piyasanın kaymağını almak ^*

• bir marketing yöntemidir. yeni gelistirilmis bir ürün piyasaya ilk sürüldügünde yüksek fiyatla yüksek gelir düzeyine sahip tüketici katmanina sunulur. buradaki mantik, yeni cikan her ürünü denemeye hazir bir kisim tüketicinin her zaman varoldugudur. zamanla ürün gelistikce ve imalati daha da düsük maliyetlerle yapiilabilir oldukca fiyat düsürülür ve bir alt tabakaya sununlmus olur. bu arada zaten bir üstteki tabakaya daha yeni bir ürün sunulmustur. bu sekilde ürün en düsük katmana kadar iner ve her köse basindaki bakkalda bulunabilir hale gelir^*. örnek vermek gerekirse cd playerlar ve cep telefonlarindan bahsedilebilir. sade bir aciklamayla böyle bir yöntem.
• piyasaya yeni giren bir ürünü, ikameleri ya da benzerleri ortaya çıkana kadar yüksek fiyatla satmak.
  
  mesela cep telefonlarının ilk parladığı dönemde, mesaj bile çekemeyen ericsson 337 ler 1000 dolar civarı fiyatlarla satılmış, piyasanın kaymağı alınmıştır.
• (bkz: riding the gravy train)
• (bkz: keriz silkelemek)
• ingilizce meali market skimmingdir.
• ^*
  (bkz: orkid)
  (bkz: cif)
  (bkz: selpak mendil)
• piyasaya sunulan ürünün rakipsiz olması sebebiyle istenilen fiyattan satılmasıdır. bir nev'i, elde edilen yüksek karın işletme diliyle telaffuz edilen şeklidir. aynı özellikteki ürünler piyasaya girene kadar ilk ürün oldukça yüksek bir pazar payı kapmıştır ve yeni ürünler piyasaya girdiğinde ilk ürün piyasadan yavaş yavaş çekilir.
  
  örnek vermek gerekirse
  (bkz: tursil)
• genelde teknolojik ürünlerin ar-ge masraflarını çıkarmak için ürünü ilk piyasaya sürerken fiyatını yüksek tutmaktır. sonraları rakipler ortaya çıktıkça fiyatı indirmektir. teknolojik ürün firmalarının sattıkları ürünün yeni modelini de ürettikleri ama beklettikleri, piyasaya sürmedikleri bilinir. eskisini satmaya devam edip piyasanın kaymağını sonuna kadar sıyırmaktır amaç.