• guzel bir femme sarkisi.
  • tr--> türkiye'de az bulunan nadir.
  • tara westover tarafından yazılmıştır. 17 yaşına kadar okula gitmeyip, herşeyi kendi kendine öğrenen ve sonrasında cambridge'den doktorasını alan yazarın, kişinin kendini keşfetmesinin öneminden bahsettiği ve 2018 yılında birçok listede yılın kitapları arasında seçilen kitaptır.
  • mormon bir ailede büyüyen bir kızın ev eğitiminden sonra üniversite eğitimi almaya başlaması ile değişen hayatını anlatan roman.
    amerikada "home schooling" yaygın olduğu ve k-12 egitimi çok zorlayıcı olmadığı için 17 yaşında bir kızın dışardan okul bitirmesi bize göre daha sıradan. ancak ailesinin aşırı manyak dindarlığı ile okurken insana "hangi din olursa olsun fazlası zarar, kafayı yemeğe gerek yok." mesajını veren ve çok haklı olan romandır.
    bir de not alınması gereken çok cümlesi vardır:

    -you can love someone and still choose to say goodbye to them,” she says now. “you can miss a person every day, and still be glad that they are no longer in your life.

    - ıt’s strange how you give the people you love so much power over you.

    -sometimes ı think we choose our illnesses, because they benefit us in some way.
  • amerikalilarin ne kadar “tırışka” kitapları ihya edebileceğini gösteren kitap. kitabın iyi özelliği sadece ve sadece “ya boşuna best seller olmamıştır devamını da okiyim” dedirtmesi. onun dışında, dili çok sıradan. mıy mıy mıy. cümle yapıları, sıfat kullanımları hep aynı. çok fazla gereksiz ayrıntı var. kitabı kindle’dan okudum, 325 sayfaydı, gerçekten bi 200’ü atılabilirdi hiç abartmadan. belki 100 sayfa bile olabilirdi toplamda. işte kızımız tarihte phd yapmış ya, ha babam yaz. inandırıcı olmayan yerler çok fazla, mesela:

    --- spoiler ---

    mesela shawn’un hareketleri sonrası tara’nın davranışları. shawn bunun kafasını tuvalete sokuyor ama bi iki saat sonra grandma over hill mi town mı neyse onun evinde beraber puding yiyolar hiçbi şey olmamış gibi. kaç kere shawn buna manyaklık yapıyor bu da yeter bee deyip bağırmıyor bile. eline bıçak koyuyor shawn, anne babası napıyosun sen demiyor shawn’a.

    tara’nın babası deli gibi yanıyor, derisi soyuluyor tabii ki evde tedavi ediliyor ama ne nimetse bi tane bile enfeksiyon kapmıyor. bunu tek başına tedavi eden anne baş ağrısına hala lavanta kullanıyor sadece. yav böyle yanığı yağla mağla enfeksiyonsuz halleden kadın baş ağrısını lavantayla mı gidermeye çalışır allah aşkına. saçmalık. gelinin ilk çocuğunun hastanede doğmasına bi şey demiyor ikincisini evde kendi doğurtuyor. çelişen şeyler.

    ailece kaza geçiriyolar, polis de geliyor nasıl hiç dava açılmıyor babaya karşı? amerika’da polis bi yakalasa seni, diğer bütün suçlardan hapse girersin hemen, bu baba ne kazadan mesul tutuluyor ne başka bi şeyden. yine saçmalığın daniskası.

    --- spoiler ---

    her şeyi bi kenara bırakalım, ne olursa olsun, ailesine dair en ufak ayrıntıyı bile böylesine paylaşması da ilginç. belki bir çeşit intikam alıyor, siz beni mahvettiniz ben de sizi rezil edicem kitabımda diyerek, ama ne bileyim. bill gates kitaba bayılmış, tara’yla röportaj yapmış müthişmiş falan, başta da dediğim gibi amerikalıların saçma şeyleri nasıl pohpohlayabildiğini gösteriyor, ötesini değil.
  • açıkçası mormon bir ailenin içinde geçen olaylar olduğu için sürreel kısımları bir şekilde hazmedebiliyorum. zira absürdlük seviyesinde gerçekleşen olaylar var kitapta. daha yarısına geldim sayılır, absürd ve trajik olayları saysam buradan (istanbul) bağdat'a yol olur. bu arada yukarıdaki suser'in dediği gibi dili hem yavan hem de edebi değil.
  • domingo yayınevi tarafından türkiye insanına kazandırılan bir kitap.
    edebi dili yok, mıy mıyy vs gibi eleştiriler olmuş lakin ben beğendim. o korkunç hayatı yaşayan bir insanın kaleminden bize ulaşan gerçek bir hikayeden bahsediyoruz. o yüzden açıkçası bi yaşar kemal vb dili beklemek saçma geliyor bana.
    kadın yaşadığı şiddeti, içine doğduğu ve durmadan devam eden travmaları bi solukta okunacak şekilde anlatmış.

    az çok bilgi sahibiydim ama kitabı okuduktan sonra biraz okuma yaptım mormonlarla ilgili.

    ne lanet, ne erkek egemen, ne iğrenç bir topluluk!
  • yorucu olacak kadar çok betimleme içeren kitap. açıkçası berbat türk aile yapısını yeterince gözlemlemiş biri olarak, bill gates'in aksine ilham verici bulmadım. herhangi bir hastaneye giderek zor şartlardan sıyrılıp kıyaslanamayacak kadar zor eğitim sitemimizde başarı yakalamış kişileri görebilirsiniz.

    yine de çevremdeki, yobaz ailelerden gelmiş ve henüz olumsuz etkilerinden kurtulamamış insanlara daha yumuşak bakmamı sağladı. bu bağlamda bir empati kabiliyeti eksikliğiniz varsa, çizginin öteki tarafından bakmanızı sağladığı için tavsiye edebilirim.
  • turkiye'de benzer yobazlikta ailelere siklikla rastlandigindan beni o kadar da sasirtmayan, ancak yazarinin azmine hayran kaldigim kitap.

    yine de abd'nin yobazi da ayri bir cesit yobaz diyebilirim. en azindan bizim yobazlar bazen doktorlari doverler hatta oldururler ama dara dustuklerinde modern tiptan medet umarlar. "yok artik" dedirten pek cok absurt olay oluyor kitapta. alisageldigimiz ataerkil turk ailesinin cok otesinde sacmaliklar soz konusu.

    ozellikle genclerin* okumasinin faydali olabilecegini dusunuyorum. dogmatik bir bakis acisindan kurtulmanin ne kadar zor oldugunu, egitimin ne kadar onemli oldugunu, yeri geldiginde birey olabilmek icin aileye karsi gelmek durumunda kalinabildigini, insanin kendi dogrularindan vazgecmemesinin ve her seyi sorgulamasinin gerekliligini akici bir dille anlatmis educated.

    ileride kizima onerecegim kitaplar listesine ekliyorum.
  • gerçekten okurken rahatlıkla empati kurulabilen kitaplardan biri. çünkü bu yaşanan hayatın çeşitli versiyonları ve daha kötüleri coğrafyamızda da mevcut.

    okurken, aynı durumdaki bir ortadoğu ailesinde durum nasıl olurdu diye düşünürken , tara westover 'ın yine de şanslı olduğunu düşüneceksiniz.

    ayrıca sonradan eğitim almış olmasına , çocuk yaşlarda dini kitap dışından hiçbirşey okumamış olmasına rağmen yazarın ifade gücü çok iyi. herkesin mutlaka okuması gereken bir anı kitabı.
hesabın var mı? giriş yap