• bir ursula k leguin kitabı. mülksüzler kadar tutulmamış olsa da beğenilen bir eser.
  • metis bilimkurgu'nun nadide eserlerinden biri daha. çiğdem erkal ipek tarafından çevrilmiş dilimize.
    " 'hiçbir şey şehirli bir kadını şoke edemez,' dedi adam temkinle,'şimdi bu kavanozu açmak için sana ihtiyacım var' "
  • "zaferle sonuclanan her ozgurluk savası, yeni bir ozgurluk savasının baslangıcı demektir"..
    okunması kesinlikle tavsiye edilir.
  • her ne kadar cigdem erkal ipek cevirinin efendisi olarak gecse de kanimca bu kitabi oldukca basarisiz bir sekilde cevirmistir. ingilizcesini okumadim ancak ne anlatim akişi ne ingilizce turkce ifade tutarligi beni tatmin etmedi. ceviri bana son derece ozensiz geldi.
  • ilk iki bolumunu bitirdikten sonra aniden bir roman degil de dort oyku oldugunu farketmemle en buyuk afallamami yasatmıs kitap. ayar verdi resmen korktum biraktim.
  • ilk anda farkli 4 hikayeden olusuyormus gibi gozuken ancak hepsi okundugunda farkli noktalarından birbirine baglandigi fark edilen ursula teyze (uzay gemisindeki bilge kocakari) kitabi. ama, baglantilari daha iyi anlamak icin tekrar saldirip bastan okumadan once biraz sindirmem ve öfkemi bastirmam gerekti, ursula teyzeye degil, yazdiklarina karsi, kadinlar icin ofke. bu ulkede kadin olarak yasayip da yasamimin her aninda bir sekilde hissettigim, hissettirilen ofke. kesinlikle tekrar okunmasi gereken bir kitap. bir yandan ofkelendirse de, "gunesin altinda degisen birsey yokmus demek ki.." diye dusundurse de, bir yandan da "yok canim, yine de hala umut var.." dedirtebilen bir kitap. basucu kitaplarimdan biri.
  • "ben, benden istenilen öyküyü anlattım. öykümü, birçok öykü gibi iki insanın kavuşmasıyla bitirdim. iki dünyanın tarihi, hayatımızdaki büyük devrimler, umut, türümüzün bitmeyen zulmü karşısında bir erkek ile bir kadının aşkı nedir ki? küçük bir şey. ama anahtar da küçük bir şeydir, açtığı büyük kapı yanında. eğer anahtarı kaybederseniz kapı hiç açılamayabilir. hürriyetimizi kaybettiren ya da başlatan da bedenimizde; köleliğimizi kabullenişimiz, ya da ona bir son verişimiz de bedenimizde."
  • kitapta, bir kölenin (malın), sahibi veya malı olmaksızın dolaşan sefireye söylediği, "sen özgür olduğun için dürüst olabilirsin. bize yalancı olduğumuz için kızma." cümlesinin sadece bir le guin gezegeninde değil, bu dünyanın günlük hayatında da karşılığı var. verilecek hesabın sadece insana ise özgür değilsin demektir. (köle ya da bağımlı olmana gerek yok, annen, baban, sevgilin, arkadaşın, ortamın da bazen hesap birimi yerine geçebiliyor. isteyerek ya da istemeyerek.) aidiyete eksiksiz uymak için sahtelik/içtenliksizlik/mecburiyet daha çok yoluna çıkabilir. yeri gelmişken; (bkz: peer pressure). verilecek hesabın öncelikle kendine ve hayata (inandığına vs.) ise, o halde yalan (esasında, içtenliksizlik ya da gönülsüzlük,) tüm bunlara ihanet olacağı için kabul edilemez olur. bu, münzevilik, kimseyi takmamak, herkesle bağını koparmak değil. değil. tam tersi. sana beni incitebilecek, alaşağı edebilecek bir güç olarak bakmazsam, kurduğum iletişim gerçekten beni temsil eder. ilişkiler bireysel bir öğreti olarak önem kazanır. geriye kalan deneyim öyle ya da böyle değerli olur.
  • tenin siyasi iktidarı ve bu iktidarın karanlığına bulaşmış olanların bağışlanmak için aradıkları ışığın zihinlere süzülmesini sağlayan kitap.
    ursula k leguin iyi ki var, iyi ki yazıyor.
  • --- spoiler ---

    "aramızda huzur olacak mı?" dedi sonunda.
    "huzura ihtiyacın mı var?"
    bir süre sonra kadın hafifçe tebessüm etti.
    "elimden geleni yaparım," dedi adam. "biraz bu evde kal."

    kadın başıyla onayladı.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap