hesabın var mı? giriş yap

  • insanın bebeğine gelmeden önce, standart bir şehirlinin doğada sağ kalma ihtimali hayli düşük olduğu için sıfırdır.

  • fabrika yapılsa, 63.000 kişi iş sahibi olabilirdi. madem atıl duruyor, sokakta kalanlara açsınlar camiyi, boşuna sıcak ve ışıklar yanıyor. israf olmasın hiç yoktan.

  • boş laf. gençler bir günde böyle umutsuz olmadı. işin en kolay yanı gençliği suçlamak. kolaycılıkla prim yapıyor.

  • amerika birleşik devletleri tarihindeki en büyük siyasi mitinglerden biri: büyük washington yürüyüşü

    28 ağustos 1963'te 200.000’den fazla afrika kökenli amerikalı sivil ve ekonomik haklarını savunmak için washington d.c'de düzenlenen bir yürüyüşe katıldı. bu yürüyüşün en öne çıkan özelliği, sivil haklar lideri martin luther king jr’ın lincoln anıtı'nın merdivenlerinde yaptığı ikonik konuşmaydı.

    martin luther king jr, tüm amerikalıların ten renkleri ve sahip oldukları kökenler yerine tıpkı her insan gibi sahip oldukları karakterlere göre değerlendirileceği konusunda gelecek vadeden, toplumun her kesimini etkileyen bir konuşma yaptı ve amerikan tarihinin en ünlü konuşmalarından biri haline geldi.

    bu yürüyüş toplumda çok ciddi bir ayrımcılığa ve ırkçılığa neden olan, hatta dönemin siyahilerinin eğitim öğretim ve ulaşım gibi birçok hakkını engelleyen jim crow yasalarına şiddetle karşı çıktı. daha sonrasında sivil haklar hareketinde çok önemli bir rol oynadı ve halkın silkelenip kendisine gelmesine yardımcı oldu. bir yıldan kısa bir süre sonra abd kongresi, ırk, renk, din, cinsiyet veya ulusal kökene dayalı ayrımcılığı yasaklayan 1964 sivil haklar yasasını ve afrikalı amerikalıların oy kullanmasındaki engeli kaldıran 1965 oy hakkı yasasını kabul etti.

    işte bu nedenle washington yürüyüşü sivil haklar, insan onuru, sosyal adalet ve eşitliğin siyahilere kazandırılıp, toplumda artmasında öncü haline gelmiştir.

  • kilise ve cemevleri imkanlarınca mekanlarını başından bu yana depremzedelere açtı ve insanlara yardım etmeye çalışıyorlar.

    video'da konuşan insanların şikayet ettiği ise, bunlar gelenlere insan gibi davranıyor, çevresini temiz tutuyorlar. nasıl bir kültürden geliyorlarsa, böylesi bir şeyi, ancak özel eğitimli insanların yapabilceğini düşünüyorlar. yok, biraz karşındaki insana saygılı davranmayı ögrenirsen yeter, insana insan gibi davranılması gerektiğini umarım ögrenirler.

    diyanetin başından itibaren, tüm personalini ve imkanlarını depremzedelerin hizmetine sunması gerekirdi. bir tek camiden depremzede çocuklara ali babanın bir çiftliği var şarkısını okuyan eski imama rastladım, onu bu eleştirilerden ayrı tutarım.

