• reklamın kelime anlamının "bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol" olduğu düşünülürse "geri iade", "nuans farkı" veya "ıslak su" kadar anlamlı olabilecek şey. hani doğru olduğunu kabul etsek karşımıza tanıtmayıcı reklam da çıkıyor. ne güzel.
  • rtük yasakladıkça televizyoncuların uydurup durduğu kaçak reklam yöntemlerinden biri.

    tanıtmak filan hikayedir, bildiğin reklamdır, sadece reklam kuşağı içinde yer almaz, tek farkı odur.

    (bkz: advertorial)
    (bkz: bu bir reklamdır)
  • abuk bir ifade olmasından dolayı kimilerinin zihninde "farklı hangi ifade kullanılabilir" sorusunu tetikleyen terim...

    http://www.adlasmahlas.com/…lam-denilebilir-mi.html
  • insanı tanıtılan üründen soğutan reklam çeşidi. bunlar son zamanlarda ekonomik kriz ile tepelere çıkmış ve programların ortasında arzı endam etmeye başlamışlardır. mesela seda sayan programı arasında çıkan deterjan reklamı belki programın bütünlüğünü bozmuyordu ama şimdi birçok programı keserek zaten oyunculuktan anlamayan türk insanlarını yapmacıklığın zirvelerine davet ederek mide kaldıran varoluşa kahrettirici.

    (bkz: yemekteyiz dominos reklamı)
    (bkz: var mısın yok musun turkcell sabah ikea panda manda fanta conta volta reklamı)
  • hep aynı yoruma varılabilir, reklamın genel amacı zaten ve sadece tanıtmak ise;
    geriye sadece her saniyesi için yayıncı kuruluşa ödenen parasında fark vardır sonucu kalıyor,
    o da değilse daha ne?
  • rtuk un reklam kusaklarinda ki sure kisitlamasina karsi kanallar tarafindan reklama ayrilacak ek sure olarak hayata gecmis olup, kusak disinda olup daha fazla izlenme oranina sahip oldugundan daha pahali olarak satilan reklam, tanitici olmayan reklam icinse: (bkz: teaser)
  • reklam sonlarına denk geleni neyse de programın içine bir anda giren ve yayınlanmakta olan programdan kopmayan cinslerinin hiç inandırıcılığı yok. reklamlıktan çıkıp kayırmaya giriyor gibi.

    misal-i edit: (bkz: var mısın yok musun) (bkz: çarkıfelek)
  • (bkz: ticari taksi)
  • türk izleyicisini "dangalak" yerine koymanın bir başka hin versiyonudur. reklam zaten özünde "tanıtıcı"dır. yani sadece "reklam" dediğinizde o kısa filmciğin bir ürünü-hizmeti tanıttığı aşikar iken, başına "tanıtıcı" ibaresi koymak şu anlama gelir: "işbu tanıtıcı tanıtıcı kısa filmcik, reklam kuşağında yaptığımız hinlikten kaynaklı bir aralıkta yayınlanmaktadır. sesini çıkarma ve mal mal izle, birazdan "reklam" adı altında bi dolu reklam yayınlayacağız. onlar da reklam bu da. ama sen bunu başka birşeymiş gibi izle. adı üstünde ya lan: tanıtıcı reklam!"
  • azicik düzgün dogru olsalar, ise yarasalar keske. bizde sürekli deneme yanilma yöntemiyle yasamak zorunda kalmaktan kurtulsak.
hesabın var mı? giriş yap