• bazi kuruyemisciler vardir sigara alsaniz bile size zorla findik fistik antep fistigi yedirirler.. ayip olmasin diye siz de bisiler alirsiniz..
  • en sevilen kuruyemi$ci 24 saat acik olanidir: alkol`lu icecek de satarlar onlar...
  • icki partilerinden ve sicak ankara gecelerinde yedinci cadde turuna cikilmadan once gidilmesi ve gereken stoklamanin yapilmasi farz olan kucuk dukkan.
  • bazı kuruyemişçilere girdiğinizde dükkanda kimse olmayabilir, işte bu durumda, arkaya döndüğünüzde "buyur abi" nidasıyla karşılaşacağınızı bilirsiniz. defalarca yaşanmıştır...
  • ankara'da franchising veren biri vardır: ünal kuruyemiş.
  • kimi yörelerde geceleri it çakal yatağı olarak hizmet veren müesseselerdir. özellikle gecenin körüne kadar açık olanlar semtin çakallarınca akşam saatlerince işgal edilerek meyhane formatına sokulur, dükkan sahibi de korkusundan ses çıkaramaz ve bu itlere açık büfe içki-çerez ikramı yapar durur. bu tür kuruyemişçileri loş ışıklarından veya dükkanın önünde oturan kalabalık ve çıkardıkları "mnako...orspuçocuu..helelolağğ..." uğultularından tanıyarak sakınabilirsiniz.
  • asla cikolata alinmamasi gereken yerler. biri ikisi degil hepsi ya bayat ya da gunu gecmis cikolata satarlar.
  • kuruyemişle olan kafiyesinden midir nedir bunlar genelde kurukahve de satarlar. asıl kuruyemişçilerde bunlar olur sadece. kahve ve çerez ile alaturka zevklere hitab ederler.

    içki olayı sonradan girmiştir bunlara ve kuruyemişçiliğin saf ve temiz ruhunu zedelemiştir. zaten içki de satan kuruyemişçinin farkı ve bayağılığı hemen fark edilir. bunlar mcdonalds hızı, verimliliği ve soğukluğunda çalışırlar: buyrun ne istemiştiniz, iki bira yüz gram da fıstık, evet abi, başka bir arzunuz, teşekkürler iyi akşamlar.
    bu kadardır işte. sizi o saatte içki aldınız diye sorgulamazlar, işlerini yaparlar sadece. küçük bir mahalle değilse arkanızdan dedikodunuzu da yapmazlar.

    oysa şark kültürü böyle değildir, ticaretin içinde hoşbeş de vardır. içki dükkanlarda satılmaz zaten. meyhaneleri, şurası burası ile içileceği yerler vardır. bir adabı ve arkasında bütün bir terbiyenin verdiği ağırlığı vardır içki içmenin. bir yandan hayyam ın şarabı allah a yaklaştıran olarak tarif ettiği dizeler kulaklarda çınlar, öte yandan dağılan benlik kaygısı ile bir olmuş cemaatin uğultusu.

    böyleyken içkinin dükkanlarda buğday alıp satar gibi ticaretini yapmak da zordur. yapanlar ise ince bir dengeyi tutturmak zorundadır. tarafsız ve soğuk bir makinayı oynamak bu coğrafyanın insanına ters geldiğinden içki satmak öyle herkesin işi değildir. bir yandan zevk pezevenkliğidir çünkü. sizden onu alan gizli bir suç işlemiş gibi alır. parasını veren alır yapamazsınız. içkiyi verirken karşısındakinin geçireceği bütün merhaleleri ve neticede sızmayı görür gibi olur satan. "hayrola rıza efendi efkardan mı" der satıcı. adam açıklama yapmaya mecburdur. bir an önce alıp gideyim, hiçbir şey sormasın filan olmaaaaz.

    yani diyeceğim odur ki kuruyemişçilerde içki satılması ters gelir bize. herkes işini yapsın. *
  • mal sayımında gidilmemesi gereken bir mekan. zira bu sayım yıllarca sürebilir.
hesabın var mı? giriş yap