hesabın var mı? giriş yap

  • standart geyiktir bu mahalle arası bankerleri. 91 gram altını kuyumcuya bir insan neden verir ki? kaybolmasın falan diye değil bırakın bu işleri. işletmek için verilir sonra da böyle olur işte. minimal çiftlik bank.

  • yirmi beş asır, hatırasının üzerinden kasırga gibi değil yumuşak bir rüzgar gibi geçmiştir zira sappho'nun dürüstlüğünün, duruluğunun ve ifade kuvvetinin eşi yoktur. örneklemek gerekirse;

    kızlığım ah kızlığım
    nereye gideceksin
    seni yitirdiğimde?

    bir daha
    dönülmeyen
    bir yere gideceğim
    tatlı gelin!
    bir daha sana hiç
    dönmeyeceğim!

  • ulan o halde bile hala kuyruk sallıyor. utanmaz arlanmaz ya. komple danaya dönüşse yine akıllanmaz bu kadın.

    neyse biz kuranı yırtan kızdan devam.

  • bilimsel bi prensip, karsi karsiya oldugunuz bi problemde hersey esitse, en basit aciklamanin dogru oldugu varsayilir. mesela basiniza kus pislediyse ve buna sebep olarak:
    1 devlet kusu basiniza konacagina delalet etmek icin verilmis ilahi bir isaret( hemen milli piyango bileti alin)
    2 pisleyen bi kusun altindan gectiniz
    benzeri iki sebep varsa bunlardan 2. olani kabul edilir
    yanlis hatirlamiyorsam contact isimli carl sagan senaryolu filmde bu konudan dem vurulmustu

  • hakkında yaşanan gelişmeler ile gece gece bana oğluna flüt alamayan ibrahim tatlıses hüznü yaşatmış olay.

    " - afganistan hükümetine ''radarınıza böyle bir uçak takılmış olabilir mi ? '' diye sormuşlar. afgan dışişleri bakanı ''bizim radarımız yok , amerikalılara sorun'' demiş. "

    kaç para lan bir radar?!?!?!?

  • ben hayatini sag eliyle idame ettiren insanlardanim. yasamim sag elimle sekillendi; universiteye yetenek sinaviyla girdim, yillarca resim cizdim, minyatur yaptim, su anki isimde de ellerimle calisiyorum.
    sonra bir gun sag kolumun uyusmaya basladigini hissettim. yaklasik on gun icinde dokunduklarimin ne oldugunu anlayamamaya, bir ay icinde birakin yazi yazmayi kalem bile tutamamaya basladim. kolumu bir turlu hedefledigim noktaya isabet ettiremem de cabasi. kolum bana bagli ama benden bagimsiz, gorev tanimini tamamen sasirmis bir uzva dondu.
    bu sure zarfinda gunluk hayat cok zorlasti benim icin. tirnaklarimi anneme kestirdim, yemege disari ciktigimda bicak tutamadigim icin sadece catalla yenecek yemekler sectim. basimi kasimak isterken suursuz kolumu duvara carptim bazen de parmaklarimi gozume soktum. mouse ve kalvye kullanamadim,isimi yapamadim. kisacasi cok basit gorunen gunluk aktiviteleri kesinlikle dogru duzgun yerine getiremedim.
    simdi, uyusmanin basladigi geceden tam 3 ay sonra hala yazi yazamiyorum ama en azindan kalem tutabiliyorum, bardagi devirmeden su icebiliyorum, elimi attigim seye ilk hamlede ulasabiliyorum. hepsinden onemlisi sol elimle akici bir sekilde yazi yazip, otuz yillik kamyon soforleri gibi manevra yapabiliyorum. ne sagimi ne solumu yuzde yuz kullanamiyorum belki ama ikisini de aktif ve ise yarar sekilde kullanabildigim icin saglikli insanlardan bir sifir ondeyim.
    ms boyle bir sey iste. o benim ayak uydurmam gereken hayat arkadasim; beni hayata baglayan, beni depresyona sokan, yasamima anlam katan, icinden butun anlamlari teker teker alan, gece yarisi beni korkudan aglatan, sabahina dunyaya meydan okutan....

  • ne zaman bu ulke icin bir sey yapacak olsaniz bu adamin kafasi paramparca edilmis bir halde bir derede bulundugunu, kendisini vahsice oldurenin devlete calisan bir muhbir oldugunu, bir sene bile hapis yatirilmadigini, annesi ve esine cesedinin bile gosterilmedigini, sonra o cesedin mezardan cikarilarak bir posete kondugunu ve o posetin de kimbilir kimlerin elinde gezdikten sonra kayboldugunu, bu zavalli adamin bir mezarinin bile olmadigini unutmayin.

    ben unuttum, yazar oldum, bu ulkenin derdini bu ulkenin insanini yazdim, kafami cekicle parcalamalari disinda belami buldum. siz unutmayin.