hesabın var mı? giriş yap

  • kardeşi prenses, babası lord olan maraba. ama eşeklik bunda değil, obi van denen hıyarda. ulan zaten komşuymuşunuz. arada bi uğra, bi iki figür göster şu çocuğa. babasını daha el kadar yavruyken alıp yetiştirdiniz. işi kaptı iblis gibi oldu maşallah. bunu bıraktınız tozun toprağın arasında, oturdu bokuyla oynadı yirmisine kadar. e nooldu sonra ışın kılıcını gördu merteksandı, r2d2'dan kardeşinin hologramını buldu, bakıp 31 çekti. kazık kadar adam olduktan sonra da geçtiniz karşısına yok forcedu yok light sidedı yok dark sidedı bi saat kafa ütülediniz. bunun babası daha bıyıkları terlemeden galaksinin yarısını dolaştı. düdüklemedik kraliçe bırakmadı. bu garibimin taktınız kıçına r2d2yu, yolladınız 900 yaşındaki cücenin yanına . ağaç yaşken eğilir dememişler boşuna. 3 film bitti anca buldu kendini de adam oldu herif.

  • kedilerin bazen duvara belirli bir noktaya manyak manyak dakikalarca bakmasına şahit olmuşsunuzdur herhalde. ben bu durumu kedilerin duyularının çılgın hassasiyetine verdim hep. minik bir sineğin sesi ve hareketini bile yakalayabilen psikopat canlılar ne de olsa. ancak bundan 2 yıl önce tecrübe ettiğim bir olay yüzünden hala duvara bakan bir kedi gördüğümde asabım bozuluyor.

    ankara'da abidinpaşa kurucu sokakta dedemin evinde dedem ve anneannemin vefatı sonrası teyzem yaşıyor. yalnız bir kadın ve bir kedisi var. bundan yaklaşık 2 yıl önce ankara'daki bir işim dolayısıyla kendisinde kaldım. şansıma o akşam da apartmandan bir komşu bebeği ile teyzeme laklaka gelmiş durumda. hoş geldin beş gittin sonrası misafirliğe gelen kadın bir ara "abla ya valla size gelince bizim emir dut yemiş bülbüle dönüyor ne ağlıyor ne de huysuzluk yapıyor senden hiç çıkmayalım biz hahahahia" şeklinde bir serzenişte bulundu. benim de dikkatimi çekti 1 yaşında sayılırdı heralde çocuk emekliyor filan ama bayaa biblo gibi acayip sakin, teyzemin kedisi de sakin bi canlı ve onun çevresinde dolanıyor filan... önemsemedim, göz ucuyla baktım hakkat dedim ve konudan koptum...

    neyse efendim uzatmayayım, kadın bir ara teyzeme yaptığı yeni örgülerden filan bahsetti göstercem sana filan dedi. tam getireyim ben abla da bir bak dedikten sonra, teyzem "yok getirmekle uğraşma birlikte gidip bir bakalım" dedi. yok olmaz molmaz derken bu ikisi kalktı arkadaşlar. emir veletini almadılar 2 dakikaya geleceğiz deyip.

    çocuklardan pek hazzetmeyen ben kaldım bir kedi ve çocukla yapayalnız. ben televizyona bakarken kediden çok sakin ve kısa miyav sesi gelmesiyle birlikte yerde oyuncakları ile oynayan velet ve kedi bir anda senkron bir şekilde hareket haline geçtiler. hareket hali dediysem velet emeklemeye başladı kedi de onun yanında ve bu ikisi salonun koridora açılan kapsının önüne gelip durdular. abi durdular diyorum ama ikisi de aynı anda durup aynı açı ile duvarın tavanla birleştiği yere bakmaya başladılar. bak hala asabım bozuluyor. noluyor lan diyerek yerimden kalktım ve ben de salak gibi aynı noktaya bakmaya başladım ama hiç bir şey yok... içten içe bir tırsma geldi bana hisediyorum ama bayaa durumla dalga geçiyorum... ben aldım çocuğu oyuncaklarının önüne bıraktım... bu neyse oynuyor filan... kedi tekrar geldi yanına veletin tekrar aynı sesi çıkardı ve bunlar yine senkron halde bu sefer teyzemin yatak odasına açılan kapıya hareketlendiler ve kapı girişinde durup içeride yatağın üst tarafına bakmaya başladılar.

    ben o esnada olanlara anlam vermeye çalışırken flashback etkisi nedir onu ciddi anlamda yaşadım. dedem kapı girişindeki holde kalp krizi geçirerek 1982 yılında vefat etti. anneannem de 1992'de o yatak odasında vefat etti. ben bu iki olayı ve az önce yaşadığım garip durumu birleştirip yok ya uyduruyorum ben mantık çerçevesinde düşün düşün derken, o suskun sakin velet yatak odasına bakarken bir anda gülmeye başladı. o an benim sıçtığım andır işte... çünkü anneannem son yıllarında yürüyemiyordu ve yattağından komik yüz hareketleri yaparak hep beni güldürürdü. nur içinde yatsın... tam telefonla teyzemi arayacakken teyzemle komşusu hahahihi dış kapıyı açıp içeri girdiler, onlar içeri giriş yaparken velet salonun ortasına gelmişti kedi de saçma salak yalanıyordu...

    tüm bu olaylar 5 dakika içinde oldu. ben ne teyzeme ne kadına yaşadıklarımı anlatabildim. o gece uyuyabildim mi? nah uyudum...

