• kemalist dergi. türlü türlü kemalist-ulusalcı yazarlarımızın toplandığı bir yayın organı imiş. ağustos sayılarında madem öyle işte böyle başlığı altında hediye olarak bölünmüş yunanistan haritası verdiler yanılmıyorsam. haritada yunanistanın kuzeydoğusu (bkz: batı trakya) batı trakya türk cumhuriyeti. kuzeybatısı ise makedon cumhuriyeti olarak gösterilmiş. bravo diyoruz çalışmalarının devamını diliyoruz.
  • ilk olarak 2 aralik 1918'de edirne'de mavr-i miracilarin iddialiarina cevap vermek gayesiyle kurulmus, bölgede yunan isgal cetelerine karsi sarp yerlerde direnmis ve fakat pek varlik gosterememislerdir. sivas kongresi'ne katilamamis olsalar da kararlarina uymus bati trakya'nin fisekleri; yeni edrine ve ahali adli iki gazeteyle fikriyatlarini yayimlamislar
    bolgesel farkliliklar disinda ayni son ek altinda "mudafaa-i hukuk" bircok cemiyet kurlmus

    kaynak;siyasal kitabevi ataturk ilke ve inkilâp tarihi
    bir de (bkz: mudafaa-i hukuk ilkokulu) var konumuzla alakasi olmasa da bkz. hakediyor zira kantinine dair yazilanlar ve yasanilanlardan oturu
  • izmir'de bir ilkokul. güzelyalı'da. amerikan kız kolejinin arka kapısından çıkıp düz gidince önüne çıkılıveren, önünde ipek böcegi satılan bir yerdi. ilkokulum.
  • gün bugün olunca esas anlamına vakıf oluyorum hukuku müdafaa gibi bir şey ilk duyduğumdan beri saçma geliyordu. şimdi hukuk olmadan tutukluluk sürelerinin her iddia (bakın suç değil, iddia) için 5 yıl olmasından sonra anlıyorum. birileri hukuk'u müdafaa etmeli.

    aksi takdirde rahmetli babaannemin dediği gibi "ananı siken kadı, kimi kime şikayet edeceksin".
  • cemiyeti bile vardı vakti zamanında
  • hakları savunma demektir. hukuk, hakkın çoğuludur.
  • müdafaa-i hukuk, itilaf devletlerinin emperyalist planları karşısında türk topraklarının bütünlüğünü savunan bir örgüt ve örgütler topluluğunun adıdır.

    bu kuruluşlar kuruldukları bölgenin türk ve müslüman kimliğini ifade edip, türk anayurduna bağlı kalma isteğini savunurlardı. trakya ve anadolu'nun her yerinde küçük küçük, bölgesel müdafaa-i hukuk cemiyetleri kurulmuştur. bunlar daha sonra 1919'da yunan işgaliyle halkın desteğini, rüzgarı arkalarına almış ve direnişe katkıda bulunmuşlardır. (ki bu sıralarda yunanlar itilaf güçlerinin hediyesi olarak izmir'i işgal etmiş fakat bununla da yetinmeyip içlere hareketlenmiş fakat kaderin sillesini gazi mustafa kemal paşa'dan yemişlerdi.) her neyse, daha sonra daha büyük organizasyonlar halini almışlardır.

    burada sorun yok.

    ama resmi tarihimizde nasıl da bu örgütün önderlerinin toprak sahibi, tüccarlar oldukları yazılmaz. (yazıldıysa da ben rastlamadım.) bu kişiler sürgün edilen, göç eden veya göçe zorlanan ermeni ve rumların ki bunları lucifer'ın oğlu ve kızı olarak göstermeyi çok severiz, mallarına, paralarına, evlerine, taşınmazlarına, işlerine ne varsa el koymuştur ve belki de şüphe duymadığım vatanseverlikleri kadar büyük bir etken de kendi çıkarlarıdır.
  • türk'ün 1919 mayısından beri sürdürdüğü bir asırlık mücadelesidir. vazgeçecek değiliz hakkımız olan ve hak ettiğimiz hiçbir şeyden.
  • türk halkının esir edilmesine karşı çıkan bir avuç asker ve sivil aydının öncülüğünde türk halkı müdafaa-i hukuk cemiyetleri adı altında önce bölgelerini daha sonra da tüm ülkenin kurtarılmasını kapsayan bir hareketi başlattı.

    mustafa kemal paşa’nın 9. ordu müfettişi olarak anadolu’ya geçmesinden sonra bu hareketin ivmesi de arttı.

    erzurum’da ve sivas’ta yapılan kongrelerde millî sınırlar içinde vatanın bölünmez bir bütün olduğu belirtilmiş, seçimlerin yapılarak halkın temsilcilerinden oluşan meclis-i mebusan toplanmıştır.
hesabın var mı? giriş yap