• bu sabah, "münevver için 20 ekim'de motor deniyor" spotuyla verdiği içeriği bile tartışmalı haberin sunuluş şeklinden dolayı hem ölüye, hem okuyucularına saygısızlık, hem de ahlaksızlık yapan milliyet gazetesini, münevver'den, ailesinden ve okuyuculardan özür dilemeye sevketmek, medyaya biraz "kendine gel" demeye cesareti olanları sesini yükseltmeye davet etmek amacıyla başlatılmış kampanya.

    münevver cinayeti bize çok şey öğretti. medyanın nasıl canavarlaşabileceğini, hissizleşebileceğini ve etik olarak üzerinden prim yapılmaması gereken ölümü/cinayeti nasıl basitleştirdiğini, hunharca yediğini gördük. hatta dalgaya sardığını da.

    diyeceğiniz bir şey varsa, bunlar sizi rahatsız ediyorsa, elinizden de bir şeyler geliyorsa, yazmak, fotoşop, iletişim kurmak, slogan yazmak, esirgemeyin isterim.

    ama bu başlığa, sadece "milliyet özür dile" yazarak da, kampanyaya imza atabilirsiniz.
    ha "tanım" yazmadınız diye sizi sözlükten uçurmaya kalkanlar olabilir.
    beni uçursunlar lütfen.

    sözlüğe üye olmayan ama bir ses vermek isteyen varsa bir şekilde, bir şeylerle ulaşsın:

    milliyet özür dile!
    cyrettin[at]gmail.com
  • "kampanya" amacına ulaşsa, özür dilese ne olacak, yine milliyet'in reklamı olacak,
    -efendim şey, bir çalışanımız dalgınlıkıla böyle yapmış, işten çıkardık onu, ailesinden ve kamuoyu'ndan özür dileriz. bu davanın arkasında olduğumuzu belirtmek isteriz.
    kimi tatmin edecek bu özür? abuk subuk haberler yapan bir yayın organından daha az, mükünse hiç bahsetmemek daha isabetli olur.
  • milliyet internet'e girmeyerek protesto etmek, buna cok daha efektif bir yontem olabilir. para icin yapmacaklari sey olmadigindan, hemen etkisini gosterecektir.
  • milliyet özür dileyecekse bugün attığı manşeti çoktan geçtim ben. bütün türkiye'nin tanıyıp, katliamına üzülüp sahiplendiği münevver karabulut'la ilgili her haberde ismini kullanmak yerine aylar boyunca "kesik baş" diye başlık attığı icin özür dilemelidir bence.
    ne mutlu ki bu ne olduğu belirsiz yayınları hazırlayanlar -gazete demeye dilim varmıyor- ekşisözlük okuyorlarmış da başlığı değiştirmişler. demek okur şikayetlerini değerlendirmek yerine, vahşet dolu başlık araştırmalarından geri kalan vakitlerini sözlükte geçiriyorlar. hayır, ben yukarıda bahsettiğim olayla ilgili olarak güzel bir şikayet yazdım kendilerine ve cevap vermeyi geçtim, şikayetiniz ilgili yerlere iletilmiştir şeklinde bile bir geridönüş alamadım ordan biliyorum.
  • ölü tabusundan kaynaklanmaktadır.

    "motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor, motor."
  • "milliyet münevverden de ailesinden de insanlardan da özür dilesin" evet

    o filmi çekecek yönetmen de özür dilesin bizahmet. neymiş gençlerin ekstrem duygulara varış hikayesini aktaracaklarmış. benim derdim gençlerin ekstrem duygulara varış hikayesi değil bu durumda, az çok biliyoruz bu süreci. münevver karabulut olayında beni ilgilendiren, elinde yetkiyi tutan tüm birimlerin bu ekstrem duruma varış hikayesidir, aymazlığıdır. bu aymazlık için de biz buradan motor diyoruz.
  • milliyet bunu defalarca yaptı. dikkat çekmek için saçma sapan manşetler atmayı bir hüner bildi.

    ama bu yaptığından sonra en azından bir özürü çok görmemeliler, hem münevver karabulut ailesinden, hem de türkiye'den.
  • kimse kusura bakmasın, duyarsızlık bununla bile taşşak geçecek seviyeye gelmişse bi bokluk var sizde kardeşim. bir kız, kuvvetle muhtemel, ki kesin olmaması götümüze mötümüze girmesin diye, erkek arkadaşı tarafından öldürülüyor. cinayetin şekli, ardından olan biten alabildiğine vahşi, alabildiğine yüzsüz, bir o kadar da pişkince. aylardır zanlı bulunamıyor, ve bu şehrin emniyet müdürü çıkıp "kızlarına hakim olsalardı"ya kadar getiriyor işi. münevver karabulut ve ilgili cinayetin başlığında alayına çemkiriyorsunuz, ağzınıza geleni söylüyorsunuz, ki haklısınız, ancak milliyet gazetesi ne demeye getirdiği kabak gibi belli olan bir başlık atıyor ve buna tepkiniz yok öyle mi? celaleddin cerrah'ın söyledikleriyle bu kampanya girişimine taşşak geçerek yaklaşmak arasında ne fark var kardeşim? ikisi de normalleştirmeye çalışmıyor mu bu cinayeti? ikisi de mazlumu asıl suçlu olarak göstermiyor mu? sen istediğin kadar "yau dalgınlıkla yazılmıştır, alınganlıktır, boktur, carttır, curttur" de, istediğin kadar makaraya al. peki bunun sonunda ne olacak sanıyorsun dallama? yarın öbür gün olacak, "ne hınzır gasteciymiş kehkeh" diye güleceksin de buna. ölen öldüğüyle kalacak, olan mağdura olacak. sen yarın öbür gün bunu unutacaksın belki. ta ki başka bir münevver daha öldüğünde, başka bir kolluk kuvveti mensubu mağduru değil, zanlıyı kollamaya kalkıştığında, bir başka dallama kendi sikik ahlaki algısını sana bana zorla yedirmeye kalktığında, işin işten geçtiğini anlayana dek.

    "sözlükte kampanya yapsan ne olur?" diyecek adama da necevap vermem gerek bilmiyorum. klavye başından bundan başka ne olur lan ibiş? ne istiyorsun daha? sen bunda bile taşak geçecek bir şey buluyorsun, sivil eylem düzenlense ne olacak? götünü kaldırıp gelecek misin?

    kimse kusura bakmasın, cyrano az bile demiş. alayınız duyarsız, umarsız, sinmiş, sindirilmiş pişkinlermişsiniz lan.
hesabın var mı? giriş yap