• kesinlikle suru psikolojisi olarak adlandırılamayacak bir olgu. beraber yaşıyarak bir topluluk oluşturan insanların oluşturduğu görgü kuralları bu toplumun geçmişinden gelen adet'ler insanların birbirlerine olan yaklaşımı insanların toplulukları etkiliyen olaylara yaklaşımı, insanların diğer toplumlara yaklaşımı. toplum içinde yükselen değerler* ve hoş görülmeyenleri ortaya koyar bu kavram. bu anlamda bana göre sözlük içinde yaşadığımız toplumun oluşturduğu bilincin de bir aynasıdır.
  • ancak insanlara gerekli egitim verilerek kisinin ozgurlugunun onemli oldugu fakat bunun digerlerinin ozgurlugunu kısıtlayıcı oldugu takdirde hipotezin bastan cokecegi bilincinin kazandırılmasıyla, toplum, saygı, insan ve kisilik kavramlarının sozluk anlamından cok sosyal hayatta da cumle icinde kullanılma yetisine sahip olundugu anda kazanabilinecek bilinc ornegi..
  • insan haklari üzerine kurulu liberal bir toplumun sahip olmasi gereken dayanaklardan biridir.
    bu bilinç ne kadar gelismisse ülkenin içine düsebilecegi her türlü ahval ve seraitte dahi, sivil toplum kendine saglanan yollardan (seçimler, dernekler, basin-yayin organlari..) tepkisini belirtebilecek, kendi degerlerine sahip çikabilecektir.
    hukuk devletinin vazgeçilmez sarti olan temel hak ve özgürlüklerin korunmasi yargi organlarina oldugu kadar sivil topluma da düser.
    hiçbir sekilde taviz verilmeyecek bilinç çesididir.
  • çok ilginç bişey.

    20 sene önce olmuş olayları tamamen unuttuğu gibi, 20 sene önce birinin götünden uydurduğu bişeyi tarihin başlangıcından beri doğruymuşçasına kabullenebilen, ne verirsen onu yiyen tuhaf bir kollektif bilinç.

    yalnız türkiye'den bahsetmiyorum, ortak bir eğitimi, tarihi, yönetimi paylaşan tüm toplumlara lafım.
  • bizim kendi toplumumuz icin hic vakit kaybetmeden gelistirmemiz gereken olgu. insanlar insanlara, hayvanlara tecavuz ediyor, toplum bilinci diyorum, dindar olmak, dinsiz olmak zor turkiyede deniliyor, toplum bilinci diyorum, birbirini kesip olduruyorlar, toplum bilinci diyorum... bugunlerde artan siddet olaylari karsisinda hep ayni seyi sayikliyorum, toplum bilinci, baska birsey gelmiyor aklima. bundan kastim, insanlarin isler siddet noktasina gelmeden once birseylerin yanlis oldugunun farkina varip engel olmaya calismasi gerektigidir. tecavuz sadece irza olmaz, fikirlere, yasama hakkina, duzene,... daha pek cok seye olabilir. tecavuzcu insanlarin farkina erkenden varmak onlardaki yanlis egilimi vaktinde gorup duzeltmek topluma duser. aklimda bir soru var bir suredir, dini siyasete alet edenlere, toplum gecenlerde anitkabirde verdigi tepkiyi daha once ve her gerektiginde verseydi, oldurulen savcilarimizi gazetecilerimizi, hakimlerimizi kurtarabilirmiydik? acaba o zaman da bu saldirganlar bu kadar cesaretli olabilirmiydi? ve hatta aklimda daha da otesine gidiyorum ve su soruyu soruyorum, acaba toplum bu gibi kisilik bozuklugu gosteren kisileri onceden farkedip, duzeltmeye calissaydi bu noktalara gelirmiydik? hangimiz etrafimizda olup bitenlere duyarliyiz yeterince? ders sirasinda yanimizda oturan arkadasimizin ileride katil olacagini tahmin edemeyiz elbet ama onda yanlis giden birsey oldugunu hissedip yardim etmeye calisabiliriz, kimbilir kac arkadasimiz bizim duyarsizligimiz yuzunden intihar etti, ve kac kisi yardimimizla dogruyu gorup vazgecti. bir laf vardir, arkadasin iyisi cennete, kotusu cehenneme goturur diye. cenneti cehennemi bilmem ama dogruyu yanlisi birbirimize gosterebilmemiz gerekir. en azindan aydinlik yarinlar icin cabalamamiz, yanlis giden seyleri farketmemiz ve engellemek icin elimizden gelen herseyi yapmamiz gerekir.
  • insanları karanlıkta ateşi aramak ve bulanlarla birlikte hareket etmek için birleştiren bilinç türü. herkesin toplum bilincine uygun hareket etmeyeceği gerçeğinden yola çıkarak, herkes ateşi arayacak diye bir kaide yoktur. kimileri de ateşi arayanlara köstek olup, iyice karanlık bastıktan sonra insanların beyinlerini emecektir.
  • şehrin fahri pandası olarak kent hayatındaki toplum bilincinden bahsedeceğim sizlere:

