• tam ismi "sultanın casusları: 16. yüzyılda istihbarat, sabotaj ve rüşvet ağları" olan, bilkent üniversitesi çıkışlı genç ve başarılı tarihçi doç. dr. emrah safa gürkan'ın doktora tezini geliştirerek kaleme aldığı popüler tarih kitabı. 16. yüzyılda osmanlı devleti'ndeki klikleri ve istihbarat teşkilatlanmasını konu alan çok ses getirecek bir kitaba benziyor.

    kitapyurdu - http://www.kitapyurdu.com/…usvet-aglari/422080.html
  • kitabın önsöz, içindekiler ve kaynakça bölümü için; https://www.academia.edu/…on_kaynakça_bibliography_

    kitaptan bazı bölümlerin anlatıldığı tv programı için; https://www.youtube.com/watch?v=wrnmdyd_nv4
  • dr. emrah safa gürkan
    osmanlı imparatorluğundaki casuslukları ve casussuzlukları, yerli ve yabancı kaynaklar üzerinden anlatan yazarın bilimsel tezinin bir kısımını oluşturan dili hafifletilmiş kitap.

    kitap yazar ve tezi hakkında iki adet medyascope yayını bulunmaktadır

    tezi

    kitabı
  • bir arkadaşımın hediye etmesiyle okuma fırsatı bulduğum, ciddi bir emeğin ürünü olan çalışma. adından mıdır, kapağından mıdır ya da son zamanlarda yayılan popüler tarih kitaplarının çokluğundan mıdır bilmiyorum; kitabı elime ilk aldığımda biraz burun kıvırmıştım bu nedir diye. ancak okumaya başlayınca büyük bir haksızlık yaptığımı ilk sayfalardan itibaren anladım. yazar doktora tezinden hareketle meselenin özünü genel okura anlaşılır bir şekilde izah etmeye çalışmış. ciddi bir kaynak taraması yapıp, popülerliğe kaçmadan objektif olduğunu hissettiren değerlendirmelerle senteze gitmiş. ilgili okurlara tavsiye ederim ve tabii kitabı okumama vesile olan arkadaşıma teşekkür ederim.
  • akdeniz ve korsanlık mevzularına da göz kırpan, habsburg ile osmanlı arasındaki casusluk mavralarını başarıyla aktaran emrah safa gürkan araştırmasıdır. sunum halini kitap çıkmadan seneler evvel ta 2015'teki osmanlı sempozyumu'nda* dinlediğimde ilgimi çekmişti. birçok arşivin izine tozuna bulandığından hayli kıymetlidir.
  • ilk entrydeki hatayı düzeltelim (#67287213)

    sultanın casusları kitabı emrah safa gürkan'ın doktora tezinin geliştirilmiş hali değildir. tam aksine tezin sadece birkaç chapterı ile alakalıdır.

    kendisi doktora tezini gözden geçirip, daha da genişleterek ingilizce olarak basacaktır.
  • bu hafta bu kitabı ile emrah safa gürkan türkiye bilimler akademisi ödülünü almıştır
  • okumaya henüz başladığım, akdeniz faaliyetleri ve casusluk gibi iki gizemli konunun temel motif olduğu, okuyucunun “tarihçinin oynadığı hamurun tadına bakmak” cümlesini doğrulayacak bir deneyimi yaşayacağını düşündüğüm, bir emrah safa gürkan çalışması.

    kitabı bitirdikten sonra güncelemem gelecektir.
  • emrah safa gürkan ismi popüler kültürün etkisiyle son zamanlarda patlayıp gitse de, görsel medyaya verdiğimiz önemi basılı metinlere vermediğimiz için kitapları hakkında (hem bu başlıkta, hem de sultanın korsanları başlığında) oldukça az entry girilmiş. hem biraz bu eksikliği kapatmak, hem de esg'nin sadece flu tv'den ibaret olmadığını hatırlatmak adına böyle bir yazıyı kaleme alma gereği duydum.

    kitabın son 65-70 sayfasındayım. öncelikle şunu söylemem lazım, bu tarz kitaplar her okuyucuya hitap etmez. esg her ne kadar kitabın başlarında tarih alanında akademik camianın ne tür bir hamur ile oynadığını göstermeye gayret ettiğini ve bu hamurun tadını da okuyucuya nispeten sunmaya çalıştığını ifade etmişse de, söz konusu bu hamurun her zihinde gerektiği haliyle şekil alamayacağını belirtmem gerek.

