*

  • galoş yani; eskiden dedem giyerdi bunu, altı keresteden, diğer yerleri deri bi ayakkabıydı, halen de öyledir; ayakkabıdır yani.
  • şimdi de hastanelerde steril olmak bahanesiyle, ayakkabılara geçirilen poşet patiklere deniyor. işin pisliği, adamın tipine bakıp "sen galoş giy, aaa siz giymeseniz de olur yinge" tarzı ifadeler saçan, çapulcu takımının, "görevli/nöbetçi" falan sıfatıyla girişe dikilmiş olmaları...

    bir de tanıdıkları olursa, temiz galoş veriyorlar, rastgele birisi olursa "aha ordan al" diyolar, çöptekileri göstererek, dürzüler sizi.
  • mavi ayak torbasi
  • adı en zor hatırlanan mamullerden biri. hatırlanmadığı zamanlarda poniş, pompiş, lagoş vs. tipi kelimeler söylenerek karşı tarafın çağrışım yoluyla neyin kastedildiğini anlaması sağlanır (bkz: kendimden biliyorum)
  • plastik tuketimini had safhaya firlatan olay. bazi evlerde pimpirikli hanimlar bunlardan bulundurur.(bkz: tecrubeyle sabittir)
  • sarumanın gandalfa sinirlenerek arkasından ibne gandalf yerine kullandığı sözcük.
  • (bkz: gislaved)
    (bkz: totes)
  • nefret edilesi bir nesne bu
    bir de bazi muayenehanelerde, sen yabanci diilsin (ayakkabin temizdir senin) tarzli bi gevseklik olunca, insan ulan samimiyetimizi yok sayip galos giysem mi yoksa yok saymayip kurala mi uymasam diye dusunurken hele bir de galos yigininin hangisi kirli hangisi temiz belli degilse ve de onu galos agzi lastiklerinin ne kadar buzuk veya gevsemis oldugunu kestirerek anlamak gerekiyosa ve de ustune ustluk yigin yaninda sandalye yoksa ve ayakta galos giymek zorunda bırakılıyosa kisi, o zaman sonuc mikroskobik duzeyde bir cinnettir.*
  • yunancadan fransızcaya, fransızcadan türkçeye geçmiş sözcüktür..
    yunancası : galoş , fransızcası ise galoche dur..
  • kor tuttugunu topal yakaladigini yontemi ile cali$an hastane giri$leri harac sistemi.
hesabın var mı? giriş yap