüpheci yapan nedir?
    90'larda gül ve erdoğan fazilet partisi'nin üyeleriydi ve başarısız olsa da bu erbakan'ın hedefiydi. evet, erbakan başarısız oldu. soru şu: taktiklerini değiştirip daha akıllı mı oynamaya başladılar yoksa erbakan'ın ulaşmaya çalıştığı amaçtan vaz mı geçtiler? bence taktiklerini değiştirdiklerini öngörmek daha mantıklı. erbakan başbakanlığa ulaştı ama ordu tarafından bertaraf edildi. bu konuda spekülasyon yaptığının farkındayım, elbette ki kafalarındakini okuyamam. ama onun yanındakiler 'erbakan'ın hatalarından ders çıkarıp, oyunu daha akıllıca oynuyorlar' diye düşünüyorum. erdoğan erbakan'ın daha akıllı ve sofistike versiyonu. türkiye'de şu anda bir muhalefet yok. muhalefet sadece gül ve erdoğan veya gülen ve akp arasında bir savaş bekliyor. chp ve diğer partilerin entelektüel duruşu oldukça zayıf. akp'nin uzun süre iktidarda kalması durumunda islam hukukunun uygulanmaya başladığını göreceğiz. belki taliban gibi değil, belki her açıdan değil. biliyorsunuz iran'da da her açıdan uygulamıyorlar. pek çok açıdan şeriatla örtüşmeyen düzenlemeler var. suudi arabistan'da da her açıdan uygulanmıyor ama bu ülkeler şeriatın toplum düzenine yön verdiği ülkeler ve bence türkiye için de bunu istiyorlar. onların hedeflerini değiştirdiklerine inanmıyorum.

    g.washington fotoları istemezdim
    - son makalenizde 'akp kurucuları atatürk karşıtı değil de, atatürk sonrası düzeni oluşturmaya çalışıyor' şeklindeki yorumu açar mısınız?
    gerçekten atatürk'ün düzenini kabul ediyor mu? benim şüphelerim var. bence kalplerinde kademe kademe atatürk'ü fotoğraflardan, kutlamalardan kaldırmak var. benim bununla bir sorunum yok. 70 yıl önce ölmüş birisinin fotoğraf ve sözlerinin her yerde olması bana biraz garip geliyor. abd'de george washington'un fotoğraf ve sözlerinin her yerde olmasını istemezdim. ama bence bu kademe kademe atatürk'ün başardıklarını silmek için yapılıyor. erdoğan'ı atatürk karşıtı biri görüyorum.
    - türkiye'nin ortadoğu'da liderlik çekişmelerinin içinde olduğu ortada. dengelerin değiştiği ortadoğu'nun en büyük gücü türkiye olabilir mi sizce?
    kesinlikle şu anda en iyi aday türkiye. nüfusu, yöneten partinin vizyonu, ekonomisinin gücü, entelektüel kapasitesi göz önüne alındığı zaman türkiye ortadoğu'nun lideri olmaya en yakın ülke.

    islamcılık sizde daha entelektüel
    - türkiye'de oldukça tartışılan gülen hareketi'yle ilgili ne düşünüyorsunuz?
    kendisiyle hiç karşılaşmadım ama hareketten pek çok kişiyi tanıyorum. bu oldukça sofistike, entelektüel, etkileyici bir hareket. yüzlerce okulları var. bence yine kalbinde islam'ı insanların hayatını düzenleyen temel unsur yapmak var ve bu çok akıllıca ve dikkatlice yapılıyor. türkiye'de islamcılık mısır'dakinden çok daha entelektüel. mesela mursi'ye bakın. akp'nin 10 yıldır denemediği her şeyi birkaç ayda yapmaya çalışıyor ve bu nedenle büyük bir tehlike içinde. bu bir felaket ve hiç akıllıca değil. ekonomileri kötü, sokaklarda olaylar var... türkiye'de ise bu iş çok akıllıca yapılıyor. gülen okullarına bakın, bir medya imparatorluğu kuruyor, tüm bunlar mısır'daki müslüman kardeşler'den, humeyni'den veya talabani'den çok daha etkileyici. benim için türkiye'deki islam'ı diğerlerinden ayıran en güçlü özellik liderliğinin çok akıllı olması.

    arap ayaklanmalarını islamcılar kazandı
    - arap baharı çok büyük umutlarla başladı. bugün gelinen noktada araplara gerçekten bahar getirdiğini düşünüyor musunuz?
    ben asla arap baharı demem, arap ayaklanmaları ifadesi daha uygun. arap ortadoğu 1970-2010 arası değişmez ve istikrarlıydı. bu rejimlerin bir ideoloji ve vizyonu olmadığı için, abd hükümetiyle -suriye hariç- çok iyi ilişkiler kurdular. 2010'da tunus'ta patlak veren olayın ardından sonra gelişen olaylar islamcıların gücünü artırdı. ben bunun bölge insanları için kötü olduğu kanaatindeyim. çünkü diktatörler korkunçtu ama islamcılar daha kötü. diktatörler onlarca insanı öldürüyordu, islamcılar yüzlerce, binlerce insanı öldürdü. diktatörler arasında seçim yapmamalıyız.