    şehirler ülkelerin dinamosudur. dinamo ne kadar verimli ise, hem hayatın ekonomik hem de psikolojik yanı o kadar sağlıklı olur. bakın size siyasetten bahsetmiyorum. kent hayatındaki toplum bilinci siyasetin üstünde bir bilinçtir.
    bakın ilk önce şu videoyu izleyin. bu videodan yola çıkarak size toplum bilincine dair perspektif sunacağım.

    yukarıdan aşağıya: (belediyecilik)
    1-) yol iki 1 x 1 şerit, gidiş geliştir. ancak yolun kapasitesi şerit sayısı az olduğundan dolayı düşük değildir. çünkü, özellikle avrupa'da dönel kavşak* bulunduğu için yolda trafik birikmesi söz konusu değildir. lambasız dönel kavşaklarda taşıtlar süreğen bir şekilde akmaktadır ve ekstra genişlikte şerit gerekmeyip, bu alanı geniş kaldırımlara, bisiklet yollarına veya çim alanlar ile bölge sakininin sesten uzak yaşamasına fırsat verilir.

    2-) yol mühendislik hizmeti görmüştür. kurallı bir yokuş eğimine, kurallı bir dönüş eğilimine ve aynı zamanda düzgün bir asfalta sahiptir. taşıtlar zemin kaynaklı zarar görmesi söz konusu değildir. yolda rögar kapağı gibi nesneler bulunup, üzerinden geçen her lastikte ses çıkarması da söz konusu değildir.

    3-) kaldırımlar. bunu daha detaylı bir şekilde anlatmış olduğum şu entry'me alıyorum sizi. kısaca, kaldırımlar yüksek değildir. yayaları yormaz ve buna rağmen üzerine park edili bir araç yoktur. çünkü, bireyler eğitilmiştir, asayiş vardır ve yaptırımlar had safhadadır ve şehir plancılığı sayesinde zaten her yerde uygun oranda park yeri bulunur.

    aşağıdan yukarıya: (vatandaşlık)
    1-) şoförler hız yapmaz. çünkü sürekli lambalarda beklemek yerine dönel kavşaklar sayesinde akan bir trafikte oldukları için yoğun bir strese maruz kalıp, hız yapma ihtiyacı hissetmezler. ek olarak eğitilmişlerdir. hem ailede, hem okulda hem de çevrede gördükleri ile öğrenmişlerdir. arasında uzun bir mesafe bulunmayan iki kavşak arasında, 50-60 km/s hızla gitmek yerine 70-80 ile gidince yalnızca 10 saniye kazandıklarını fakat bir kazada bir bireyin yıllar yılı canını kaybedeceğini biliyordur. son olarak aynı zamanda yolun karşı şeridinde yayanın ayağını yola attığını gördüğü anda kendisi de fren yapıp durmaktadır.*

    2-) çocuklara derslerde matematik, tarih ve dil bilgisinin yanı sıra bu videoda da göreceğiniz üzere oyun oynar gibi trafik eğitimi verilmektedir. bireyler küçük yaştan itibaren öğrenmişlerdir ve büyüdüklerimde şoför abilerinin ve ablalarının yerinde olduklarında onlar da diğer yayalara yol verecektir.

    geldiğimiz nokta:
    -videoda türlü türlü araç geçmektedir. kimi zaman bir cip, kimi zaman bir aile arabası ve kimi zaman çekici-kamyon geçmektedir. belki içinde isviçre'nin sarı çizmeli mehmet ağa'sı, belki içinde arkadaşlarıyla gezen berkecan veya pelinsu; belki muhafazakar bir kişi, belki de işçi partisine oy vermiş bir vatandaş, belki de liberal partinin bir vekilidir, fark edebiliyor muyuz? kent hayatındaki toplum bilincinde, ne siyasi düşünce, ne yaş ne de sosyo-ekonomik standart saygı ve farkındalık ölçeğini belirlemeli. herkes birbirini düşünerek hareket ediyor. her mühendis, yolu en iyi şekilde hesaplamanın, her şehir plancı toplumun nasıl mutlu olabileceğininin yolunu, her yönetici hangi düşüncenin halka en yararlısı olduğunu bulmanın yolunu aramakta. böylelikle bir kent verimli, bir ekonomi sağlıklı, bireyler mutlu, insanlar saygılı, halk bir toplum olarak yaşamaktadır.
  • ortak yaşam alanında, insanların; davranış, algı, duygu, bilgilerinin kesişim kümesidir.
    bu ülkeye dair, çocuklarımıza öğretmemiz gerekenler listesinde daha da yukarılara taşınması gerekmektedir.
    2002 yılından buyana devam eden hükümetin, ülkeye verdiği en büyük zarar, toplum bilincini yok sayılacak duruma getirmesidir. dar kesimli insanlara yaşama umudu verememesidir. sizin yerinize ben düşünürüm, dediğimi yapın yeter demesidir.
    bu ülkede doktorluk , mühendislik vb. meslek sahibi olmak demek, sadece kendi aileni, kendi hayatını kurtarmak adına değil, topluma karşı sorumluluklarını da yerine getirmek demektir. sana emeği geçen öğretmene, üniv. binasına.. ben de para verdim, ama kolay değil eyleme geçmek tabiki, çünkü devlet politikamız yok. bu ülkede bir gecede özel muayeneleri yasakladı bu devlet, şimdi günde 300 hasta bakıyorlar. sonra dönüp vatandaşa dediler ki; bakacaklar tabi, parasını siz veriyorsunuz. yetmedi hemşirelere de; kağıt işleri, pansuman vb. işleri de yapmayacaksınız, ne güne duruyorlar, doktorlar yapacak dediler. aksine itibarsızlaştırma politikası güdüldü. toplumda, dar gelirli kesimin hep haksızlığa uğradığı gerçeğinin sebebini kendi hatalarını görmeksizin (devlet) okumuş kesime yüklersen yaşama umudu olmayan insanlar da hak aradığını düşünerek saygısızlık, haksızlık .. yapar.
    ne olacak yani, varoşlardakiler daha iyi yere göç etti (daha iyi göreceli), saygınlığı olan yerden yine ezildiğini hissedeceği yere geldi, e sonra yine, ve yine.. bu yer değiştirme her ekonomik imkanlıklarda akla gelen ilk yaşama umudu olacak. halbuki aynı toplumda benim basitliğimden sen çocuklarına bir şey alıp öğretecektin, ben de senin okumuşluğundan, giyiminden kıyafetinden bir şeyler öğrenip çocuklarıma aktaracaktım.
    çocuğunu özel okula vermek için çabalamakla geçiyor orta kesimde çoğu hayatlar. eskiden gerizekalılar giderdi özel okula. ne yaptınız siz (devlet) bu ülkeye. seçilerek ilerlemiyor öğretim süreci. gerçi artık özel okulları 1. tercih sebebi, güvenlik endişesi oldu, ama işte orada da devlette çalışana göre yarı yarıya ücret verilen öğretmene, paranı ben veriyorum toplumundan çıkan okul müdürünün, müşteri (veli) haklıdır tutumu çocukların önünde cereyan ettikçe yok sayılan toplum bilincinin artık gelişemeyeceği de ortaya koyulan başka bir gerçek oluyor.

    örnek meslek gruplarına ilaveler de yapılabilir tabiki başka konumlar da var toplum bilincinin oluşturulmasına, geliştirilmesine katkı sağlaması gerektiğini düşündüğüm.
  • kendimde ve akranlarımda göremediğim ve nedeninin büyük ihtimalle 2002'nin kasım ayında başımıza gelen malum olayın sonucu olduğunu düşündüğüm şey. hala toplum bilinci olan ülkelere özeniyorum sözlük. korona virüsü benim ve akranlarımın gram umrumuzda değil geleceğimizi çalanlar yüzünden.
hesabın var mı? giriş yap