• karga ile tilki fabl'ının türkçe halinin akılda kalan repliği. devamında da
    "... çık şu dala bak dedi,
    çıktım baktım o dala,
    bu karga ne budala.." dizeleri gelmektedir.
  • sözlerini de yazayım tam olsun.

    karga karga gak dedi
    çık şu dala bak dedi
    çıktım baktım bu dala
    bu karga ne budala

    karga fındık getirdi
    fare yedi bitirdi
    miyav dedi av dedi
    fareyi tuttu kedi

    karga uçtu gitti
    dere tepe düz gitti
    altı ay bir güz gitti

    vardı uzak ülkeye
    bu ülke benim diye
    kral aldı kargayı
    kızı için hediye

    karga karga gak dedi
    kral kızı bak dedi
    fındık var mı fındık
    olsa da yesek dedi.
  • tilki, dalda duran kargayı kandırır ve karganın ağzından düşen peyniri yer... karga kaybetmiş olmanın verdiği mahzunlukla tilkinin ağzından salyalar akıtarak peyniri yiyişini seyreder. tilki peyniri yiyip, son artıklarını da yuttuktan sonra karga ona “afiyet olsun” der ve uçar gider. karganın arkasından bakan tilki onun hakkında, “aptal olduğu kadar da nezaket sahibiymiş” diye geçirir içinden.

    ertesi gün karga, aynı yere ağzında bir lokma peynirle tekrar gelir. tabi ki tilki yine aşağıdadır. tilki, tam kargayı konuşturarak peynirini almaya kalkışacaktır ki karga kendiliğinden peyniri onun önüne atar. tilki bir anlık şaşkınlığını atlattıktan sonra peyniri yemeye koyulur. karga yine onu seyretmektedir. tilki peynirin son artıklarını da yiyip ağzındaki salyaları sildikten sonra kafasını yukarıda karganın durduğu dala doğru kaldırarak kargaya “teşekkür ederim” der ve arkasını dönerek oradan uzaklaşırken ona bakan karga, “kurnaz olduğu kadar da nezaket sahibiymiş” diye geçirdi içinden.

    üçüncü gün karga yine ağzında bir parça peynirle gelip aynı dala konar. tilki ise her günkü gibi aşağıda beklemektedir. karga konduğu dalın üstünde peynirini yemeye koyulur. tilkinin ağzından salyaları akmasına rağmen, ne karga ona bir gram peynir verir, ne de tilki ondan bir parça peynir ister. karga peynirini yiyip bitirdikten sonra tilki ona “afiyet olsun” der.

    tilki, o gece rüyasında kargayı görür. karga, ona “sen o ilk gün beni kandırıp peynirimi aldığında çok üzüldüm. ikinci gün, isteseydin sana verebileceğimi göstermek istedim. ve sen o peyniri bitirdiğinde bana teşekkür ettiğinde mutlu oldum. üçüncü gün, özellikle sana bir parça bile vermedim. senin ne yapacağını merak ediyordum. sen, ağzından salyalar akar bir halde olmana rağmen bir gün önce sana kendiliğinden yiyecek veren birini aldatmaya kalkmadın. bu tavrın ise beni çok sevindirdi. aslında bir adaletsizlik söz konusuydu. üç günün ikisinde sen, birinde ben doydum. oysa yarı yarıya paylaşsaydık ikimiz de her gün doymuş olacaktık. hiç önemli değil. artık kurnazlıkla beni bir kere kandırabileceğini öğrendin. unutma ki kurnazlıkla bir şeyi elde etmeye kalkarsan o şeyi son kez elde edebilirsin. oysa, doğru ve dürüst davranırsan, o şeyi sonsuz kere elde etme imkanına sahip olabilirsin.
    istesem, ben her gün o dala konup senin karşında hiç konuşmadan peynirimi afiyetle yiyebilirim. ama yapmayacağım. bundan sonra lokmamın yarısını seninle paylaşacağım. çünkü ben inanıyorum ki, sen de bundan sonra yiyecek bir şey bulduğunda bana bir parça ayıracaksındır. yanılıyor muyum?” dediğinde tilki uykusundan uyanır ve etrafına bakarak kargayı arar. hemen bunun bir rüya olduğunun farkına varır ve rüyasında gördüğü kargaya “yanılmıyorsun” der.

    o gece karga da rüyasında tilkiyi görür. tilki kargaya, “ilk gün seni kandırarak peynirini yediğim için çok mutlu olmuştum. ama ikinci gün sen ağzındaki peyniri kendiliğinden bana verdiğinde onu yerken çok sevindim. üçüncü gün, sen kendi başına oturup peynirini yerken ağzımdan sular akmasına rağmen, kabaran nefsimi tatmin etmek için senden bir parça bile istemeye utandım. çünkü bir gün önce sen kendiliğinden bana onu vermiştin. “demek ki bugün yalnız başına yemek istiyor” diye düşündüm hakkında.
    sonra eve doğru giderken kendi kendime; “neden her gün birimiz yiyoruz peyniri? neden bölüşmüyoruz?” diye sordum. ve sana şunu söylemeye karar verdim; “peynir senin, verirsin-vermezsin!..eğer yarın geldiğinde bana peynirini verirsen ben onun sadece yarısını kabul edeceğim. böylelikle ikimizde bir şeyler yemiş olacağız. ayrıca bundan sonra ben de, kendi bulduğum yiyeceklerden sana ayırıp, buluştuğumuzda sana vereceğim. çünkü sen bana paylaşmanın yüceliğini öğrettin” der. karga gözünü açtığında gülümseyerek, “yarın, bu rüyayı gerçek yapacağız” dedi.

    ertesi gün buluşma yerine geldiklerinde karga ağzındaki peyniri tilkinin önüne doğru attığında, tilki ayak tırnaklarıyla peyniri ikiye ayırır ve kargaya, “bunun yarısını sen, yarısını ben yiyeceğiz. aynı dün gece senin, rüyamda bana söylediğin gibi!...” dediğinde şaşıran karga, şaşkınlığını atlattıktan sonra ona; “bundan sonra her şeyi bölüşeceğiz, aynı senin, rüyamda bana söylediğin gibi!..” der. karganın söyledikleri karşısında şaşıran tilki daha sonra gülerek “demek sesimi duydun!..” der ve o günden sonra aralarında büyük bir dostluk oluşur.

    orkun levent boya tarafından yazılmış güzel bir öykü (bkz: izedebiyat)
  • çiğköfte yoğurtan versiyonu
  • kahraman'a son uykusundan önce yetişememiş, onu güldürememiş kargadır.
  • karganın fındık peşinde bir çapkın olduğunu düşündüren şarkı.
hesabın var mı? giriş yap