  • namaz için sarf ettiği "kuru kıyamdır" lafının bir de evveli vardır. taşköprüzade, molla lütfi'nin öğrencisi olmuş amcası kıvamüddin kasım'dan aktararak şöyle bir hikaye anlatır: ders esnasında molla lütfi, hz. ali'nin bir muharebe esnasında kendisine isabet eden oktan bahseder. bir süre vücuduna saplı okla yaşamış hz.ali bir gün namaz kılarken, yanındakiler oku çıkarmayı başarmıştır, ama hz. ali hiçbir şey hissetmemiştir bile. çünkü onun ibadeti başkadır, molla lütfi'nin zamanında kılınan namazlar gibi kuru değildir.
    tabii bu anlatı, taşköprüzade'nin bir af daveti de olabilir; ama neden öldürülmüş olduğu tam olarak bilinmediği için bunun neyin affı olduğu sorusu da her dem orada kalmaya mahkum oluyor. hakikaten, molla lütfi ne yaptı da, ölüme giderken dahi allahın birliğini haykırırken, küfr'le ve dolayısıyla zındıklıkla suçlanarak kellesinden oldu?
    ahmet yaşar ocak, meselenin ulema arasındaki müthiş rekabetçi ortamdan kaynaklandığı konusunda ısrarcı. molla lütfi'nin sivri dilinin, büyük-küçük-akran demeden alimleri alaya almasının düşman yaratıp onları harekete geçirdiği, onun falsosunu yakaladıkları anda da cezayı kestikleri gibi bir mantık silsilesi var. molla lütfi'nin öğrencisi olmuş kemalpaşazade'ye bir gün hocası gibi büyük bir alimin neden öldürüldüğünü sormuş yavuz sultan selim'e verilen cevapta, bu mantığın teyidini bulmak mümkün: "hased-i akran belasına uğramıştır."
    hasetçiler arasında olduğu tahmin edilenler molla ahaveyn, hatipzade gibi genellikle kendinden daha düşük rütbeli alimler. bunların hepsinin dava jürisini teşkil etmeleri manidar. öldükten sonra, hatipzade'nin, yazmış olduğu kitabı haşince eleştirmiş molla lütfi'ye ithafen, "şükür kitabımı elinden kurtardım" dediği mervidir. ahaveyn'inse katlden sonra zındıklıkla ilgili yazdığı ve sonunda da olaydan hassaten bahsettiği risalesinde, içindeki tezat bakımından çok hoşuma gitmiş şu bedduayı molla lütfi'ye yöneltmesi mektubdur: "allah onu lütfuyla kahretsin"
    molla lütfi'nin, allah günah yazmasın ama, kaynaklarda geçtiği haliyle dolandırıcılk yapmış olduğu da vakidir. zamanında fatih'in kütüphanesine, sinan paşa'nın tavsiyesiyle hafız-ı kütüb olduğu doğrudur, ama daha sonra içerideki görkemli kitaplardan bazılarını piyasadaki ucuzlarıyla değiştirmeye çalışıp beceremediğinden pek bahsedilmez genelde. bir de sinan paşa'nın kardeşlerinden biri, o öldükten sonra kurduğu vakfa sahte belgeyle molla lütfi'nin mütevelli olmaya çalıştığı, buradaki malları üzerine geçirmeye teşebbüs ettiğini saraya bir mektupla şikayet etmiştir. ha, bunlar cezasıyla pek de doğrudan ilintili değildir belki, ama kaydı düşülsün isterim.
    latifi'de doğrudan, ahaveyn'in risalesinde ise ima edilen bir aşere-i muhabbese lakırdısı var molla lütfi'ye isnad edilen. bu, henüz kimlikleri tam tespit edilemeyen onlu habis grubun başı gibi takdim olunuyor molla lütfi. kimlerdir, ihaleye karıştırdıkları fesad nedir, bilemiyorum. ama alın size mis gibi doktora tez konusu işte.

  • yakın zamanda başıma gelen bir rezaleti sizlerle paylaşmak istiyorum.

    çevremde 1. derece yakınım herkes vodafone hat kullanıyor. işin eğlencesi bu kişilerin hepsini ben ikna edip vodafone'a geçirdim. çünkü yeni taşındığımız yerde diğer hatlar çok iyi çekmiyordu ve fiyat olarak da o dönem vodafone hepsinden daha ucuzdu.

    neyse ailemden iki kişi 164 tl değerinde sınırsız bir tarifeye geçtik topluca. hepimizin geçişi arasında bir kaç ay fark var. ama hepimiz aşağı yukarı aynı dönemde geçtik ve 2 yıllık taahhüt ile başladık yeni hattı kullanmaya.

    aradan belirli bir zaman geçti ve beni süreki vodafone'dan arayıp, taahhüdünüz bitiyor, acilen yeni bir taahhüt seçmezseniz 450 lira gibi bir bedel faturanıza yansıyacak ve taahhütsüz devam edeceksiniz diye gazlamaya başladı vodafone.

    benim de bir arkadaşım vodafone bayiisi; aradım bu elemanı. dedim kanki böyle böyle. taahhüdüm bitiyormuş. bari işlemi sen yap da üç beş kuruş kazan. arkadaş da bana aynen şu cümleyi kurdu:
    - doğrudur abim. seni sınırsız trifeden devam ettirelim. aylık 339 liraya yeni taahhüdünü onaylıyorum. gelen sms kodunu bana söyle dedi.
    dedim ne kadar pahalılanmış. neyse yapacak bir şey yok galiba. her şeye bu kadar zam gelmişken, hatların da böyle olması normal heralde dedim. onayladım.

    o ay faturam geldi. üstüne telsiz vergisi falan derken 349 lira fatura geldi.

    neyse 1 ay sonra eşime de benzer tacizler gelmeye başladı. eşim çok profesyonel bir arşivci olarak dedi ben bunu bir düşüneyim. açtı sonra eski mesajlara baktı. zaten bu tarifeye 9 ay önce geçmiş. mesajda da şey diyor; 1. dönem kampanyanız kapsamında 12 ay 164 lira, 2. dönemde de 170 lira mı ne işte tam hatırlamıyorum. ama daha taahhüt süresi var yani. mesajda da yazıyor.

