• yapımcılığını leonardo dicaprio ve babası george dicaprio’nun, yönetmenliği ise ıreneusz dobrowolskı’nin üstlendiği 2018 yapımı netflix belgeseli.

    belgesel george dicaprio’nun aynı adlı kitabının perdeye aktarılması sayesinde izleyiciyle buluşuyor. belgesel metnini bu kitaptan alıyor.

    (bkz: struggle the art of szukalski)

    ileride editleyip kutsal bilgileri döşeyeceğim.*
  • yapımcılığını leonardo di caprio'nun üstlendiği; polonyalı bir milliyetçi olan szukalski hayatının sonlarına doğru neler yaşadığı eserleri, hayranları ve eşleri arasındaki 100 dakikalık güzel bir belgesel. kalıpların dışına çıkarak kendinizi bulabileceğinizi söyleyen bir adam. egosu ve benliğini bir kenara bırakarak izlerseniz michelangelo'nun 20. yüz yıl halini yansıttığını gerçekten sizde düşünebilirsiniz... dahilik ve delilik arasındaki sempatik bir heykeltıraş bana göre kendisi
  • ben dahil bir çok kişinin bilmediği bu adamın bilinmesi için faydalı olmuş belgeseldir. adam tam bir çılgın. kimseyi beğenmeme de ilginçmiş. da vinci'yi sormak isterdim. tırt derse küfür ederdim :)

    lakin ben başka yerlere takıldım. konu yahudi karşıtlığına gelince konunun birden değişmesi, buz kesilmesi herkesin. kırmızı çizgileri bu.

    almanlar bombalarken kız çocuğu gösterildi ve sonra bom! evet almanlar hep çocuk bombaladı, abd japonyada sadece kötü japonları öldürdü, nasıl bir atom bombası geliştirdilerse.

    artık midesi bulanan sadece ben miyim? bu propoganda aşırı baydı ve artık ters tepiyor bende, yahudi karşıtı olucağım inadına sanırım.

    naziler tabiki melek değil ama hiç kimse sudan çıkmış ak kaşık değil. kızılderelilere ne oldu? afrikada neler oldu/oluyor? ortadoğuda neler oldu/oluyor? bu insanlar cahil veya yobaz diye gidip milyonları öldüremezsiniz. cahilse bırak kendi haline 300 yıl arkadan gelsinler.

    netflix vs propoganda araçları resmen. dünyayı böyle yönetiyorlar. siz güzel 1-2 saat geçiriyim diyorsunuz ama ince ince işliyor. 100 film sonra eğer savunmanız yoksa direk bilincinize işler. mesela geçen bir netflix filminde; almanlar yine hepsi şeytan tiksineceğiniz askerlerdi, bir tane düzgün adam, vatanımı seviyorum geldim veya istemeden geldim şeklinde adam yoktu. tamamı ölse daha iyi diyeceğimiz insanlardı. ama abd askerlerin tamamı sevilesi ve kahramandı. 5 kişi 100 alman askerinin alt etttiler. bu bana işlemiyor ama tarihi bilmeyen, okumayan 15-18 yaş yeni nesile direk işliyor.

    not: affola, konunun dışına çıkmış oldum.
  • hayatım boyunca izlediğim en iyi şeylerden biri. garip ama muhteşem, insanı duygudan duyguya sürükleyen biyografi filminin ötesinde bir yapıt. 4 yaşından beri çizen ve 12 yaşından beri müzikle uğraşan biri olarak deliliğimi, sorgulamalarımı, mücadelemi çok başka bir boyutta gördüm. yönetmen ve yapımcılar sinema diline harika aktarmışlar. filmin sonlarında hıçkıra hıçkıra ağladım. hayatta olsaydı aylarca para biriktirip görmeye giderdim. böyle bir insan, deliliğiyle ve narsistliğiyle bile ne kadar güzel. deha. yaşantısı ve hikayesi gerçekten beni çok etkiledi. bu kadar güzel bir şey beklemiyordum ve izlemeyeli çok olmuştu. 10/10
  • çok güzel bir belgesel. adamın siyasi görüşlerini falan boş verelim, adamın hayata bakış açısı çok farklı. kendi alfabesini oluşturan, bir şeyler anlatmaya çalışan, insanlara aldırış etmeyip kendi bildiği yoldan giden ve kendi değerini hiç o insanlara göre biçmeyip bambaşka yaşayan, aykırı bir adam bu. gerçekten özellikle heykelleri çok hoş. bu kadar tanınmaması ve kıyıda köşede kalması ne üzücü. böyle bir hayattan ve enerjiden haberdar olduğum için müthiş memnunum.
  • --- spoiler ---

    türkçesiyle "mücadele: szukalski'nin hayatı ve kayıp sanatı", şu sıralar netflix üzerinden gösterime sokulan 2018 abd-polonya ortak yapımı ve polonyalı ünlü heykeltraş ve uçuk sanatçı stanislav szukalski'nin yaşamına ve sanatına ışık tutan belgesel yapım. irek dobrowolski'nin senarist ve yönetmenliğini yaptığı 115 dakikalık film, dahilikle uçukluk arasında gezinen önemli ve özgün bir isim olan szukalski'yi tanımak adına iyi bir fırsat. son olarak, filmin imdb.com puanı 8/10.

