hesabın var mı? giriş yap

  • son yazısını referans alarak yılmaz özdil yazılarına bir örnek vermek istiyorum. kendisi de eğer ekşi sözlük okuyorsa bu yazıyı çekinmeden copy paste marifetiyle kopyalayabilir. hiçbir telif hakkı istemiyorum kendisinden. lakin yazı çok uzun. bir yazı dizisi şeklinde yayımlaması gerekebilir.

    1895 peder zickler doğdu.
    1896
    1897
    1898
    1899
    1900
    1901
    1902
    1903
    1904
    1905
    1906
    1907 fenerbahçe kuruldu.
    1908
    1909
    1910
    1911
    1912
    1913
    1914
    1915
    1916
    1917
    1918
    1919
    1920
    1921
    1922
    1923
    1924
    1924 ay iki kere yazdım yanlışlıkla.
    1925
    1926
    1297 hiheheh karıştırdım tuşlara basarkene.
    1927 doğrusu bu.
    1928
    1929
    1930
    1931
    1932
    1933
    1934
    1935
    1936
    1937
    1938
    1939
    1940
    1941
    1942
    1943
    1944
    1945
    1946
    1947
    1948
    1949
    1950
    1951
    1952
    1953
    19554 oha.
    1954
    1955
    1956
    1957
    1453 istanbul fethedildi.
    1958
    1959
    1960 obaaaaaa darbeeeeee.
    1961
    1962
    1963
    1964
    1965
    1966
    1967
    1968
    1969
    1970
    1971 obaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa darbe ikiiiiiiiiiii.
    1972
    1973
    1974
    1975
    1976
    1977
    1978
    1979
    1980 ooooooooooooooooooooooo darbeeeeeeeeeeeeeeeeee. gerçi buna niye sevindim bilmiyorum.
    1981
    1982
    1983
    1984
    1985
    1986
    1987
    1988
    1989
    1990
    1991
    1992
    1993 turgut özal öldü.
    1994
    1995
    1996
    1997 hobaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa.
    1998
    1999
    2000
    2001
    2002 hasssssssssss...........
    2003
    2004
    2005
    2006 peder zickler ekşi sözlük'ün altını üstüne getirdi.
    2007-1 hasssssssssss..................
    2007-2 ehehehehehehehehehehehehehehehehehehe merhabaaaaa.
    2008 öyleyken böyle.

  • valla bravo tayyip'e baskanlik sistemi olmayinca kendini yazilima vermis helal olsun. bu projeyle yakin zamanda soyle yeni keywordler ile yeni bir yazilim dili uretirse de sasirmam. yeni java;

    break : olmaz
    public : bunlargenel
    private : bunlarozel
    void : chpzihniyeti
    extends: ecdad
    static: afedersin
    finally : hamdolsun
    new : yeni
    main : haydiallahbismillah
    ...

    mesela yeni java ile hello world uygulmasi,

    bunlargenel afedersin chpzihniyeti haydiallahbismillah(string args[])
    {
    system.out.println("selamun aleykum");
    }

    iste yeni java guclu java. (chief technology officer tayyip erdogan)

  • "original design was by ıtalian renaissance artist and glass designer leonardo ıncebelli." yorumu baya güldürmüştür. leonardo ıncebelli ne lan ahahaha.

  • bir devlet bahçeli beyanı. ben ikna oldum.

    bu kapsamda türkiyede demokrasi yok ve türkiye laik değil

  • neo misali baştan aşağı deri kıyafetler giyip (deri palto, çizme, pantolon + güneş gözlüğü) bir havaalanına gitmek. metal dedektörüne girmeden önce, son derece ciddi ve cool tavırlarla paltomun iç cebinden bir adet "sapan" ve üç beş adet çakıl taşı çıkarıp görevli polise teslim etmek. dedektörden geçince de kollarımı iki yana açıp "hadi arayın üstümü" hareketi yapmak. ama bütün bunları hiç gülmeden yapmak. çok istiyorum bunu.

  • ben çağdaş bir ebeveynim arkadaşım! her ne kadar çocuk daha çağdaşlığımı gösterebileceğim yaşa gelmediyse de ben kendimi biliyorum. çocuğumla arkadaş olacak, onunla dertleşecek, gece gezmelerine birlikte çıkacağız bunları biliyorum, ben çağdaş bir babayım arkadaşım.

    ama ne oluyor, nasıl oluyor bilmiyorum ama benim de dahil olduğum geniş bir çağdaş baba grubu yeni doğan çocuğunun kırkı çıkana kadar (kırkı çıkmak) hurafelerin esiri oluyor ya da bir tek ben böyleyim ama genelleme yapınca kendimi daha rahat hissediyorum. aman çocuğun üstünden bir şey verme, kırkı içinde her banyo suyuna saçı güzel olsun diye tarak, el işi güzel olsun diye tığ koy, banyo suyunu elekten geçir su kırk delikten geçsin, kovaya yumurta kabuğundan kırk kere su doldur bahtı güzel olsun. bezlerini gece atma, çamaşırlarını gece dışarıda bırakma, burnunu sık burnu güzel olsun, kulağının üstüne yatır kepçe olmasın ve daha neler neler. çağdaş baba olma yolundaki ilk adımlarımda hurafelerin bayrak taşıyanı oluyorum farkında değilim.

    aynı çağdaş baba yine aynı hurafelerin izinde. resmen kayınvalidem ile hurafe yarıştırıyorum. o diyor ki “bizde çocuğun kırklık suyuna tuz konmaz, ben diyorum ki yanlış biliyorsun azıcık tuz koyup koltuk altına ayaklarına süreceksin ki ayakları, teri kokmasın. o diyor ki çocuğun göbeğini boş bir alana göm içi ferah olsun ben diyorum ki hayır üniversite bahçesine gömelim ki bir ayağı okulda olsun. kendimi tanıyamıyorum, gece kayınvalidesi ile oturup çay içerken hurafe tokuşturtan bir oldum.

    ben çağdaş bir ebeveynim arkadaşım, çocuğun kırkı içindeki banyo suyuna soğan kabuğu koyup, “duruluk, geldiği yere gitsin murdarlııık” diyecek biri değildim. biraz daha büyüsün bakalım, sanırım içimdeki çağdaşlık henüz açığa çıkmaya hazır değil.

  • küçükken annem pazardan kırık yumurta alırdı daha ucuza geliyor diye. çok zor durumda olan insanları düşününce bu durumu fakirlik diye tanımlayamam belki ama zor şartlarda büyüdük. babamın fabrikada yemek yanında verilen 1 tek muzu yemeyip eve getirmesini, ablamla bana tam ortadan ikiye bölerek paylaştırmasını hiç bir zaman unutamam. yıllar geçti büyüdük üniversite okuduk(okutulduk), meslek sahibi olduk çok şükür halimiz durumumuz eskiye oranla iyi ama hayatta tattığım hiç bir şey babam tarafından ablamla ikimize paylaştırılan o muz kadar güzel gelmedi gelmeyecek. (bkz: ailenizin kıymetini bilin)