• lisedeyken okumaya kalkıp, bitiremediğim; bu aralar yine gözüme gözüme bakıp beni oku diyen kitap; ayrıntı yayınlarından çıkmıştır.
  • son zamanlarda izlediğim -91 yapımlı, jerzy skolimowski imzalı- en iyi absürd filmlerden biri. uşakla olan sosyalleşme sahneleri (fraternize with) ve spor salonundaki masumiyet sahneleri ve c.glover'ın oyunculuğu çok iyi
  • kudurgan bacakların, buruşuk yüzlerin romanı. sınıf çatışmasının ve modernizme karşı ailenin verdiği mücadelenin, yerlerde yuvarlana yuvarlana gerçekleştiği kitap.
  • bazı yazarlar vardır eserleri ve kendisi hakkında kulaktan dolma bilgilerle bile yakalarlar sizi. hiç okumadığınız bu kitaplar biryerlerde tam da sizin aradığınız şekilde varolmuştur ve sebepsiz olduğunu düşündüğünüz bir tutumlulukla ararsınız bu kitapları. ama sizi yakalayacağını yazarda sizde biliyorsunuzdur yani sebepsiz değildir hiç birşey. işte ferdydurke bu kitaplardan en sonuncusu oldu benim için.

    varolma savaşı içindeki bir yazarın hikayesidir ferdydurke. kendine göre varolamama sebebide olgunlaşamamışlığıdır joseph kowalski'nin. ama absurd hikayesi boyunca bu olgunlaşamamışlığın herşeyde ve heryerde bulunduğunu farkeder; birinci ve ikinci dünya savaşı arasında ki polonyoda sanatta, eleştirmende, ailede, gençlerde, yetişkinlerde, modernlerde, köylülerde, burjuvalarda, toprak sahiplerinde yanaşmalarda ve bunların bütününün kıçları, baldırları ve yüzlerinde. ama en çok da o buruşan, başkaları tarafından şekilden şekle girmek zorunda bırakılan varoluşun kıçından gelerek en son noktasını oluşturan yüzlerinde. fakat kurtuluşu eser boyunca farklı şekillerde de olsa hep suratta gören ve çocukluğundan (olgunlaşmamışlığından) kurtulmak isteyen joseph, kitabın özellikle belirtilen bir çok farklı bölümünde de olduğu gibi sevildiğini kabul etmeye her zaman hazır olan kadınlara sığınarak bunu başarabileceğinin farkındadır ve bunu gerçek olmasa da aşkla çözebileceği düşünür, çünkü yazara göre bir yüzden kaçıp sığınılabilecek tek yer yine başka bir yüzdür.

    joseph kowalski olgunlaşarak istediğine kavuşabilmiş midir? bilemem ama eser kesinlikle bu yüzden son bulmuştur; çünkü gombrowicz'e göre yazar kendisini olgunlaşmış saydığı için değil, tersine, olgunlaşmamış olduğunu bildiği için yazmaya başlamıştır; henüz biçimi alt edemediğini ve yukarıya çıkmak isteyen; ancak tepeye daha ulaşmamış biri olduğunu, kişiliğini bulmak isteyen; ancak daha bulamamış biri olduğunu iyice bilerek yazmaya başlamıştır. peki bulduğu kişiliği midir? yoksa çevrenin dayatmalarından mı ibarettir? sanırsam büyük yazar bunu söylemeyi bize bırakmıştır.

    (yazarın romanda kendi çağdaş ve fikirdaşlarına göndermeler de bulunduğunu aşikar. başkahramanın adının joseph kowalski - joseph k.- olmasının bir tesadüf olmadığını ve büyük yazara -franz kafka- bir gönderme olduğundan emin olduğumu söyleyebilirim. ayrıca bütün karakterlerin çıldırmış, saplantılı ve takıntılı olması ve kendilerinden başka kimseyi düşünmemeleri elias cannetti'nin körleşmesiyle çok büyük paralellikler göstermekte. paralellik gösterilen büyük yazarlar arasına rober musil'i de katarsam yanılmış olmam sanırım.)
  • sinema uyarlamasının adı 30 door key`dir
  • merak ettiğim, fakat bir türlü bulamadığım witold gombrowicz kitabı. baskısı yok, nadirkitap'ta yok, durumlar kötü.
  • yeni baskısı osman fırat baş çevirisiyle jaguar kitap'tan çıkıyor:

    http://www.idefix.com/…asp?sid=t4vo1tskl8r7ups6mx6w
  • gece gece başımı döndürdü jaguar. kendilerini tebrik ediyorum.
  • ayrıntı'dan çıkan yaşar avunç çevirisi fransızcadan yapılmıştı. jaguar kitap'ın yayımladığı osman fırat baş çevirisi ise lehçe aslından yapılmış. onu da belirtelim.
  • baskısı tükendiğinden bazı fırsatçı nadirkitap.com satıcıları tarafından fahiş fiyata satılıyordu. sağolsun jaguar kitap yeniden bastı da bu fırsatçı yavşaklardan kurtulduk.

    http://www.nadirkitap.com/…rowicz-kitap5598116.html

    http://www.idefix.com/…asp?sid=t4vo1tskl8r7ups6mx6w
hesabın var mı? giriş yap