    sonra aynı arkadaşı aradım ben. dedim ki;
    - bro böyle böyle. bizim hanımı da arıyorlar. ama mesajlardan bulduğu kadarıyla bizim hanımın daha 1. dönem yani ilk senesinden 3 ay, ikinci senesinden de 12 ay toplam 15 ay daha taahhüdü var. nedir bu durum?

    arkadaş da dedi ki;
    - abi vodafone öyle milleti yemliyor. inananları kekliyor, yeni tarifeye geçiriyor.
    - e beni de böyle keklemiş olmasınlar ya ben bi mesajlara bakayım
    - abi sen onay verdin bi kere, geçti o iş geri dönemezsin
    dedi.

    daha bu olay sıcağı sıcağına iken, kardeşim ve asker arkadaşımı da yanımda vodafone arayıp darlamaya başladı. aynı hikaye.
    - taahhüdünüz bitmek üzere, acilen bir taahhüt vermezsen taahhütsüz şu kadar para ödeyeceksin diye.

    aynı şekilde kardeşim ve arkadaşım da eski mesajlara baktı ki; yok öyle bir şey. taahhüt falan bitmiyor. arayanlara da fırça atıp kapattılar.

    sonra ben sinirlendim ve vodafone'u aradım. dedim böyle böyle. beni taahhüdün bitiyor diye aradınız. dolandırdınız. benim eski taahhüdümü geri aktif edin, aradaki farkı da bana ödeyin. şikayet ettim yani.

    aradan bir gün geçti, vodafone bayisi arkadaşım beni aradı. dedi abi sen beni şikayet mi ettin? dedim abi ne alakası var senle. ben vodafone'u şikayet ettim. işlemi sen yaptın ama beni arayıp sen gazlamadın ki taahhüdün bitiyor diye.
    - e abi biz sana daha taahhüdün var demediğimiz için vodafone bu suçu bize atıyor.
    - abi sizin böyle bir ekranınız varsa, bana bunu zaten söylemen gerekirdi. madem sen de bu işe alet oldun, yapacak bir şey yok. o zaman seni de şikayet etmişimdir. kusura bakma dedim.

    arkadaş da daha diyor ki;
    - abi sen bu şikayetini geri çek. bizi yakma.
    hesaplıyorum 164 tl yerine 349 tl. daha taahhüdümün 10. ayındaymışım. arada 14 ay var. ayda 185 liradan 2.590 tl yapıyor. dedim ki;
    - abi kusura bakma ben böyle bir maliyete katlanmak istemiyorum.

    neyse aradan bir hafta geçti. vodafone'dan ses seda yok. tekrar aradım ben bunları. şikayet kaydım sistemde görünmüyor. yeniden kayıt oluşturdum. tabii ki bağlanmak için saatlerce uğraşıyorum falan sinirden ölüyorum o sırada. keriz gibi hissediyorum.

    neyse yeniden şikayeti oluşturdum. dedim bu taahhüdü yenilemezseniz de hattımı kapatın ben istemiyorum vodafone kullanmak. yani sinirden herkesin bildiği numaramı kaybetmeyi bile göze aldım.

    aradan bir hafta daha geçti, vodafone gelen merkezden biri beni aradı. durumu anlattı. dediğine göre beni yeni tarifeye geçiren bayiinin suçuymuş bu. seni uyarmaları gerekirdi. daha taahhüdün var demeleri gerekiyordu. ben de merak ediyorum:
    - e sizin kampanya servisi de beni günde 5 kez arayıp taahhüdün bitiyor diye gazladı. onların suçu yok mu diyorum.
    kadın sessizliğe bürünüyor falan.

    neyse uzun lafın kısası eski tarifeye geçişim sağlandı.

    fatura günüm geldi. bir de ne göreyim:
    yeni tarifeye geçmişim ama; o arada geçen 45 günlük fatura tutarını iade etmemişler. geri aradım.

    dedim hanım efendi, aradaki farkı iade edecektiniz? noldu o iş.
    kayıt oluşturdular falan.
    aradan 15 gün geçti. ses yok.

    bu gece yeniden aradım. sıfırdan kayıt oluşturdum.
    hiç kimse bir şeyden haberi yokmuş gibi dinlediler beni.
    en sonunda aradaki bütün farkları 300 tl olarak bana iade ettiler.
    önümüzdeki ilk ay 0, sonraki ay da çok az bir tutar fatura gelecekmiş.
    yani gelecek faturalarımdan mahsup edilecekmiş.

    ama bu haklarımı geri alana kadar sanıyorum vodafone'u 30 defa falan aradım.
    toplamda 3 saate yakın hatta kaldım. bir müşteri temsilcisine bağlanmak için beklediğim süreleri de dahil edersek belki daha fazla uğraşmış olabilirim.