    konusu
    los angeleslı sanatçılar polonyalı unutulmuş heykeltıraş stanislav szukalski'nin eserlerini keşfeder. bu çılgın dâhinin şaşırtıcı gerçek öyküsü ise adım adım açığa çıkar.

    netflix resmi sayfası - https://www.netflix.com/tr/title/80109551

    imdb.com - https://www.imdb.com/title/tt9316022/

    wikipedia - https://en.wikipedia.org/…and_lost_art_of_szukalski

    trailer - https://www.youtube.com/watch?v=spkow4cmqt8

    --- spoiler ---
  • değerli bir belgesel. sözlükten shinigami ryuk üstad sayesinde haberim oldu. belgeselin akışı bu işlere meraklı olanların alışageldiği sezgisel çizgide ilerliyor.

    çağdaş polonyalı görsel sanatçılara meraklı olanların, mimarların, stilistlerin, ilüstratörlerin kafasında bazı şeyleri somutlaştıracaktır. ayrıca dönemin ve şimdinin los angeles'inin kolpa ama bir o kadar da değerli atmosferine ekstra aşinalık kazandıracaktır.

    eğer henüz dadanmadıysanız 1994 yapımı crumb ve 2013 yapımı jodorowsky's dune öncesinde seyredilirse verimli olur kanısındayım. giger belgesellerini de plase ekleştirelim.

    belgeselin keyifli taraflarından biri polanski, cioran, hamsun, gombrowicz, zulawski, dali, giger, borges ve daha nice kolektife katkıda bulunmuş dehaların yaşadığı kafalar ve ortamla ilgili bazı konulardaki boşlukları da iyice doldurması. bu belgeselin vurguladığı mevzu da işte bu kırıkların, dev birikimlerin ve dehaların tabiatında biz sözde normallerin tu kaka ettiği o müphem şeyin üzerinde daha başka şekilde düşünülmesi gereken bir şeyler olduğu. bu vurgu ayrıca hoşuma gitti. daha malzeme bol, çok mevzu çıkar da benzer biyografi ve dokümantasyonlarda üzerinden geçilmemiş hadiseler değiller.
  • netflix'in her zamanki malum kısa metrajlı amerikan ve yahudi övücülüğüne alet edilmiş, siyasi mesajların hiç de azımsanmayacak kadar çok olduğu belgesel. buna szukalski'nin siyasi u dönüşleri de çanak tutmuş. ancak ikinci dünya savaşında her şeyini kaybetmiş bir adama çok da kızamıyorsunuz.

    tüm bunların yanında; belgesel sona erdiğinde bu ilham verici adamı tanımaktan, onun baktığı gözlerle dünyayı görmeye çalışmaktan memnun kalacak ve belki de netflix'e olan kızgınlığınız azalacaktır.
  • netflix'te izlediğim en iyi belgeseldir. belki de hayatımda izlediğim en iyi belgeseldir bilmiyorum. bu belgeseli benim için bu kadar değerli yapan şey şuydu: düşünün ki michelangelo diye bir adam var ama kimse tanımıyor ve bir gün arekeolojik bir çalışmada davut heykeli ortaya çıkıyor sonra da biz michelangelo'yu ve onun muhteşem dehasını tanıyoruz. işte szukalski'yi tanımak da benim için tam olarak böyle oldu. muhteşem bir deha, muhteşem bir sanatçı ve muhteşem bir delilik. benim için bu belgeseli değerli kılan bir yön de aslında hayranlıkla izlediğimiz veya okuduğumuz, bir şekilde bildiğimiz ve eserlerini incelediğimiz, o muhteşem dehaların belki de bir çok dalyarakça fikri olabilieceği. belki faşist belki fanatizme varan bir dincilik veya tersi. her neyse bu belgeseli izlediğinizde bir maden bulmuş gibi seviniyorsunuz.bu adama 20.yüzyılın ve hatta 21.yüzyılın en büyük heykeltıraşı demek asla abartı olmayacaktır. hakkında bu kadar çok az entry girilmesi beni üzdü açıkcası. hadi bizi geçtim o kadar sanatçı ve sanatla uğraşan insan var burada sözde, neden tek bir kelam etmemişler bu belgesel hakkında anlaması güç. belki de szukalski'nin kaderi de budur. değeri çok çok sonraları anlaşılacaktır.
  • adam çağın michelangelo’su, ama kendi dünyasında yaşayan, bunu da aşırı bir özgünlüğe ulaşarak eserlerini üretebilmesinde kullanan, narsist ötesi, sanatçılardan beklenmeyecek saçma bir şekilde yahudi düşmanı biri.

    yapımcılığını leonardo di caprio’nun babasıyla birlikte yapması da leonardo’yu gözümde farklı bir noktaya koydu açıkçası. izlemenizi öneririm beğenmeseniz bile kitap okumak gibi zihin açan, enterasan bir belgesel.
hesabın var mı? giriş yap