yıkanmamış bulaşık ^*

• bulasik yikanmiş olsaydi bulasik denmezdi zaten..artik mutfakta temiz hicbirsey kalmadiysa
  disarda yiyebilecek paran yoksa ve de bir iki tabak bardak catal kasik yikayip yemek düzenini idame ettiremez duruma gelmisse kacinilmazdir bulaşiklari yikamak..bu yorgunlugun ardindan ve akabindeki yemekden sonra artik yemeklerden sonra yikiyoruz abi kabi canagi mantigida her seferinde fos cikmakdadir tembel ve doymus bünyelerde..yemekden sonra bulasik yerine sigaraya sarilmakdir cazip gelen..
• (bkz: aksam bulasiklari yikamazsan), (bkz: bulasik yikamak), (bkz: bulasik bulamak)
• her gun, yarın yıkarım dedirten hadise.
• mutfaga her girisinizde "hayıııır ben neden yemek yaptimki, ne guzel yiyecektim peynir ekmegimi" dedirten; cileden cikartan igrenc seylerdir...
  icine sicak su koydugumuz takdirde, o yaglar hemencecik cozuluverir, saatlerce surtmeye gerek kalmaz....
• kiminle kirletildiğine dayalı akla zarardır kimi insan için.
  
  beraber kirletilmiş anılardır.
  bir önceki gecenin kahkaha kırıntıları, muhabbetin yağ damlacıkları vardır.
  
  hatta bazıları sıyırmıştır; uzun uzun bakar bu bulaşıklara, ya bir tencere ya bir bardak hiç yıkamaz bakar sadece.
  hastadır, hastalığı unutamadığındandır.
• yalnızlığın mutfakda ki izdüşümüdür.
  
  köpürdükten sonra durulamaya bir çift el bekler ve bir çift yürek köpüklerinde kaybolmaya..
• bula$igin kendisidir. bula$ik, kullanilmi$ canak-comlegin yikanmami$ halidir. bu durumda yikanmami$ bula$ik, aslen bula$iktir. kimi afrika kabilelerinde ya$anmi$ ani, $ekerli tatli ve delikli sandalet ile ayni kaynaktan dogduguna inanilmaktadir.
• (bkz: bütün bir hafta aynı kupayı kullanmak)
• (bkz: ocaktaki kuflu tencere)
• yıkanmamış bulaşık değildir o bir zaman sonra, evcil hayvandır.