yol gözümü dağlıyor
-
hayko cepkin'in sandık albümünün çıkış parçası. katıksız bir hayko eseri, ne eksik ne fazla. hayırlı olsun.
-
şüphesiz ki şarkının en dikkat çekici yanı, uzun gitar solosudur.
-
official klibi bugün youtube'a yüklenen hayko cepkin şarkısı.
http://www.youtube.com/watch?v=p1ysw8jp4tq -
hayko cepkin'in yeni ve enfes şarkısı.
(bkz: sözlerini yazayım da tam olsun)
bitmez sandı
yoksul beynin
sorma artık kimim neyim
olsun sende merhametim
bundan sonra seninleyim
hiç aklında yokken bir ışık yanar
yol gözümü dağlıyor bak
ağlasan da boş
bendeki zehir kadar sarhoş
bu nehir gibi akan sular ne çok olur bu gözlerde yaş
tadı yok çok zor olur birdaha
gözümde yaş
bomboş elim
hiçbirşeyin
dibindeyim
geçmiş her gün
hikayemdir
böyle bilsin sevdiklerim
hiç aklında yokken bir ışık yanar
yol gözümü dağlıyor bak
ağlasan da boş
bendeki zehir kadar sarhoş
bu nehir gibi akan sular ne çok olur bu gözlerde yaş
tadı yok çok zor olur birdaha -
klibinde hayko'nun saçlarını öne taramaktan vazgeçtiğini ve mikrofonuna laser pointerlar taktırdığını gördüğüm şarkı.
-
"hiçbirşeyin dibindeyim" kırılma noktasıdır.
-
gitar solosunun bir kısmında ağır bir şekilde entonasyon bozukluğunun dikkat çektiği parçadır.
-
klibi de en az kendisi kadar güzel bu hayko cepkin eserinin.
-
zor...çok zor...
"söylenmiş" olanın daha ziyadesini kelimeleştiremez kimse, çabalamak kifayet etmez bu açılan "yol"a...
algının ötesi bi şeyler var...her dinleyişte farklı açıdan çektirilen fotoğraflar...
hakkının ötelenmemesi gereken cenahtan bi şeyler var...
söze gelemeyecek türden...haddim değil anlatmak, her seferinde ziyadesiyle anlatılıyor zaten fakat
söz zavallıyken anlar insan "hiçbir şeyin dibini"...
bu ağıt hali...
yakıcı...
karşılığı kendisinden başka bi şey olamayacak yakıcılıkta yakıcı...
beyaz ve siyahi kırmızılık arasında kalan ayakların, çukurda-düzlükteki hali gibi...
kaykık...
göz'üm kadar gerçek olanın herkese aşikar olamayışının içsel kasırgaları gibi...
fena...
sözün karşılıksızlığını tamamlaya çabalayan vuruşlar...
birbiri üzerinden kaynayan kasırgaların içinde yol çizer gibi...
göz'e alınamayan, göz'de olana tezatken ziyan olan can gibi bi şeyler var...
çığlık sızısından düşüşleri bir eline diğer eline boşluğu alırken akan yaşlar,
hep göz'e alınamayan aklanmalar...
göz'e alınamayan nasıl göz'den düşer ise bu yaşlar da düşüyor
"boş"...
hikayeler yazılırken bir yandan hiç durmayan kalemler tarafından
yanlış ağaçlardan yanlış kalemler yontmak,
zehiri kelama sebep etmek
ve şanına yakışır bi yanlışlıkla
"hiçbir şeyin dibinde" kendi kalemini kırmak...
yanlış uçuruma canını teslim etmek,
düşerken seni kurtaran elin uçurumun kendisi olmasını kader sanman...
ve bu bitimsiz düşüş
"bendeki zehir kadar sarhoş..." -
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap