divan
-
filiz sıkı biri, haza klinisyen. asıl işi divanisyen olmakla bir eksiği, kaybı yok.
psikanaliz divanlarının bir bölümü aşk koltuğu sınıflamasına uyar. belli bir tasarım benzerlik/ortaklıkları vardır bu çift kişilik koltukların. hatta mini etek veya kısa elbise hissi veriyorlar diyebilirim. soyunmaya her an hazırlar.
oturur psikanalizden konuşuruz sonra, psikanalizden biraz dalga geçme fırsatı bulurum. sevdiğimle dalga geçmezsem şefkatimi pek sıraya sokamam. alaycı konuşmama fırsat tanıyana sanki hem şefkat hem minnet duyuyorum. sululuk her şeyi ciddiye aldığım halde/için sessiz bir zorunluluk benim için. çok uslu olduğu halde ders kaynatmak zorunda olan öğrenci gibiyim. psikanaliz divanından geçmediğim için hem seviyor hem kıskanıyorum.
"darağacına layık bu piskopos, büyük mülk sahibi ve divan'da sfetnic olan braila'daki boyar dumitraki carnu'nun yanına sık sık gizlice geliyordu." panait istrati - hayduklar
(bkz: müdevven)
(bkz: sedir), mahat, makat, maket, kerevet, tahtambeç, tahtaboş
(bkz: ayazlık)
(bkz: serdivan)
(bkz: dörtdivan)
(bkz: psikanaliz divanı/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap