• birine ayni duygu ve dusunceleri paylasip paylasmadigini sorma cumlesi.
  • "ben de " diye cevap verilesi brütüs evveli laf.
  • (bkz: bende)
  • (bkz: esmer gunler)
    (bkz: nilufer)
  • sirami bekliyorum albümünün kanimca en güzel düzenlemeye sahip sarkisidir. askin arsunan 'in parmagi dokunmustur. genel düzenleme tarzi ve melodik yapisi itibariyla asklari da vururlar adli sezen aksu sarkisini hatirlatir ki o da bir askin arsunan bestesidir.

    sözleri de söyledir:

    sen de mi söyle sevgilim söyle sen de mi gidiyorsun
    sen de mi beni bu dünyaya teslim ediyorsun

    sevmeler beklentiler giyinmis
    ezberimdeki cok eski bir siirmis
    kaldirilmis asklar kaldirilmis
    yeryüzünden
    denizler coktan bitmis

    hayir hüküm degil kanun bu hayir
    kaldirip bosluga firlatip sevgimi alan alir...

    gel haydi ne olur gel kalbimi biraz oksa
    bu son an degil lütfen biraz biraz yavasla.

    kandirilmisiz yazik ki kandirilmisiz
    bu her seyi yakip yikan yok eden
    gururlar düsman dost degil
  • ilkokul öğretmeni bu cümleyi kurarsa, peşine bir tokatla süsler.
  • ece temelkuran'ın milliyet gazetesindeki kıyıdan köşesinde 15.12.2006 tarihinde yazdığı köşe yazısının başlığıdır. bu yazıyla bir süredir kafamdakileri ve hissettiklerimi anlatmıştır ece temelkuran. gün gelir de milliyet'in sunucularına bir şey olursa diye yazıyı buradan da paylaşıyorum okuyacaklar için.

    "
    sen de mi?

    sen de öyle misin acaba? en tuhaf şeyleri sabahları düşünürüm ben. geceleri, gün ışığından sakladığımız, kılık değiştirmiş "fena fikirler" rüyalara üşüştüğü için belki de sabahları böyle oluyor insan. herkesin vardır kılık değiştirmiş fena anıları.
    onları rüyalarda görmek cesaret ister. hatırlamak daha büyük cesaret. anlamak ise insanın kendiyle muhabbetini artırır. o zaman zaten sen artık "varsındır".
    biliyor musun ne düşünüyorum? kendiyle konuşabilenler "vardır" sadece. hiç ses vermiyorsan kendine, "olduğunu" nereden bileceksin ki?

    insan kendi tarafında olmalı
    kendinle konuşmak için bir dilin olmalı. yoksa sabahları, kötü bir ses, neler yapamadığını hatırlatarak, söylene söylene uyandırıyor insanı.
    neleri yapmayı unuttuğunu, zaten hep unuttuğunu. kimleri araman gerekirken aramadığını, zaten vefasız olduğunu. o gün orada şöyle deseydin her şeyin bambaşka olacağını, ama bir türlü lafı gediğine koyamadığını...
    yenik başlıyorsun güne anladın mı? kendi kendine, takımdan ayrı düz koşudasın bir bakıma. kendi tarafında olmalı insan, kendi yanını tutmalı bilhassa sabahları, kahvaltıdan önce. sabahları yataktan, şöyle söyleyeyim ben sana, insan yataktan bir takım halinde kalkmalı.
    "iyi oynayan kazansın" demeli; hızlı koşan değil, güzel koşan göğüslesin ipi. güzel koşmaya inanmalı fakat, ta derinden.
    ipi göğüsleyemeyince, sonradan yani, pişman olmayacak kadar güzel şeyler biriktirmiş olmalı koşarken. güzel şeyler biriktirdiğini insan hep kendiyle konuşa konuşa hatırlatabilmeli kendine.
    sana da olur mu? sabahları en tuhaf şeyleri düşünürüm ben. geriye kaç sabah kaldığını mesela. bir aceleyle yaşamak ister insan böyle olunca. binlerce şeye aynı anda başlamak istersin. dev bir telaş küçültür gövdeni. hayatın sadece kendi zamanı içinde yaşandığını anlayana kadar öğlen olur. öğlen olunca zaten, dünya, güne doluşur, fena fikirlere yer kalmaz gürültüden. sabahları kurulan kumdan kaleler yıkılır. ama, biliyor musun?

    gerçekten istersen başlarsın
    insan ancak gerçekten istediklerine başlayabilir. sonra dönüp bakınca anlarsın ki, başlamış olduklarını istemişsin zaten; üzülecek bir şey yoktur. onları istemeyi istemiyorsan o başka işte, sabahları insanın aklına onlar da üşüşür.
    insanlık deryasında bir damla, insanın damlasında bir insanlık deryası olduğunu, kelimesiz, sessiz anladığından o sabahlarda, bir göğüs genişlemesiyle anlarsın ki, sen de aslında birisin. birilerinden birisin sadece. ne şefkatlidir bu, ne zalim aynı anda. bitip gideceksin adını anlamayacaklar bir yandan, bir yandan sen de bir çizik atıp geçmiş olacaksın dünyadan.
    her dokunuş bir iz bırakıyorsa hakikaten sen basbayağı bir insanın ayak izlerini bırakacaksın yeryüzünde. insanlık adına küçük bir adım olacak belki, ama sen "güzel" yürümüş olacaksın.
    az gitmiş, uz gitmiş olacaksın yani, ama uzaydan bakılınca görülebilecek o şeyler arasında olmayacak ayak izlerin. sen de uzaydan bakma o zaman kendine. yakından bak, deli misin?

    kendine yakından bak
    sen de en tuhaf şeyleri sabahları mı düşünürsün? durup dururken ilk sevişmen gelir mi aklına ve martıların ölmek için nereye gittiği? türkçenin hiç de okunduğu gibi yazılmayan bir dil olduğunu keşfeder misin mesela aniden? çok az sözcüğün numaracı olduğunu aslında...
    sigarayı bırakman gerektiğini, bırakırsan hayatının kaçta kaçını kaybedeceğini düşünür müsün daha yataktan kalkmadan, bırakmazsan kaçta kaçını?
    her elbisenin bir kaderi olduğunu, elbiselerin kaderlerini giyindiğimizi? rüyalarda anne ve babalarımızın hep kılık değiştirdiğini? sonra sen de mi kalkıp işe gidersin, benim gibi?
    "

    yazının milliyet'teki adresi: http://www.milliyet.com.tr/…5/yazar/temelkuran.html
  • çok güzel bir ayhan aşan şarkısıdır.

    aklım durdu düşünemez haldeyim,
    seni artık affeder mi yüreğim?
    nasıl kıydı o sevgiye ellerin?
    hayırsızlar kervanında sen de mi?

    sen de mi çaresiz bırakıp gittin?
    sen de mi sonunda ihanet ettin?
    sen de mi severken hayırsız çıktın?
    sen de mi vurdun sen de mi?

    yine yalan sevgilere kanmışım,
    seviyorsun aldatmazsın sanmışım,
    bir kez daha ayrılığı sarmışım,
    hayırsızlar kervanında sen de mi?

    sen de mi çaresiz bırakıp gittin?
    sen de mi sonunda ihanet ettin?
    sen de mi severken hayırsız çıktın?
    sen de mi vurdun sen de mi?

    söz: gönül şen
    müzik: ufuk doğan
    düzenleme: mustafa özkent

    klip
hesabın var mı? giriş yap