• osmanlı döneminde, eflak ve boğdan'a, bir arada verilen isim.
  • iki memleket demektir.
  • "iki krallık" anlamına gelir. eflak krallığı ve boğdan krallığı osmanlının vassalıdır. diğerleri ise vilayet gibi bir statüdedir. onun için "iki krallık" denince osmanlı hakimiyetindeki bu iki özerk krallık anlaşılır.

    bildiğimden değil, şimdi salladım. ama olsa olsa böyle bir şeydir.

    edit: arapçada memleket krallık demektir. onu sallamadım.
  • bugünkü güney romanya ** ile moldova'nın* osmanlı dönemindeki adları. aslında aynı coğrafyada aynı idari statüye sahip bir ülke erdel* daha vardır ama hem türk süzerenliğine girişi geç bir döneme tekabül eder hem de halkı rumen değil macardır. erdel fatih döneminde değil kanuni döneminde fethedilmişti.

    bu şekilde ana macar kütlesinden koparılan erdel bir daha anavatanla buluşamadı.

    ilginçtir büyük güçler osmanlı'yı altı okka edip bu üç ülkeden ikisini birleştirerek romanya adında bir ülke kurmuşlardır ancak birleşetirdikleri ülkeler eflak ve boğdan değil eflak ve erdel olmuştur. madem romanya kuruyorsun romanya kur. yok böleceksen adam gibi böl.
  • arapça kökenli "iki memleket" anlamına gelen ve osmanlı devleti'nin himayesi altında 400 yılı aşkın süre siyasi varlığını haraçgüzar statüde, yani yarı özerk biçimde sürdüren eflak-boğdan için kullanılan tabir.

    tarih literatüründe osmanlı eflak ve boğdan'ı için kullanılan memleketeyn ismi, esasında xvııı. yüzyılın ikinci yarısından itibaren vakanüvis tarihlerinde ve osmanlı arşivindeki belgelerde görülmeye başlanmaktadır. uluslararası ilişkilerde memleketeyn tabirinin, 1774 yılında imzalanan küçük kaynarca antlaşması ile ortaya çıktığını öne sürebilmek mümkündür. antlaşmanın eflak ve boğdan'ı ilgilendiren maddelerinde "her iki memleket" tabiri geçmektedir. memleketeyn adının devletlerarası arenada görünür hale geldiği ilk resmi nitelikli belge, 1779 yılında osmanlı devleti ile rusya arasında imzalanan aynalıkavak tenkihnamesi'dir.

    xvııı. yüzyılın sonlarına kadar eflak ve boğdan olarak anılan bu iki voyvodalık neden memleketeyn'e dönüştü? sorusu, üzerinde düşünülmeye değer niteliktedir. 1774 yılında yapılan küçük kaynarca antlaşması ile boğdan sınırlarına kadar toprak kazanımları elde eden rusya'nın bölgede etkin bir tehdit unsuru olarak sivrilmesi, memleketeyn tabirinin ortaya çıkmasında başlıca etken olmuştur. bir tür diplomatik hamle olan memleketeyn tanımlamasıyla osmanlı devleti, tuna nehri'nin kuzeyinde yer alan iki farklı beyliği tek çatı altında toplanmış müstakil bir idare gibi göstererek rus tehlikesini bertaraf etmeyi hedeflemiş olmalıdır. böylelikle osmanlı devleti, eflak ve boğdan'ı merkezi yönetimle daha güçlü biçimde bütünleştirmeye yönelik stratejik bir hamle yapmıştır.

    xvııı. yüzyılın son çeyreğinde boğdan sınırına kadar topraklarını genişletmesi, rusya'yı akdeniz ticaretini tehdit edebilecek potansiyele sahip tehlikeli bir güç haline getirmiştir. durumun farkında olan ve bölgeyi konsoloslar aracılığıyla dikkatle izleyen ingiltere, fransa ve avusturya, eflak, boğdan ve sırbistanı içine alan coğrafyayı nitelemek için danubian principalities/ tuna prenslikleri tabirini literatüre kazandırmışlardır. avrupa'lı güçlerin bu hamlesi, ticari bakımdan kilit öneme sahip olan tuna nehri havzasında yükselen rus gücü karşısında dağınık parçalardan oluşan siyasi birimler yerine birbiriyle bütünleşmiş bir güç ortaya çıkarma amacına yöneliktir.

    yukarıdaki bulgular ve tespitler ışığında, xvııı. yüzyılın ikinci yarısından önceki anlatılarda eflak ve boğdan'ı nitelemek için kullanılan memleketeyn ismi yanlış bir tanımlamadır. çünkü söz konusu klasik dönem metinlerinde ve arşiv belgelerinde memleketeyn ismine rastlanmamakta ve doğal olarak memleketeyn olarak bilinen bir coğrafya bulunmamaktadır. bu haliyle, osmanlı klasik çağını konu alan anlatılarda eflak ve boğdan voyvodalıkları için kullanılan memleketeyn tabiri, anakronizm olarak tanımlanan tarihsel yanılgıya ve saptırmaya dair iyi bir örnek niteliği taşımaktadır.
hesabın var mı? giriş yap