• mehmet seyda nın hikaye kitabı.
  • diable boiteux: topal şeytan

    hıristiyan veya islam dinsel mitolojilerinde öyküsünün bulunması gereken durum. bir nedenden şeytan kör veya tek göz olarak nitelenmiştir. hiçbir öyküsü olmasa belki gerçeki görmeye, kabule karşı kör denebilir(di).

    islam mitolojisine göre olaydizimi şöyle:
    hz. ibrahim, oğlu hz. ismail'in endamındaki cemal ve kemalini görünce, babalık sevgisi ile oğluna karşı muhabbet uyanır. bu huzur ve rahatlık içinde uyur. rüyada, oğlu hz. ismail'i kurban ederken görür. hanımı hz. hacer'in yanına gider.
    - ey hacer, gözümün nuru oğlum ismail'e en iyi elbisesini giydir, saçını tara, onu bir dostun ziyaretine götüreceğim, bir bıçak ve ip de getir.
    - bıçak ve iple bu nasıl misafirliğe gidiş?
    - belki allahü teâlâ bize bir koyun verir.
    iblis bunu duyunca, bana iş düştü diyerek hz. hacer'in yanına gelir.
    - ey hacer, ibrahim, ismaili nereye götürdü?
    - ziyarete.
    - hayır, kurban etmeye...
    - nasıl olur? bir baba, oğlunu kurban eder mi?
    - ama "rabbim emretti" diyor.
    - eğer allahü teâlâ emretmişse, ona bin can feda olsun.
    iblis, bu sefer hz. ibrahim'e gidip der ki:
    - oğlunu nereye götürüyorsun?
    - ziyarete.
    - hayır kurban edeceksin, o rüya şeytanidir.
    - hayır, gördüğüm rüya rahmani idi.
    - oğlunu kesmene gönlün razı mı?
    - ey melun, şunu yakinen bil ki, dünyadaki herkes benim evladım olsa ve rabbim hepsini kurban etmemi emretse, hepsini kurban ederim.
    şeytan, hz. ibrahim'den ümidini kesip, hz. ismail'in yanına gelir:
    - ey ismail, nereye böyle?
    - ziyarete.
    - hayır baban, seni kesecek.
    - beni niçin kesecek?
    - "rabbim emretti" diyor.
    - eğer allahü teâlâ emretmişse, bin canım dosta feda olsun.
    iblisin vesvesesi bitmeyince hz. ismail, babasına der ki:
    - bu beni rahatsız ediyor.
    - ona taş at, uzaklaşsın.
    taş atıp şeytanın sol gözünü kör ediyor. mina'ya geldiklerinde, hz. ibrahim oğluna der ki:
    - canım yavrum, başımızda bela var. bilemiyorum niçin had cezasına müstehak oldun?
    - babacığım, bu sözden kan kokusu geliyor.
    - oğlum, rüyada, seni boğazladığımı görüyorum. ne dersin?
    - insan, sitem kamçısını yemedikçe kımıldamaz. babacığım, sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredicilerden bulacaksın. başımı vermek benim için bir an sürer. ama kendi elinle oğlunu kurban etmek, gönlüne zor ve ağır gelebilir. üç arzum var: birincisi, ellerimi ve ayaklarımı sıkı bağla!
    - yavrucuğum, dosta giderken ağlayıp, feryat edilmez.
    - belki hançerem [gırtlağım] hançerine dayanamaz, elimi, ayağımı oynatır da seni üzerim. ikincisi, beni yüzükoyun yatır, yüzümü görme, ben de yüzünü görmeyeyim ki, belki coşarım da, senin babalık sevgin harekete gelir, ikimiz de, emri yerine getirmekte kusur ederiz. üçüncüsü, annem beni göremeyince dayanamaz, onu teselli et ve iyilikte bulun.
    hz. ismail ağlarken melekler de ağlar. babası, bıçağı boğazı üzerine koyunca, oğlu güler.
    - yavrucuğum, bu halde iken niçin gülüyorsun?
    - gördüm ki bıçakta besmele yazılı, dostun ismi yazılı olan bıçak, nasıl keser?
    hz. ibrahim, olanca kuvveti ile bıçağı çalar, bıçağın ağzı döner ve kesmez. ibrahim kızıp, bıçağı yere çalar. bıçak allahü teâlânın emriyle dile gelip der ki:
    - bana niçin kızıyorsun? sana kes diye emreden, bana da kesme diye emrediyor.
    o zaman şu lütuf nidası erişti:
    "ey ibrahim, gerçekten rüyana sadakat gösterdin. güzel amel işleyeni işte böyle ödüllendiririz. bu açık bir imtihandı. oğluna karşılık ona büyük bir kurbanlık koç fidye verdik."
    hz. ibrahim, gökten inen koçu yakalayınca, oğlunun bağlarının çözüldüğünü görür.
    - yavrucuğum, bağlarını kim çözdü?
    - beni ölümden kurtaran dost, bağlarımı çözdü.
    - ey oğlum, şimdi dua et, ne istersen allahü teâlâ kabul eder.
    hz. ismail şöyle dua etti: "ya rabbi, kıyamette, mümin olan herkesi mağfiret eyle!"
    "bütün müminleri mağfiret ettim ve bağışladım." müjdesi gelmiş.

    ***
    siebel:
    "biz de sizi saygıyla esenleriz*!
    ---(mephistopheles'i yandan süzerek, yavaşça)
    bir ayağı niye aksıyor* bu herifin?" goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)

    (bkz: ben demek kör şeytana mahsustur)
    (bkz: şeytan/@ibisile)
    (bkz: altı/@ibisile)
    (bkz: insan kurbanı)
    (bkz: kör kör parmağım gözüne)
  • kör şeytan, kör nokta gibidir: nokta oradadır ama görülmez. görmeme/görülmeme karanlıkla ilgilidir. bir şey karanlıktaysa görülmez, üzerine ışık vurduğunda görünür hâle gelir. gözün nuru/gözün feri derken de gözün üzerine düşen ışık anlaşılır. kşz. projeksiyon

    nitekim, bazı zahiren körler bazı zahiren görürlerden daha iyi görürler. gözümüzle değil, gözümüze düşen ışıkla gördüğümüzün kanıtı. göz sebep, görüş sonuç.

    şu da var ki, bir şeyin üzerine ışık vurması için karanlıkta olması lazım gelir. elmasın göz kamaştırması için, oraların -hani geçenlerde buldular: vantablack olması gerekir. fotoğrafın negatiften pozitife geçmesi için karanlık odaya ihtiyaç duyulması gibi...

    insan da bir negatiftir. negatifte ışık ve gölge terstir. "dünya tersine çakılmış bir naldır." insanın her anlamda pozitif olması için, karanlık odaya girmesi şarttır. karanlık oda = yokluk. oda ne kadar karanlıksa, malzeme o denli kuvvetli ışık alır. sonuç: pozitif. kutlu olsun.

    "ana rahminden geldik pazara
    bir kefen aldık döndük mezara" yunus emre

    ömür denilen bir anlık düşün özeti. iki taraf da, rahim de mezar da karanlık. düş gereği pazar rengârenk. kefenin ise beyaz olması umulur. kefenin beyaz olması için, şeytan'ın karalar bağlaması, şeytan'ın kör karanlık olması, şeytan'a ışık vurmaması gerekir.

    hiçbir fotoğrafçı, karanlık odasında kabak gibi parlayan bir şeytan istemez diyerek konuyu tatlıya bağlayalım azizim.
hesabın var mı? giriş yap