• bizim yenisey yazıtları olarak bildiğimiz yenisey vadisinde bulunan eski türk mezar taşlarından biridir uybat. ve en önemlisi de bulunan ilk yazıttır. hayır, ilk bulunan mezar taşı değil, ilk bulunan türk bengü taşıdır*daha da doğrusu, bugün bildiğimiz 500 civarı türk bengü taşların içinde bilim dünyasına ilk tanıtılandır.

    deli petro’nun emriyle bölgedeki doğal yaşamı araştıran botanikçi messerschmidt’in 1721 yılında uybat ırmağı yakınlarında bulduğu yazıt, konuya ilgi duyan bilim insanlarının bölgeye gelmesine ve diğer yazıtların bulunmasına vesile olur.

    (e 32 olarak numaralandırılan uybat ııı yazıtıdır bu, uybat adı verilen 8 yazıt var bu arada)

    daha sonra messerschmidt ile strahlenberg* (şimdi, strahlenberg rusya’da esir o dönemler. yanlış hatırlamıyorsam poltova savaşı’nda esir düşmüş. esir ama öyle zindana falan atılmamış, bütün sibirya’yı gezip, kitap yazıp bölgeyi tanıtan da o. sonra anlaşma imzalanıyor ve geri dönüyor vs.)
    bölgeyi tamamen tarayıp önemli belgelere ulaşırlar ve ülkelerine geri dönerler.

    aslında türk yazıtlarından ilk bahseden cüveyni. adam asırlar önce tarih-i cihan güşa adlı eserinde karabalsagun yani ordubalık’ta yazılı taşlar gördüm, demiş. daha sonra 17. yüzyılda bu yazıtların varlığından söz eden hatta resimlerini çizenler olmuş, mesela remezov diye bir adam bunlardan bahsetmiş, aynı şekilde çin kaynaklarında da bilgi var ama nedense kimsenin ilgisini çekmemiş ve diyebiliriz ki strahlenberg’e kadar terra incognita olarak kalmış.

    ben böyle bir şey buldum, diye ilk kez duyuran kişi messerschmidt, üzerinde çalışan ve yazdığı kitapla dünyaya duyurulmasını sağlayan da strahlenberg olmuş.

    tabii bir de şu var, bu taşlar ilk bulunduğunda ne kimlere ait olduğu ne de üzerlerinde ne yazdığı bilinmiyor. 1889 yılında orhun yazıtları bulunduktan ve üzerlerindeki alfabe thomsen*tarafından çözüldükten sonra ancak ne olduğu anlaşılıyor.

    tek kelime türkçe bilmeyen thomsen kül tigin abidesinin batı yüzündeki çince metinden yola çıkarak ilk olarak tengri ve türk kelimelerini okuyor. sonrası zaten çorap söküğü gibi geliyor ve yazıtların tamamını 1893’te okumayı başarıyor.

    malum yenisey yazıtları’nın çoğu üzerlerinde birkaç satır yazı olan mezar taşları ve yazılar da genellikle ölen kişinin ağzından yazılmış. uybat 3 yazıtı da tarkan sangun adlı bir türk begine ait.

    “altı yaşımda babadan ayrıldım. bilinmedim. üç büyük kardeşime ne çare ayrıldım…üç büyük kardeşime ben baba idim…elime, babama doymadım. oğlanıma, küçük kardeşime ben zahmet çekerek görüp doymadım…”
    (uybat 3, e 32)

    (bkz: eski türk yazıtları)
    (bkz: türk mitolojisi/@ay hatun)
hesabın var mı? giriş yap