  • ne yazıyor acaba diye ensesine doğru nefes vererek şöyle bir eğilip bakınca "n'apıyosun be" diye tersleyen kız. manyak mıdır nedir.

  • - buyuk sehirlerde konaklamadan zaman gecireceksiniz, cantayi sehir icinde tum gun tasimak iskence oluyor. buyuk supermarketlere ya da teknoloji marketlerine girerken cantanizi girise birakmalisiniz. cantayi tum gun tasimaktansa, guvenli bir yerde ucretsiz olarak saklamak cok buyuk rahatlik.

    - nereye, nasil gideceginizi bilseniz de trafik polislerine sorun. ucretsiz olarak dolmusa bindirmek, bir araba durdurup "bunu da ileri kadar at" demek gibi hizmetleri var.

    - su bazi ulkelerde gereksiz pahali oluyor. suyunuz biterse sisenizi doldurmak icin banka, turizm acentasi, belediye binasi gibi yerler kullanilabilir.

    - 5-10 dolar ise butceniz, kizilhac, benzinlik, itfaiye, polis istasyonu, kirsaldaysaniz catkapi, kilise(cami degil), okul cekinmeyin sormaya. %80 oraninda he cevabi aldim bunlardan. cok ufak sahil kasabalarinda aile restoranlarinin bahcelerinde 2-3 dolara kalinabilir.

    - rahatiniza cok duskun degilseniz; orta-guney amerika veya sicak iklimlerde hamakta kalarak, hostel ucretini yariya indirebilirsiniz. disardaki hamak, 6-10 kisilik 15metrekarelik bir odadan emin olun ki, daha rahat.

    - hostellerin 'unutulmuslar kutusu'ndaki esyalarla bir omur gecirilebilir. paletten sarj cihazina, sampuandan gunes kremine seyahatiniz sirasinda kullanacaginiz gecici-kalici seylerin cogunu buradan temin edebilirsiniz. her hostelde yok, olani bulursaniz affetmeyiniz.

    - turistik bolgelerdeki parti hostellerinde, partinin ertesi gunune(ya da 1-2 gun sonrasina) denk gelirseniz litrelerce(4-5 litre gordugum oldu) rom-bira-yiyecek bulma imkaniniz var. affetmeyiniz.

    - dusuk sezon tercih edin. 20 dolar olan pervaneli bir oda, yuksek sezonda 40 dolar iken, dusuk sezonda pazarlikla 10 dolara dusecektir.

    - mumkunse karsi cinsinizden biriyle otostop yapin.

    - otostopla ilgili kurallar yazilmistir. uzun mesafe ise yolunuz, limanlarin, fabrikalarin cikislarina 1 saat yol cekip, 5-10 saatlik tir-kamyon yolculugu bulabilirsiniz rahatca.

    - kesin konaklama bulunacak yerlerde, bir yerden garanti fiyat aldiktan sonra, aksam 6-8pm araligindan sonra gidip gececi ile pazarlik yapmak. sabahcinin asla kabul etmeyecegi fiyatlari gececi cogunlukla kabul ediyor. 10dolarlik hostelde, 3 dolara hamakta ya da terasta kalabilirsiniz. tekrar soyliyim, 6-10 kisilik odadan daha rahat olacaktir, banyo-mutfak kullanimiz baki ise.

    - cadir atacaksaniz sahile, kurallari sorusturun. kimisinde 6, kimisinde 12 metre uzakta olmaniz gerek sahilden aksi halde sabah 5te gelip kaldir cadiri diyen polisler olacaktir. kimisinde ise mesaafe farketmeksizin aksam 6-sabah 6 arasinda cadir atilabiliyor sadece.

    - booking-hostelworld'de pahali diye ugramamazlik yapmayin hostellere. sitelerde yazmasa da, bazilari ceyrek fiyatina cadir-hamak izni veriyor. tukkan sahibine bagli.

    - turistik bir ilde kalmaktan ise -genelde oluyor- yarim saat uzakliktaki koylerde, ilcelerde kalinabilir. konaklamaya para veriyorsaniz cok farkediyor. yemekte ise ufak yerler genelde daha pahali oabiliyor.

    - workaway-helpx gibi siteleri kullanabilirsiniz. son dakika istekleri cok az ve genelde 2-3 hafta sozu isteniyor. elektrik, web sitesi, mekanik, guzel sanatlar gibi yetenekleriniz varsa, hostelleri gezip 1-2 proje karsiliginda, gunde 3-4 saat ya da toplamda 2-3 gun calisarak ucretsiz 1 hafta konaklama edinebilirsiniz.

  • o ana kadar sohbetin yağ gibi akması durumunda daha çok koyan hadise. şakalı esprili giden sohbet birden "aynen", "hımm" gibi sohbet sikici kelimelere evrilir ve ardından da kızın cevapları kesilir. er kişinin gözleri bulutlanır, başı öne eğilir... daha fazla devam edemicem.

  • refika’nın tarifleri yapınca güzel olmuyor. ben bunu 12. denememden sonra eşim ellerimi tutup gözlerime bakarak “refika ile olmuyor” demesinden anladım. bir süre ona konduramadım ama sonra düşününce kavradım ki cidden güzel olmuyor tarifleri. özel bir aurası var. o etki alanından sıyrıldığınızda bunu fark ediyorsunuz. ülkemiz için kıymetli bir renk ama izlemelik.

    arda ise çok başarılı. ne diyorsa koyuyorum; içime sinen bir lezzete ulaşıyorum.