    totaliter hareket
    - neden dünyayı islamcılar ve amerikalılar diye bölüyorsunuz? s. arabistan da abd'nin yakın bir partneri...
    hayır, yakın bir partneri değil; beraber çalıştığımız taktiksel partneri. kanada yakın partner, suudi arabistan değil. biz onlarla beraber çalışıyoruz ama yakın partner değiliz. ben islamcılığı üçüncü totaliter hareket olarak görüyorum. faşist ve komünist tehlikeleri yendik ve şimdi de islamcı tehlikesini yenmemiz gerek.
    - islam'la ilgili oldukça katı bir pozisyonunuz var...
    islam değil; islamcılığa karşı. islam hukukunun tümüyle uygulanmasının yollarını arayan bir hükümet, hareket veya kişiler neredeyse her ülkede oldukça küçük bir azınlık. hiçbir yerde çoğunluk değiller ve evet, onlara karşı çok katıyım.

    çözüm ılımlı islam
    - s.arabistan'a karşı da benzer eleştiriniz var mı?
    evet, suudi arabistan'daki korkunç bir hükümet. abd hükümeti'nin suudi arabistan'a verdiği imtiyazların boyutundan rahatsızım. benim sloganım radikal islam bir sorun, ılımlı islam çözüm.
    - ortadoğu'da islam'ın ılımlı versiyonunun uygulayıcısı diyebileceğiniz hangi hükümetler var?
    iran, türkiye, tunus gibi ılımlı islam'ı takip eden hükümetlerin çoğu gitti. bugün en yakın örnek cezayir. akp ve gülen hareketi ılımlı gibi görünmeye çalışıyor ama aslında değil. her ikisi de şeriatı hayata geçirmek istiyor.
    - kurucusu olduğunuz middle east forum'un misyon bölümünde 'islamcılığa karşı yazar, aktivist ve yayıncıların toplum önünde konuşma hakkını savunur' diyor. ortadoğu'da tek din islam olmadığına göre aynı duyarlılığı hıristiyanlık ve yahudilik için neden göstermiyorsunuz?
    ben islamcılığı yahudilik veya hıristiyanlıkla karşılaştırılabilir görmüyorum. daha önce de belirttiğim gibi bunu komünizm ve faşizm'le karşılaştırılabilir görüyorum. islamcılığı milliyetçi bir yahudi veya köktendinci hıristiyan'dan çok daha büyük bir tehdit olarak görüyorum. yahudileri ve yahudiliği, hıristiyanları ve hıristiyanlığı hiçbir hayati tehditle karşı karşıya kalmadan eleştirebilirsiniz. ama islam için kötü bir şey söyleyemezsiniz.

    kaynak: http://www.aksam.com.tr/…ulke-turkiye--158420h.html
  • başbakan erdoğan siyonizmi ırkçılıkla bir tutunca ses vermiş ve türkiye'nin nato üyeliğinin askıya alınmasını istemiş.

    türkiye batıyı terk mi ediyor?
    yazan: daniel pipes
    the washington times
    6 şubat 2013
    özgün metin çevirisi: ıs turkey leaving the west?
    çeviri: elif s. gürbey

    türk hükümeti tarafından atılan son adımlar, türkiye'nin demokratik ülkelerin kulübü olan nato'yu rusya ve çin'den oluşan otoriter devletler çetesi için terk etmeye hazır olabileceğini düşündürmektedir.

    işte kanıtları:

    türkiye 2007 yılından başlayarak şangay işbirliği örgütü'ne (şiö, şangay beşlisi olarak da bilinir) gözlemci üyelik için üç başarısız girişimde bulundu. rus ve çin hükümetleri tarafından üç eski sovyet orta asya devleti'nin de (2001'de bir dördüncünün) katılımıyla kurulan şiö, muazzam bir güvenlik ve olası bir petrol karteli yaratmak gibi isteklerine rağmen batı'da çok az dikkat çekti. dahası şiö, nato'dan demokrasiye, rezerv para birimi olarak abd dolarını değiştirmeye kadar batı modeline bir alternatif sunmaktadır. bu üç başarısız girişimden sonra, ankara 2011'de "diyalog ortağı" statüsü için başvurdu ve başvurusu haziran 2012'de onaylandı.

    bir ay sonra, türk başbakanı recep tayyip erdoğan'ın rusya başkanı vladimir putin'e "gelin, bizi [tam üye olarak] şangay beşlisi'ne kabul edin, biz de avrupa birliği hakkında yeniden düşünelim" dediği bildirildi. erdoğan 25 ocak'ta türkiye'nin avrupa topluluğu'na üye olma çabalarının engellendiğine dikkat çekerek bu görüşünü yineledi: erdoğan "75 milyon insanın başbakanı olarak" yaptığı açıklamada "insan alternatifler aramaya başlıyor. bu yüzden sayın putin'e 'bizi şangay beşlisinin içine alın, bunu yapın, biz ab'ye elveda diyelim' dedim. bu geciktirmenin amacı nedir?" dedi. erdoğan şiö "çok daha iyi, [ab'den] çok daha güçlü ve üyeleri ile aynı değerleri paylaşıyoruz" diye de ekledi.

