• asıl adı deu tae-ro ra-i-beu olan güney kore filmi. anlamsızca az bilinen çok başarılı film. byeong-woo kim'in de blue dragon film awards'da bu işiyle en iyi yeni yönetmen seçilmesine şaşmamak gerek.

    tv spikerliğinden radyoya düşürülmüş bir adamımız var. stüdyoda radyo programı yapıyor. izliyoruz. bir adam arıyor diyor ki "ben sizin bu yandaki köprüyü patlatayım diyorum". oğlum bak git çekiyor bizimki. zaten morali bozuk.sabah sabah radyo dinleyicisiyle mi uğraşacak. karısı bile terk etmiş. bum tabi. "bu köprünün yapımında 3 işçi öldü" diyor. "25 euro fazla almak için" diyor. "o başbakan gelip özür dileyecek." diyor. isterse gelmesin. köprünün iki ucu uçmuş. ortada insanlar. biri bizimkinin eski karısı.

    bunca sistem karşıtı, anarşist, atarlı giderli yazarın olduğu sözlükte bile hakettiğini bulamamış, v for vendetta ile the national anthem karışımı. bir o kadar iyi. iyi seyirler.
  • temposu hiç düşmeyen, sürükleyici bir film.
    oyunculuklar çok doğal öncelikle hiç sırıtan bir nokta yok. diğer yandan ortamdaki gerilim, endişe, hırs, öfke, insanlar arası menfaat çakışmaları ve medyanın gerçek yüzü çok güzel bir araya getirilip sunulmuş. kesinlikle zaman kaybı olmayan bir yapım.

    kore filmlerinden pek hazzetmediğim halde keyifle izledim.
  • (bkz: deu tae-ro ra-i-beu)
    yönetmen byeong-woo kim'in üçüncü filmi olmasına rağmen (diğer iki filmi olan: anamopik, ri-teun esamesi okunmuyor) birinci sınıf a kalite ''sosyal içerikli'' aksiyon filmi yapmış.
    birinci sınıf aksiyon filmlerinin en önemli özelliği; senaryonun mantık hatalarından arındırılmış olması, klişe plan ve konular olsa da bunu bir şekilde zekice yıkarak diğer plana rahat geçişinin sağlanmasıdır.
    filmin birinci dakikasından son dakikasına kadar bir klişe başlıyor yıkılıyor diğeri başlıyor o da yıkılıyor ve finalde evet dedirten cinsten seyirciye düşünmek kalıyor.
    bağımsız film kafasıyla aksiyon filmini yorumlamak zor gözükse de bu bildiğiniz aksiyon filmlerinden çok farklı demekle yetineceğim. neredeyse terör'ün varoluş sebebinin altında birçok sosyo-ekonomik nedenlerin yattığını anlamaya çalışabilirsin.
    nedense aklıma der baader meinhof komplex geldi.
    not: yakında bu filmin hollywood versiyonu çekilmesi olasıdır.
    not 2: oyuncular, duek-mun choi, jin-ho choi ve jung-woo ha'yı karakterleri eğriltip bükmedikleri ve rollerini büyütmedikleri için ayrıca teşekkür ediyorum.
  • 2013 yapımı, başarılı bir g. kore filmi.

    tek alanda geçmesine rağmen, akıcı ve hızlı temposuyla baskıyı hissettiren, sınırlarını (oyunculuk, akış, uzunluk ) anlamında net çizerek, sistemi, içinde yer alan ve onu oluşturan insanları ve sonuçlarını her anlamıyla ortaya koyan ve sorgulamayı izleyene bırakan, süre olarak ne uzun ne kısa olan bir yapım.

    açılıştaki radyo programının konusu yeni vergi yasası ve bu yasanın zenginlerin az fakirlerin fazla vergi ödemesini getirmesiyle ilgili. devamında bombalamaya devam ediyor. akış ve oyunculukların dozu da ortada böyle olunca izleyen sistem ile karşı karşıya hesaplaşırken buluyor kendini.