    bugün müşteri temsilcisi de telefonda bana diyor ki; bir dahaki sefere daha hızlı bağlanmak isterseniz sesli asistana "hat iptali" diyin. hemen bağlar sizi.

    bu da bana ders olsun. bu da size örnek olsun.
    çevrenizde bütün vodafone kullananlara söyleyin de artık şu telefon şirketleri tarafından kazıklanmayalım.

    edit:
    öncelikle destek mesajı atan 100'e yakın kişiye teşekkür ederim. hepinize tek tek cevap vermeye çalışacağım akşam ama malum vodafone'dan eksisozluk'e giremiyorum. açılmıyor. vodafone başlığında görmüşsünüzdür. bir çok kişi sözlüğe erişemiyor. sadece wi-fi bağlıyken girebiliyorum.

    öte yandan bana salak mısın diye yazanlara da cevap vererek kendimi yoracak değilim. dön de bir kendine bak. sanki senin başına hiç gelmedi böyle dalgın ya da dikkatsizlik yüzünden bir dolandırılma meselesi. gelmediyse de tebrik ederim kardeşim. mükemmel zekanla mutluluklar!

    son olarak da:
    öncelikle şu konuya bir açıklık getirmek lazım.
    çoğu kişi vodafone yanımda uygulamasına neden bakmadın diyor. arkadaşlar. uygulama varsa açın bakın. orada aynen şu bilgiler vardı:
    1. dönem kampanyasının 10. ayındasınız.
    ne demek bu? 1. dönem ne demek abi?
    2 ay sonra bitiyor mu? sonra 2. döneme geçecek mi?
    2 ay sonra 2. dönem mi başlıyor? yoksa bu bir son mu?
    2. dönemde fiyatlandırma nasıl olacak?
    ben 12 ay mı taahhüt verdim? yoksa 24 ay mı?
    bakın bu bilgilerin hiç biri uygulamada yok.
    bu aleni bir şekilde vodafone'un adam kandırmak için bilgileri eksik vermesi ve yanlış yönlendirmesidir. eğer ki elimde mesajlar olmasa 1. dönemde ne kadar, 2. dönemde ne kadar ödeyeceğim hakkında en ufak bir bilgi edinemeyecektim.

    telefonla beni aradıkları zaman da zaten bana bu bilgiyi vermediler. taahhüdün bitiyor diye aradılar kaç defa. yani alenen dolandırıldım. şikayet ederken de burdan yürüdüm zaten. siz beni arayıp böyle dediniz dedim. kayıtları incelemişler ki, kimse biz sana öyle demedik demiyor. hatta "kampanya departmanı bazen böyle hatalar yapıyor" diye itiraf bile ettiler. bence hata değil bu. aleni dolandırıcılık.

    uygulamadaki eksik bilgi, telefonda yalan söyleyen bir personel üstüne de bayiide çalışan bir arkadaş(!). dolayısıyla kazıklandım. yani insanlık hali. hepinizin başına gelebilir. kaldı ki ben dalgınlığım (hadi sizin dediğiniz gibi salaklık olsun) sebebiyle düştüm. ananız, atanız, teknolojiden çok anlamayam akrabalarınız da dolandırılmasın diye yazdım buraya.
    neyse ki mesajları silmemişim ve geçmişe dönüp bakabildim. dolandırıldığımı anladım ve hakkımı aradım. günün sonunda geri döndürebildim ve hakkımı aldım zaten.

    bir de şunu yazayım: bir çok destek mesajı aldım ve aynı durumda bir çok kişi olduğunu gördüm. bir kişiye bile faydam dokunduysa ne âlâ...

    bayiideki arkadaş(!) konusunu da çok soran oldu: artık görüşmüyoruz. bu olaydan sonra zaten ben de bir daha aramadım. şikayeti geri çekmeyeceğimi söyleyince o da beni aramadı. onun da kendince savunması da şuydu:
    - dalgınlığıma geldi.
    tabii bana inandırıcı gelmedi bu. günün sonunda bana şikayeti geri çek diye samimi olmayan bir teklifte bulundu ve benim için bitti.

    kalın sağlıcakla.

    mesajla gelen ekleme: by @damaged
    selam dostum. beni de (diger herkes gibi gunasiri ariyorlar, son 10 senedir. 2013 yilinda vodafone’a gectim. aylik 19 liralik bir tarifem vardi. hicbir sey yapmadim. hic bir sey.
    hala ayni tarifeden ucretlendiriliyorum. bunu da istersen entry’ne ekle. yani kampanya bitince baska tarifeden ucretlendirileceksiniz külliyen yalan.