• bir cahit zarifoglu şiiri..

    "karşılaşabildikse
    ağzını kullan ve lütfen sor:
    - nasılsın
    cevap veriyorum
    - bulanık

    yıllar
    gerçekler
    birini söyle

    kimden sorsak sevginin saklambaçlarını
    bir böcek bakışı yassı
    göğsümüzün gergefinde

    yıllar yirmi yıl açmış arayı

    mantığı öldüreceksin
    bir sabah
    bir ferman kaleme alarak:
    tarihi yıkmalıydık
    ırkları ve suçları yakmalıydık
    kalbi alışverişten almalıydık
    kırk yaşlarındaki bir adamın konusuna bakmalıydık

    anlatsana bir serçe daha:
    önce bir mektup: satırların arasına yatmışsın bir bomba gibi
    dehşet bir ses tonu çıkarıyor aklım
    serçem bu
    avuçlarımda tanelerini arıyor merteliğin
    bir sesle bir sevinç
    biricik bu diye bağırıyorum biricik
    tellerin içinden toparlayan yakamı

    ekim onüç bir yanılma bir salı
    saat onotuz: ses
    yorgun
    ciddi
    beklemeden kulenin altından işleyen oyukları
    kirişleri baltalamakta kirişleri

    "devam etmeyecek" .. çıt
    sükut! kocaman

    postacı sen kaç katlısın
    elinde bir balina kanadı
    iliklerime dokunuyorsun

    postacı sen kaldırımı geçme
    ne kadar beklersen o kadar şişecek kemiklerim
    şapkanı çıkar at
    alnında bir şelale
    bir hitit mezarı girintisi
    işte ilk kendini öldürme çiçeği miligram otuzbeş toplam
    yetmiş - yüzbeş.. tamam.. çıt
    aşksa posta aradan çekilebir
    "bir olur alalım"
    devlet dairelirinden bir cümle
    postacı bekle önüme geçme
    akıllı kalalım

    ilki senden ardından kelimeler
    ve bir serçe
    kaldırıp başlarımızı
    bir hazan yaprağı uçuşuna

    yeniden başlayabilir
    bir çokları komşular vatandaşlar ırkdaşlar falan
    gong seseleri çanlar teneke gıcırtıları yırtılan çelikler

    bir kartal gagası. daha
    bir mızrak boyu daha
    postacı çekil
    bu eller birleşti bir kere
    tellerde kulaklar durma gel

    seni kocaman ağzın için tutuyorum
    doğruyu ezberler yineler
    elmacık kemiklerinde kızarmış bir volkancık çağı
    içimde bir çalkantı alıyorum
    ondört ekim bir yanılma daha bir salı
    saat sabah:
    ses

    cıvıltı
    al sana bir acı
    kenarları yırtık ve çok ağrıtması
    sayfa üç
    sayfa başlıyor daha ilk kahvaltısında mütarekenin
    çiçek serçeyi ağırlıyordu yapraklarında

    arkamdan
    o bir erkekle
    kartallara uzandı
    dedirtebilir misin

    bir genç döşüme bir ad işledi
    mor kırmızı ve pembe küçük
    çiçek motifleriyle
    bazı fotoğrafları karartıyor içim
    işıklar bir adele parlatıyor kuzgun

    bir kaç yılda değil

    bir kaç gün içinde
    binbir çarpıp çekilişin

    şimdi evet şimdiyse hayır
    sus
    çıt
    heyhat

    aralık başları
    kaloriferler kükürt çağı
    dünya iki can kuşu

    soru: ne kadar
    - vapurlar kadar cevabı

    fokur fokur kaynıyor damarda
    koyu bir nalan
    akşamları bir doyurucu bir çorba aynı sahanda aynı
    dudak mühürleri
    simsiyah ağır uzun üzerine
    dalga dalga hür
    akan saçlar kuş cenneti söğüt bahçesi

    ve nihayet şu köşe düşü
    yuvarlak üzerinde ağır örtüler
    kırmızı elmacıklar açık deniz fenerleri
    porselen ince zarif
    hayır bu yemek saati değil
    bir kuşlar kafilesi akıyor buluşma saatleri"
  • --- alıntı ---

    mantığı öldüreceksin bir sabah bir ferman kaleme alarak: tarihi yıkmalıydık ırkları ve suçları yakmalıydık kalbi alışverişten almalıydık kırk yaşlarındaki bir adamın konusuna bakmalıydık

    --- alıntı ---

    bu pasajında islam peygamberi *muhammed*’e atıf vardır.
hesabın var mı? giriş yap