hesabın var mı? giriş yap

  • afrikada bir iğnesiyle kaplanı deviren arılar vardır. bunların kovanlarına hiçbir canlı yaklaşmaya cesaret edemez. ancak bal porsuğu balı sever...

    yıllar sonra bir edit: "afrika'da kaplan yoktur. kaplanın anavatanı asya'dır. " bunu ısrarla yazan tüm yazar arkadaşlarımın emeğine sağlık.

    yıllar sonra ikinci edit: john hartigan'dan ; bal porsuğu balı sevmez. aslında ayılar da balı sevmez. onların meselesi, kovanların içindeki larvalardır. bedava proteindir onlar için, uzun süre idare eder.

  • öncelikle bölüm 1: #47446983

    yukarıdaki entryde de anlattığım gibi başka bir diyar daha var. sanki ben bulmuşum da üstüne yatıyormuşum gibi anlaşılmasını istemediğimden bir açıklama yapmam gerekiyor. geçtiğimiz aylarda bir video da tane tane anlatılmıştı. lakin daha sonra o video kaynağını kaybettim. bulamadım ve halen bir benzerini de bulamıyorum. o yüzden elimden geldiğince 2. bölümü anlatmaya çalışacağım.

    1- öncelikle siminizin handiness yani tamircilik yeteneğinin "10" olması gerekmektedir. eğer yeteneği 10 değilse ve de yükseltmenin zaman alacağını düşünürseniz onun da çaresi var. hile.

    hileyi ise şu şekilde giriyorsunuz: chat konsolonu ctrl+shift+c tuşlarına basararak açıyoruz. açılan pencereye ilk önce testingcheats true yazıp cheats koşullarını sağlıyoruz. bundan sonra stats.set_skill_level major_handiness 10 yazıyoruz. m ve h harfleri büyük yazılmalıdır. ve tamircilik özelliğiniz en yüksek seviyeye ulaşıyor.

    2- şimdi siminize "travel" komutunu vererek "oasis springs" e giderek "desert bloom" adlı parka giriyoruz.

    3- buraya girdiğinizde de testingcheats true komutunu yazmanız gerekiyor.

    4- parkın arka taraflarında bir mağara var. bu mağaranın girişine tahtalar çakılmış. siminize komut vererek bu tahta parçalarını kırıyorsunuz.

    5- ve mağaranız açılıyor. çıkan sekmelerden "take wide path" i seçiyoruz. açılan diğer sekmeden "climb ladder" i seçiyoruz. sonraki sekmeden "step onto the ledge" yi seçiyoruz. ve son olarak "travel to grotto" sekmesini seçerek mağaraya giriyoruz.

    6- burada bizi, patates, mantar gibi sebzeler bekliyor. ve tabi ki ileride bir ölü simi canlandırmaya yarayacak balığı da burada tutabiliyorsunuz. kristaller de çok işinize yarayacak demedi demeyin.

    ee artık gerisi size kalmış.

    edit: yüzlerce mesaj geldi. evet daha bildiğim bir çok şey var bu oyunla ilgili. fırsat buldukça yazacam hepsini.
    şaka lan şaka ne mesajı. önce ki entryimde de aklınıza takılan bir şey olursa yeşillendirin demiştim. demek ki bilal"e anlatır gibi anlattığım için kimsenin aklına bir şey takılmamış. azcık sosyalleşseydik ne var ki canım.

  • bunu diyenin bi anasına sövmediğiniz kalmış. alt tarafı bir kaç saat baska yerde dursun diyor, getir kıymasından kebap yapip yiyelim demiyor az sakin olum kodumun tatminsiz itleri

  • çok basit biz yalaka değiliz.

    edit: beyefendinin sorusuna cevabımı verdim bende kendisine bir soru sorayım, fazıl say'ın da dediği gibi siz ne işle uğraşıyordunuz? hakan ural hangi sanat dalıyla uğraşıyor ben kaçırmışım kendisini.

