• "attırmak" bu ikisinden de çok faklıdır.
  • "artırmak" hem "artmasına neden olmak" ("arttırmak"tan ses değişimi yoluyla) hem de "tasarruf etmek" anlamında kullanılabilir.

    "arttırmak" sadece "artmasına neden olmak" anlamında kullanılır. "zor" bir kelime olduğu için "artırmak"a evrilmesi normaldir.
  • (bkz: t)
  • aradaki fark devasadır.

    artırmak var olan bir şeyin üzerine o şeyin daha fazlasını eklemek iken..
    (mesela; 12 vidam vardı, 12 tane daha aldım vida sayısını çoğalttım(artırdım))

    arttırmak var olan şeyin miktarını artırmadan o şeyi kullanırken tutumlu olmak, o şeyin hepsini kullanmamak.. (mesela tv tamir ederken vida arttırmak gibi. oysa vidanın çoğaldığı filan yok vida sayısı aynı)

    çok gerildim. (külliyen yanlış olabilir olmayabilir de)
  • aşağıdaki gibidir:

    artırmak elde bulunan bir kaynağın tümünü kullanmayıp, belli bir miktar tasarruf sağlamaktır.

    örnek:
    yılbaşı kutlama partimde servis edeceğim kanepeleri hazırlamak için aldığım malzemelerin büyük kısmını artırdım. 2 gün sonraki günümde kullanırım. (kitabi örnek oluşturdum ki aristokrat kökenlerim belli olsun.)

    arttırmak ise bir sonucun değerinin bir faktöre bağlı olarak yükselmesidir.

    örnek:
    iç piyasalardaki güvensizlik fed'in dolar salımındaki düşüşle birleşip tl/dolar paritesini arttırdı.
  • suyu artırdı

    ile

    suyu arttırdı

    arasındaki farkı kişi ile açıklamaya çalışan cahiller tarafından açıklanmaya çalışılan fark....

    para artırdı -> o

    para arttırdı -> o

    cahiller.....
  • artırmak artmak fiilinin geçişli halidir. düşmek ve düşürmek gibi. arttırmak da artmak fiilinin geçişli halidir. bi de artırtmak var. o ise ettirgen. türkçede böyle şeyler oluyor çok kafayı takmamak lazım.
  • olmayan farktır.

    şöyle ki söz konusu sözcüklerin kökü "art-" fiilidir. türkçede eskiden beri kullanılan faktitif (ettirgenlik / oldurganlık) ekleri ise şunlardır : "-r , -t , -dır"

    türkçe gerek çok uzun zaman öncelere uzanan tarihi gerekse yayıldığı geniş coğrafya ile ses (fonem) ve yapı (morfem) bakımından epeyce çeşitlilik gösteren bir dildir.

    aynı anlama gelen iki sözcüğün ortaya çıkmasını bu şekilde açıklamak gerekir. geçmiş dönemlerde türkçenin yayıldığı geniş coğrafyadaki bazı boylar faktitif eki olarak "-r" yi tercih etmişken diğer bazı boylar ise "-dır" ekini tercih etmiştir. bunun sonucunda "artır-" ve "arttır-" türemiş fiilleri ortaya çıkmıştır.

    iki fiil de aynı anlama gelir ve kullanımında bir hata yoktur. ilginç olan kısım ise türkiye türkçesi içerisinde bu iki fiilin bir arada bulunması, içlerinden birinin kullanımdan düşmemiş olmasıdır.

    not: türkçe hakkında yorum yapmadan önce türkçenin tarihi ve yayıldığı geniş coğrafya hakkında ve dahası tarihi türk şiveleri hakkında biraz bilgi sahibi olmak gerekiyor, diye düşünüyorum. hele ki türkçenin yalnızca 20. yüzyılda ortaya çıkan türkiye türkçesinden ibaret olduğunu düşünüyorsanız bu konulara hiç girmeyin. naçizane tavsiyemdir.
  • olmayan farktır. arttırmak'taki ikinci t ettirgenliği artırmaz, ikisini de aynı şekilde anlarız. ettirgenliği artırmak için artırtmak dememiz gerekirdi. diğer iddia, yani anlam farkı da yok, çünkü biz art- fiil kökünü hep çoğalma hem de biriktirme anlamında kullanıyoruz. biri -ar, biri art değil.

    bitmek > bitirmek > bitirtmek gibi düşünün.
  • fikir ayrılıklarıyla dolu bu meseleye son noktayı koyuyorum:

    boğazından artırmak: yiyeceğinden kısıp parasını artırmak
    buyrun tdk
    bunu mu demek istediniz?

    ricalar.
hesabın var mı? giriş yap