• muhtemelen bu senede geçen sene olduğu gibi yazı yaşatmayacak doğup büyüdüm atadan ankara'lı olduğum ama hiç sevmediğim şehirimsi. dünyanın en kötü başkenti anıtkabir ve meclis olmasa köy olur.
  • incek'i görseniz "lan dubainin fırtınalı gününe denk geldik" dersiniz . fırtınayla karışız toz, duman vs. göl gözükmüyor kumdan.
  • bugünkü hava dünden de ağır nefes alamıyoruz resmen cıva mı yağıyor nedir arkadaş
  • fırtına da babaanemi kaybettiğim şehir.
    bulan varsa getirmesin mümkünse
  • bugün toz bulutları içinde göz gözü görmüyor, alerjikler can çekişiyor.
  • asıl güneşli günlerine katlanılmayan şehir. birazdan tatlı kızımla esintiye karşı bir yürüyüş yapacağım ve kafamda bu dizeler;

    calmly we walk through this april’s day,
    metropolitan poetry here and there,
    ın the park sit pauper and rentier,
    the screaming children, the motor-car
    fugitive about us, running away,
    between the worker and the millionaire
    number provides all distances,
    ıt is nineteen thirty-seven now,
    many great dears are taken away,
    what will become of you and me
    (this is the school in which we learn ...)
    besides the photo and the memory?
    (... that time is the fire in which we burn.)

    (this is the school in which we learn ...)
    what is the self amid this blaze?
    what am ı now that ı was then
    which ı shall suffer and act again,
    the theodicy ı wrote in my high school days
    restored all life from infancy,
    the children shouting are bright as they run
    (this is the school in which they learn ...)
    ravished entirely in their passing play!
    (... that time is the fire in which they burn.)

    avid its rush, that reeling blaze!
    where is my father and eleanor?
    not where are they now, dead seven years,
    but what they were then?
    no more? no more?
    from nineteen-fourteen to the present day,
    bert spira and rhoda consume, consume
    not where they are now (where are they now?)
    but what they were then, both beautiful;

    each minute bursts in the burning room,
    the great globe reels in the solar fire,
    spinning the trivial and unique away.
    (how all things flash! how all things flare!)
    what am ı now that ı was then?
    may memory restore again and again
    the smallest color of the smallest day:
    time is the school in which we learn,
    time is the fire in which we burn.

    kulağımda bu melodiler ile;

    french 79
  • en güzel yanı istanbul'a dönüşü diyen şaire yürekten katılıyorum, iki gün zor dayandım denizi olmayan şehre..
    yani konu ankara değil, konu denizsizlik..
  • yemyeşil parkları, ormanları ve gölü vardır. bakanlıklar ve kızılay arası turlayıp gri demek komik kaçar.
  • ankara'ya kimse şehrin güzelliği için gelmez, ankara'da kimse şehrin güzelliği için kalmaz. ankara'da yaşayanların ankara şehri ile ne gönül bağı vardır ne de dertleri vardır. ankara'da kalanlar, ankara'yı sevenler ankara onlara iyi imkanlar özellikle iyi bir çalışma ortamı sağladığı için kalırlar. onlar için şehir arka planda sessizce çalışan işletim sistemidir sadece.
  • "en güzel yanı istabula dönüşü" diyenleri engellediğim başlık.
hesabın var mı? giriş yap