• yeni albumleri "6" gecen hafta cikmis olan grup. yine sahane! gizli yuzleri wire'in yeni sayisinda aciga cikacakmis, hayirlisi.
  • resmi olmayan siteleri: http://www.supersilence.net/
  • 7'si çıktı. ötekiler gibi güzelliği doğrulanmaya gereksinim duymuyor. bonusuyla beraber 7 handikap. masami akita'nın park guell gezintisi için müzik.
  • tüm albümleri canlı improvizasyonlardan oluşan deneysel avant-garde jazz ve bazı başka şeyler grubu. bunu seven bunu da sevdi:

    (bkz: kammerflimmer kollektief)
  • norveçli emprovize avangarde caz/elektro-akustik grubu. arve henriksen*, helge sten** ve ståle storløkken'den* müteşekkiller an itibariyle. jarle vespestad* da grubun eskiden üyesiydi.

    valla müzikleri nasıl anlatılır? pek de anlatılabilir gibi değil. bence psychoacoustics bir mod. grup üyeleri sadece albüm kayıtları esnasında veya konserlerde bir araya geliyorlar, bunun dışında kesinlikle iletişime geçmiyorlar. bir çeşit "müzik-buddy"lik durumu mevcut anlaşılan. ayrıca gayet minimaller de; 8 tane albümleri var şu ana dek, 1'den 8'e kadar rakamlar şeklinde albümlerin adları. şarkı adları da benzer şekilde, hep aynı. hiç şaşmıyor: 2. albümün 3. şarkısının adı "2.3", 8. albümün 4. şarkısının adı "8.4", 5. albümün ilk şarkısının adı "5.1". istisna yok, hep böyleler. isimlere pek önem vermemekteler. dinlemeniz, tadına bakmanız gerekir, müzikleri hakkında daha net olmam mümkün değil.
  • son çalışmaları 9'u görücüye sunmuş hisseli sükût kumpanyasıdır. her odaya gider.
  • dokuzuncu nesil yazar.
  • tipik rune grammofon/ecm. hiç uç nokta yok, aşırılık yok, terbiye ve rafine edilmiş deneysel müzik. free improvisationın uçlarından hiç yarıcı, yırtıcı bir çıkıntısı olmayacak şekilde kırpın ve buna bazı soslar ekleyin. supersilent free improv'u uht yöntemi ile -20 dereceden bir anda 180 dereceye getirerek sterilleştiriyor ve bir yandan da 'free' olmaya çalışıyor. burdan çıkan anlayış supersilent ekibi tarafından etkileyici bir yanı olacak şekilde ince ince dokunuyor. peki bu adamlar bunu böyle tasarlayarak mı yapıyorlar? hayır. bazı müzik türleri ölürler ve artık var olmalarına gerek kalmaz, bu ölümlerinden sonra 'pretentious' bir ekip tarafından zamanının gelişmiş defibrilator'ıyla mainstream şoka tutularak sahnede canlıymış gibi gösterilirler, oynatılırlar. ecm ve rune grammofon bu işin bokunu çıkartıyor. bunu ecm adına her müzik türü için yapabilirsiniz, jazz olsun, electroacoustic olsun, free improv olsun. formül aynı. bu müziği nasıl değerlendireyim? zevk verir yer yer ama bu kadar poplaştırılır mı bu müzik yahu, yazık değil mi, ziyan değil mi? hiç derinlik yok, ''etkileyici'' olmaya çalışan bir müzik. kendini sanat eserlerinin ve dünyanın tadlarının masasında sanıp herşeyden tadıp geçip gitmek isteyenler için.
hesabın var mı? giriş yap