  • öncelikle kendisini tanımıyorum. videoyu izlemedim. kendisi hakkındaki bilgim son dönemde debeye giren girdilerden ibaret. fazla da bilgim olmasını istemiyorum.

    yakınının ölme sebebinin doktor hatası olduğu sadece kendi iddiası, kanıtlanamayacak bir durum. ama kendisinin katil olduğu kanıtlanmış ve kendisi tarafından da itiraf edilmiş bir gerçek.

    böyleyken kendisi ile nasıl empati yapılabilir? empati yapmamız neden bekleniyor?

    ne kendisi ne de başka bir katil ile empati yapmayı düşünüyorum. hayatta herkes kadar acı çekiyor, herkes kadar sinirleniyor, herkes kadar öfke nöbeti geçiriyorum. babamın hastalığı sebebi ile ömrümün yarısını cerrahpaşa’da geçirmiş durumdayım. gırtlak kanseri başlığı benim girdilerimle dolu. yaşadığım hiçbir şey karşımdaki insanı öldürmem gerektiğini düşündürtmedi.

    ben ölmüş olan doktor ve ailesi ile empati yapabilirim ancak. çocuğum bir psikopat tarafından öldürülse, çocuğumun katilinin cezası okuduğu yıl kadar bile olmasa, çocuğumun katili yıllar sonra bir programa çıkarılsa ve olayı anlatıp kahkaha atsa, kahrolurum.

    son sözüm armağan çağlayan‘a; buraya geldiğinizde sadece merak ettiğiniz kişilerle röportaj yaptığınızı ve yapacağınızı söylemiştiniz. bir katili merak etmenizi anlamıyorum orası başka da. “ben bu kahkahayı atarken öldürülmüş insanın ailesi ne düşünür?” diye de merak ettiniz mi hiç? ben ettim. ve size olan tüm saygımı yitirdim.

    edit: gelen mesajlar için teşekkür ederim. babam hayatta ve iyi durumda. bu konuda çoğunuzla aynı fikirde olmamıza sevindim, sevgiler.

  • benim için bunun en temel nedeni karşıdaki kişinin seni adam yerine koymadığını hissetmesidir. kızın birine "nasılsın?" diye sordum, tamı tamına beş gün sonra cevap verdi. bu süre zarfında da defalarca whatsapp'a girmişti üstelik. üşenmeden girip bakıyordum arada bir. verdiği cevaba anında yanıt verdim, cevabı yine birkaç saat sonra oldu. sonra da bir şey yazmadım. bir hafta sonra utanmadan gelip de bana "küstün mü, hiç yazmıyorsun." gibi abuk bir soru sordu. bana böyle davranan biri ile neden konuşayım ki?

    kadın kısmının biz erkekleri odun olarak gördüğü bilinen bir gerçek, ancak bizim de hislerimiz var be. ağaç gövdesi değiliz, hissediyoruz. size, sizin bize davrandığınız gibi davranınca bizi kötülüyorsunuz.

    kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yaparsan, gün gelir karşındaki kişi senin tarafından kendisine yapılmasını istemediği şeyi, sen daha ona yapmadan önce sana yapar.

  • odamı yeşile boyamış.
    o damı yeşile boyamış.
    o, damı yeşile boyamış.
    o da mı yeşile boyamış?

    yukarıdaki 4 cümlenin anlamı da aynı diyorsanız benim daha söyleyecek bir şeyim yok. de/da, noktalama işaretleri, her ne geliyorsa aklınıza dilde olmasının bir nedeni var işte, niye kullanmamak için bahane üretiliyor anlamıyorum!

  • benimdir o. küçükken çok çalıştım babamla inşaatlarda. hiç utanmadım paramız yoktu ama mutluyduk. şimdi istediğim işi yapıyorum. geçmişime bakıyorum da pişman değilim.