• 18-23 şubat 2014 tarihleri arasında ukrayna'da dönemin cumhurbaşkanı viktor yanukoviç'e karşı düzenlenen devrim. hükümetin devrilmesi, kendisinin rusya'ya sığınması ve petro poroşenko'nun başa getirilmesi ile sonuçlanmıştır. devrimin sebebi ülke cumhurbaşkanının avrupa ile anlaşmayı sürekli ertelemesi, rusya ile daha yakın ilişkiler kurması olarak biliniyor. kendisine sorulduğu zaman ise avrupa'nın adil şartlar sunmadığını, eylemlerin barışçıl sürdüğünü hatta polis tarafından uygulanan ilk şiddet emrinin kendisinden çıkmadığını öne sürüyor. fakat mesele sadece rusya ya da avrupa değil elbette, bu olaylar yaşanmadan önce adamın hakkında dünya kadar taciz ve yolsuzluk iddiaları var.

    sonuç olarak, onyıllardır beslenen rusya-ukrayna savaşının fiilen ilk ayak sesleri niteliğinde gerçekleşen olay denilebilir. ukrayna hiçbir zaman tam anlamıyla bağımsız olamadı, ve bilmem kaç fersah ötedeki bir devleti kendine düşman edinmektense kapı komşusu bir ülkeyi kendisine düşman edinmeyi tercih etti ve bedelini ağır ödüyor. diğer yolun da farklı bir kapıya çıkmayacağı söylenemez tabi.

    umalım ki en kısa sürede barış sağlansın.
  • pentagon'un ukrayna'nın başına bir proje adamı getirerek rusya'ya dolaylı yoldan saldırma imkanı bulduğu darbe, devrim diyen sjw'lere bakmayın bildiğiniz darbe. abd'nin yanukoviç'in yerine başa getirdiği poroshenko cuntası donbass cumhuriyetindeki 3400 sivili katletti. devamında onun yerine geçen zelensky rejimi de ukrayna' yı abd'nin vekil devleti haline getirerek ülkenin genç nüfusunu yok etti. ukrayna'nın bir failed state haline gelmesinin ilk adımı bu darbedir.

    bunun ortadoğu'daki versiyonu arap baharı'dır. 17 şubat devrimi, 2011 mısır devrimi neyse bu da o. ukraynalılar abd'nin ipiyle kuyuya inmenin bedelini çok ağır ödediler maalesef. başlarındaki proje adamı pentagon'dan talimat aldığı sürece ukrayna yerle bir olacak.
  • sen yapınca darbe, ben yapınca devrim. yersen.

    bu devrimden sonra ülkedeki "eski rejimden" kalma memurların tasfiye pardon görevden alınması; aralarında savcıların da olduğu üst düzey bürokratların intihar etmesi hep normal şeylermiş zaten değil mi? bunun yanında ikinci dünya savaşında hayatını kaybeden askerlerin anısına yapılan anıtlara zarar vermek vandallık değil aktivistlikmiş. bir de seçilmiş devrik hükümet değil rejim dememiz gerekiyormuş. ayrıca bu "renkli devrimcilere" olaylardan çok sonra, göz göre göre insan öldürseler bile ceza verilmemesi hatta soruşturulmaması da demokrasi, özgürlük ve insan haklarının gereği imiş. zaten yeni hükümeti abd ve ab'nin şak diye tanımasından ne kadar da demokratik olduğu anlaşılıyor bu devrimin. mesela demokratik yollarla seçilen iranlı musaddık'ın abd ve ingiltere destekli darbe ile devrilmesinden sonra yönetime gelen şahı da (monark) hemen tanımıştı amerikan demokrasisi... son olarak diyeceğim bunları öğrendim. thanks usa.

    tanım: sözde devrim. bir de ne alakaysa onur demişler, aklını sevdiklerim.
hesabın var mı? giriş yap