    31 ocak'ta türk dışişleri bakanlığı "gözlemci üye" statüsüne geçme planlarını açıkladı. 3 şubat'ta "alternatifler aramaya başlayacağız" diyen erdoğan daha önceki düşüncesini bir kez daha yineledi ve avrupa'nın islam korkusunu küçümserken şangay grubunun "demokratikleşme sürecine" övgüler yağdırdı. 4 şubat'ta cumhurbaşkanı abdullah gül bu beyana ters düşen bir açıklama yaparak "şiö ab'ye bir alternatif değildir. ... türkiye ab kriterlerini benimsemek ve uygulamak istemektedir" dedi.

    bütün bunlar ne anlama gelmekte?

    şiö blöfü önemli engellerle karşı karşıya: eğer ankara başar esad'ı devirme çabalarına öncülük ederse, şiö kuşatma altındaki suriye liderini kararlılıkla desteklemektedir. ülkeyi suriye'nin rus yapımı roketlerinden koruyacak patriot füzelerini kullanacak nato kuvvetleri türkiye'ye daha yeni ayak bastı. daha da önemlisi, 6 şiö ülkesi de erdoğan'ın benimsediği islamcılığa şiddetle karşı çıkmaktalar. belki de bu nedenle, erdoğan şiö üyeliğini ab'ye baskı yapmak ya da yandaşlarına sembolik bir söylem sunmak için gündeme getirdi.

    her ikisi de mümkün. ancak, üç nedenden dolayı yarım yıl uzunluğundaki bu flörtü ciddiye almaktayım. ilki, erdoğan dolambaçsız konuşma konusunda ciddi bir sicile sahip. tanınmış köşe yazarlarından sedat ergin erdoğan'ın 25 ocak açıklamasını "bugüne kadarki en önemli dış politika beyanlarından" biri olarak nitelendiriyor.

    ikincisi, türk köşe yazarı kadri gürsel'in belirttiği gibi "ab kriterleri türkiye için demokrasi, insan hakları, sendikal haklar, azınlık hakları, cinsiyet eşitliği, eşit gelir dağılımı, katılımcılık ve çoğulculuk talep ediyor." avrupa birliği'nin aksine şangay üyeleri erdoğan'a liberalleşmesi için baskı yapmayacaklar, tam aksine erdoğan'ın çok sayıda türk'ün korktuğu diktatörce eğilimlerini teşvik edeceklerdir.

    üçüncü olarak, şiö, erdoğan'ın batı'ya meydan okuyan ve ona karşı bir alternatifin hayalini kuran islamcı dürtülerine uygundur. rusça ve çincenin resmi dil olarak kabul edildiği şiö, son derece batı karşıtı bir dna'ya sahiptir ve toplantılardaki batı karşıtı hezeyanlar tüyleri diken diken etmektedir. örneğin, 2011 yılında iran cumhurbaşkanı mahmud ahmedinejad'ın gruptaki konuşması sırasında ileri sürdüğü abd hükümetinin içerde planlanan 9/11'i "afganistan ve ırak'ı işgal etmek ve milyonlarca insanın yaralamak ve öldürmek" için bahane olarak kullandığına dair komplo teorisine hiç kimse sesini çıkarmadı. grubun destekçileri, mısırlı analist galal nassar'ın şiö'nün "uluslararası mücadeleyi kendi lehine çevirme şansını elde edeceği" umudunu tekrarlamaktadırlar. diğer taraftan, bir japon yetkilisinin işaret ettiği gibi, "şiö abd ittifakına rakip bir blok haline geliyor. bizim değerlerimizi paylaşmıyor."

    türkiye'nin şangay beşlisine katılmaya yönelik, 2010'da gerçekleştirilen daha önce örneğine rastlanmamış türk-çin hava tatbikatı ile sembolize olan adımları, dikkati ankara'nın kuzey atlantik paktı örgütü'ne olan ikircikli üyeliğine çekmektedir. bu gerçek göz önüne alındığında, erdoğan'ın türkiye'si artık batının güvenilir bir dostu, ortağı değil, daha çok bünyesindeki bir leke, bir yara gibidir. nato'dan atılmasa bile üyeliği askıya alınmalıdır.

    kaynak: http://tr.danielpipes.org/…ye-batiyi-terk-mi-ediyor
  • suriye konusunda asad'ı desteklemektedir. olabilir, kimsenin bir şey dediği yok, lakin destekleme sebebi kan dondurucu, böylelikle savaşın sürüp gitmesi, herkesin bir birini öldürmesini ümit ediyor. zaten iğrençti, şimdi dibini arıyor.

    http://youtu.be/gvflz_jv-fs
hesabın var mı? giriş yap