• cambridge universitesi tarih bolumundedir. ayrica emmanuel college uyesidir. yeni cag avrupa tarihi uzerine calismaktadir. baslica eserler:
    - new perspectives on historicak writing(1992)
    - the italian renaissance(1999)
    - a social history of knowledge (bilginin toplumsal tarihi, tarih vakfi- yilini hatirlamiyorum)

    (bkz: kanuni ve cagi)
  • asa briggs ile birlikte medyanin sosyal tarihini incelemis olan ilim insani
  • babil yayınları(2000) rönesans kitabının yazarı.
  • aslen kültür tarihçisidir.
    annales okulla da pek bir içli-dışlıdır.
    the french historical revolution* adlı kitabı, annales tarihyazımını derleyip toparlayan, annales'ın üç nesli arasındaki ilişkileri inceleyen, kolay okunan, güzel ve faideli bir kitaptır.
  • "what is cultural history?" diye de bir kitabı olan, cambridge üniversitesi kültür tarihi profesörü. türkçede kitap yayınevi'nden çıkan "afişten heykele minyatürden fotoğrafa tarihin görgü tanıkları" adlı güzel, bol resimli, rahat okunan bir kitabı da mevcuttur.
  • literatür yayıncılık tarafından avrupa'da rönesans merkezler ve çeperler adlı kitabı da türkçe'ye çevrilmiş olan kültür tarihçisi.
  • 2000 yılında babil yayınlarından çıkan rönesans adlı kitabında, eski topraklar tarafından rönesansın babası kabul edilen burckhardt ve diğerlerine ayarın kralını vermiş olan kültür tarihçisi. ayar şöyle:

    petrarch, leonardo ve diğer sanatçı, yazar ve bilginlerin başarıları bugün bile hayranlık uyandırsa da, tüm bunları ortaçağın, diğer taraftan da 17. ve 18. yüzyılların başlarından kesin bir biçimde ayırmak, burckhardt'ın zamanında olduğundan daha zordur. dikkat çekici bir örnek vermek gerekirse; aristo, 13. yüzyılda, yeniden keşfinden, 400 yıl sonraki reddedilişine kadar geçen sürede birçok avrupalı düşünürün ustası durumundaydı; onun felsefesi etrafında dönen hümanist tartışmalar, eğer bu uzun dönem çerçevesinde ele alınırsa daha kolay anlaşılabilir. peki, bu bizi hangi sonuca götürür?. bu konuda bir fikir birliği yok. rönesans çalışmaları ile ilgilenen bazı yazarlar, hiçbir şey olmadığı sonucuna vardı;günümüz yazarları ise 14. yüzyıl floransası, 15. yüzyıl italyası ve 16. yüzyıl avrupasında meydana gelen olayları, 1000-1800 yılları arasında birbiriyle bağlantılı değişimler dizisi içine yerleştirmeye çalışmaktadır.
  • yanılmıyorsam tarih ve toplumsal kuram adlı kitabının girişindeydi. girişlerin teamüllerinden olan, kitabın yazılmasında emeği geçenlerin zikri sırasında şöyle bir cümleye yer vermişti burke: "...onların yardımı olmasaydı ben yine de bu söylediklerimi demek istiyor olabilirdim ama demek istediklerimi söylemeyi her zaman beceremeyebilirdim."
    böylesi vasat bir cümleden neden bunca etkilendiğimi bilmemekle birlikte, kendisinin hoş üslupçuluğundan feyz alınması gerektiğini düşünüyorum. ve aslında, "türkiye'de entelektüel yok yalnızca literati var" sözünde doğruluk payı buluyor; ama entelektüel ile literati arasında, şerif mardin'in düşündüğü kadar büyük bir fark olmadığına inanıyorum. aradaki nüans, bence burke'un bu cümlesinde gizli: okumak (ya da bilgi diyelim istenirse); daha önce bir şeylerin üzerinde düşünmüş ya da o şeylerin civarlarında gezinmiş; sınırsız bir merak ve anlama/açıklama iştahıyla yiyecek arayışına çıkmış kişilerin elinde başka bir şeye, söz gelimi daha anlaşılır tanımlamalara, daha akıcı bir anlatıma, daha vazih bir tahlile dönüşebildiği ölçüde hedefi on ikiden vurur. aksi halde, kuru okumalar, kes-yapıştırlar, fikirleri bütün bütün kaldırıp da yerli bağlama pattadanak oturtmalar, ve bütün bunları, üslubu gözetmeden pervasızca yapmalarla pek de bir yere varılmaz. neyse, evet. burke, iyidir.
  • kendisine halk bilimci gözüyle de bakılır kimi mecralarda. ki aydınlanma çağı başlarındaki masalcıları ve halk hikayesi derleyicilerini bir kitapta buluşturmuş ve sınıflandırmış olması bu konuda haklı olunduğunu gösterir. evet. öyledir.
  • kültür tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan bilimadamı.bilgi üniversitesi yayınlarından çıkmış bir kitabı bulunmakta.
hesabın var mı? giriş yap