    neden? kitap, emek açısından çok iyi bir titizlikle hazırlanmış. bu konu zaten esg'yi takip edenler açısından herkesin malumu, esg'nin ikinci mehmet'in bildiği diller kadar dil bilmesi, kaynaklara yerinde gidip ulaşmasını ve kaynakları incelemesini sağlamış. osmanlı türkçesi belgeleriyle yetinmeyen yazarımız, avrupa'nın çeşitli yerlerinde bulunarak yabancı kaynaklardan da istifade etmiş ve ortaya da böyle bir eser çıkmış. şimdi buraya kadar hiç problem yok, aksine kaynak taraması ve verilen bilgilerin güvenilirliği açısından türkiye şartlarında nadir rastlayabileceğimiz türden bir kaynak kitap oluşmasına vesile olmuş.

    fakat sıkıntı şurada ki, çok basit ve tek bir cümle ile ifade etmem gerekirse bu kitap ağır arkadaşlar, bazılarımız için baya ağır kaçabilir hatta. esg'nin en son yekta kopan'la yapmış olduğu röportajın bir kısmına baktım, kendisi de o programda ''biz böyle popüler bir öğeye aitmiş gibi bu tarz bir kapak tasarımı ve isim seçtik ama kitap aslında oldukça teknik konular barındırıyor ve anlatıyor'' mealinde bir açıklaması var. evet tam olarak bu, kitap oldukça teknik ve kavramsal bir anlatıma sahip. yani tarihi seven arkadaşlar bile kitabı okurken bu teknik anlatım ve kavramlardan epey boğulabilir, haberleri olsun. akademik olarak bu alanda bulunan şahsımı bile yer yer epey boğduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

    birinci sıkıntı burda, ikinci sıkıntı ise şu: kitabın ilk yarısında anlatım açısından fazla dağınık ve yer yer bölük pörçük olduğunu fark ediyorsunuz. yani mesela bir casustan bahsediliyor, söz konusu casusumuz bir şekilde yakalanıyor, çeşitli sorgu ve suallerden geçiriliyor, varsa engizisyon mahkemelerinde işkenceye tabi tutuluyor... sonuç kısmında ise bu casusun akıbetinin ne olduğu konusunda genelde bir netice elde edilemiyor. öldürülüyor mu, sürgün mü ediliyor yoksa serbest mi bırakılıyor, bilinmiyor. bu anlatım, kendini tekrar edecek şekilde nispeten uzun bir müddet devam etmiş. çok fazla casus ismi var ve daldan dala atlayarak esg bunları sunmaya çalışmış. bunu yapmak yerine konuyu merkezi hükümetin ve teşkilatın genel perspektifi açısından anlatsa idi, bence daha sağlıklı bir iş yapmış olurdu ve zihinlere de daha güzel otururdu. merkezi hükümetin casusluk meselesinde nasıl bir rol oynadığından elbette bahsediyor ama, ben yetersiz buldum.

    yani anlatım açısından bir bütünlük yok kitapta ve bunun içine dediğim gibi teknik terimler, kavramlar, yabancı isimler, ifadeler, betimlemeler girince bazen ''ne okuyorum ben böyle yahu'' diyebiliyorsunuz. mesela osmanlı türkçesi'nden birebir alıntılar yapmış esg fakat bunları ne dipnotta, ne de o satır içinde parantez olarak açmış. ağdalı ve tamlamalı ağır osmanlı türkçesi'ni aynen aktarmış, mealini vermemiş. o açıdan yine söylüyorum, bu kitap kaynak taraması açısından gayet başarılı olmakla birlikte hitap bakımından çoğu insanı kendine çekmeyi başaramayacaktır. esg'nin ''olmaz öyle saçma tarih'' serisinin ilk programında harari - sapiens eleştirisi yaparken orda olumlu olarak bahsettiği bir şey vardı ki, o da harari'nin sapiens kitabını beyaz yakalının anlayabileceği lisanda, doğru bilgileri son derece basite indirgeyerek anlatmasından bahsetmiş ve kitabın çok satmasını da bir nevi buna bağlamıştı.

    işte, kendisinin kitabı şayet çok satarsa, bu esg'nin anlatımından değil, tamamen şu anki popülerliğinin ekmeğini yemesinden kaynaklı vuku bulacaktır. beyaz yakalılara hitaben daha popüler bir kitap çıkaracağını da zaten kendisi ifade etmişti, umarım anlatımı bu kadar teknik ve ağdalı olmaz.
hesabın var mı? giriş yap