sabaha bırakmak

• bir işi gün ışıdıktan sonra yapmak üzere ertelemek.
• (bkz: based on a true story)
  
  hassas bünyeler için çok tehlikeli olabiliyor sabaha bırakmak.
  
  paper yazıyorsunuz mesela, saat gecenin 4ü; deadline ertesi gün saat 13.00. bir kere bu saate paper bırakarak maça 3 - 0 yenik başlamışsın. kahve de kola da tesir etmiyor ve paper ın en önemli bölümlerinden biri söz konusu.
  
  akıllı olan bir bünye ne yapar, o paper ı sabaha kadar bitirir; ama dedim ya, bu saate paper bırakmışsınız, akıl faktörü devre dışı.
  
  yataga hücum eden bünyelerin cogu, ertesi gün nahoş bir sürprizle uyanır. saat 11.00 ya da 12.00. geçmiş olsun, paper yalan.
• (bkz: 10-11 aralık 2013 galatasaray juventus maçı)
• diyete başlamayı
  canını sıkan o konu hakkında düşünmeyi
  sınava çalışmayı
  ev işlerini
  şu kitaba artık başlamayı
  çamaşırları toplamayı
  aslında istenmeyen bir telefon görüşmesini
  ondan ayrılmayı
  bulaşıkları yıkamayı
  canını çok sıkan o konu hakkında düşünmeyi bırakmayı
  o kitabı bitirmeyi
  yaşamayı düşünmeyi
  bu raporu yazmayı
  mailleri okumayı
  ölümü düşünmeyi
  düşünmek hakkında düşünmeyi bırakmayı
  daha iyi bir insan olmaya başlamayı
  anlayacağına dair umuda sahip olmayı
  daha umarsız bir insan olmaya başlamayı
  asla anlayamayacağını kabullenmeyi
  intihar mektubunu yazmayı
  yaşamayı
  ölmeyi
  
  ve daha uzar gider bu listeyi tamamlamayı falan da sabaha bırakabilirsiniz. sonra da sonraki gün ve sabahlara bırakıp tamamen unutabilirsiniz. suçluluk da duymayın. erteyebildiğin kadar ertelemeli her şeyi belki de, hayatı da. hem belki zaten böyle olması daha iyidir, hiç düşündün mü ki? insan ne kadar yaşarsa o kadar ölürmüş derler. yaşamı coşkularıyla, ölümü matemiyle gelmeyecek sabaha bırakın.
  sabaha bırakın gitsin.
• (bkz: sigarayı bırakmak)
• (bkz: siker misin sabaha mı bırakırsın)