    sembolik açıdan da anlam taşıyan finali ile birlikte mükemmel değil belki ama gözden kaçırılmaması geren filmler arasında yer alıyor bence.
  • çoğu kore filmi gibi son derece gerilimli ve sürükleyici bir film. tırnakları kemirten bir gerilimi mevcut. ama mantık ve realiteyi sorgulamaya başlarsanız bir sürü sorun bulmak mümkün. bu yüzden finali şaşırtmadı. gene de izlenmeli. koreliler gerilimin altından çok iyi kalkıyorlar. ne zaman gerilimli bir film açsam memnun kalıyorum. senaryolarda sıkıntılar oluyor ama gerilim, sürükleyicilik açısından hayal kırıklığına uğratmıyor adamlar. daha önce the tunnel'da (bu filmin başrolünü üstlenen eleman oynamıştı) hükümetlerin beceriksizliğine sağlı sollu tekmelerle saldıran kore sineması burada da gene eleştiri oklarını hükümetlere ve gazetecilere yolluyor. bazı açılardan wilder'in ace in the hole'unu hatırlatıyor film. ama tabii ki ace kadar iyi değil.

    spoiler

    daha teröristin sesini duyar duymaz bu çocuk dedim ve 40'lı yaşlarında birisinin olmayacağına emindim. nitekim işçinin oğlu çıktı. peki daha tüyü bitmemiş bu velet onca bombayı nereden buldu, onca yere nasıl koyabildi? kulaklığa, diğer binalara bombaları nasıl koydu? bu kadar kolay mı lan her yeri bombalarla döşemek? tüyü bitmemiş, sakalı çıkmamış velet her yere bomba koydu, yayını kesti falan. mantık ararsanız, gerçekçilik ararsınız yok. o sesi duyup da 40 yaşında birisini bekleyen var mı? ses ben çocuğum diye bağırıyor resmen. yani finaldeki twist de daha ilk dakikada patladı.

    fakat şu tespitleri sevdim: *hükümetin sempati toplama ihtimali olan teröristten toplumca nefret edilmesi için teröristin daha fazla rehineyi öldürmesini beklemesi *yozlaşmış gazeteciler: patronu da, sunucu da olayı hemen polise devretmek yerine "adam elimizde, başka kanallar hiçbir şey bilmezken biz onu canlı yayına çıkartabileceğiz," deyip rehinelerin hayatını umursamamaları, reyting>insan hayatı *hükümetin haklı bir özrü çok görmesi, özür>insan hayatı

    sunucu bana ace'teki kirk douglas'ı (daha doğrusu rolünü) hatırlattı. ace'teki adam gazeteden kovulur. sonra bir haberin kokusunu alır. bu haberi köpürtürse eski pozisyonuna döneceğini fark eder. hayatta kalma savaşı veren adamın hayatıyla sırf iş için oynar bu vicdansız. tv'den radyoya şutlanan sunucu da tekrar tv'ye çıkmak için bu terör saldırısını fırsat olarak görüyor. velhasıl gerilimli sekansların mantığı sorgulanırsa çok sorun bulunur. gerilimli bir film, eleştirileri dikkat çekici ama sorunlarından ötürü ortalamayı aşamıyor.

    spoiler
  • sonuyla oha dedirtmiş film. gerilim sevenler kaçırmasın.
  • orjinal ismi deu tae-ro ra-i-beu olan 2013 yapımı güney kore filmi. siyaset ve medyanın kendi çıkarları için halkı nasıl kullandığını eleştiren güzel bir yapım.
    eskiden popüler bir tv spikeri olan yoon young-hwa artık bir radyo programı sunucusu olarak çalışıyordur. bir sabah, bir dinleyici programı arar ve mapodaegyo köprüsünü havaya uçuracağını iddia eder. yoon young-hwa bunun şaka olduğunu zannetse de ofisinden görülebilen mapodaegyo köprüsü aniden patlar. yoon young-hwa gerçek zamanlı olarak şahit olduğu bu terör olayının tekrardan bir tv spikeri olarak çalışması için bir bilet olduğuna karar verir. o radyo programına katılan kişi ile tv'de canlı bir röportaj yapmaya karar verir. bu arada, arayan kişi zamaında köprünün inşasında çalışmış ve 3 arkadaşı ölmüş devlet ise umursamamıştır, bu sebeple güney kore devlet başkanından canlı yayında bir özür ister, aksi halde patlamalar devam edecektir.

    https://www.planetdp.org/…u-tae-ro-ra-i-beu-dp11648
hesabın var mı? giriş yap