hesabın var mı? giriş yap

  • nakit paranın gerçek paradan 3 kat daha değerli olduğunu düşünür bu mezarcılar. 500 liralık ilana "hemen bu akşam nakit 250 veririm" diye mesaj atarlar. sanki bana 250 milyon dolar nakit çıkartıyor pezevenk

  • ön edit: geçen yıl infinity war için yazdığım bu entry'yi avengers: endgame olarak güncelledim.

    endgame'in gelmesine şurada günler kalmışken yeni izleyiciler için film öncesi olaylara hakim olunması, düzenli takipçiler için de güzel bir tekrar olması açısından izlenmesi gereken filmleri sıralıyorum.

    1) captain america the first avenger

    hem ilk avenger, hem de ilk infinity stone burada. filmin önemini anlatmak için sanıyorum ki başka söze gerek yok ancak yine de her şeye rağmen bir türlü ısınılamayan kaptan amerika'yı sevdirebilmesi, bunu yaparken de güzel bir dönem filmi izletebilmesi ekstra artılar. red skull ve kaptan arasındaki mücadelenin sebebi tesseract, marvel sinematik evreni içerisindeki ilk sonsuzluk taşı olan uzay taşını barındırıyor.

    2) the avengers

    avengers'ı oluşturan diğer karakterlerin solo filmlerini atlıyorum çünkü bu karakterlere iyi kötü herkes aşina ve infinity war'un ana meselesi olan sonsuzluk taşları ile direkt bağlantıları yok bu noktaya kadar. avengers, hem ekibin ilk toplanışını hem de yine tesseract formundaki uzay taşının tek başına neler yapabileceğini görmemizi sağlıyor. infinity war ve endgame'in sonuçta avengers 3 ve 4 olduğunu da varsayarsak, bir dörtlemenin ilkini izlememek büyük kayıp.

    3) thor the dark world

    istisnasız herkes için en sevilmeyen marvel filmlerinin başını çekmesine rağmen ben thor serisini, özellikle de the dark world'ü takdir edenlerdenim. thor'un mcu içinde sorumluluğunu üstlendiği fantastik boyutun hakkını fazlasıyla veren bir devam filmi kendisi. listede olmasının sebebi ise oldukça önemli: başka bir sonsuzluk taşı olan gerçeklik taşıyla burada tanışıyoruz. kendisi aether isimli bir sıvı formunda olduğu için "taş" olarak hatırlanmayabilir, dikkat.

    4) guardians of the galaxy

    hemen hemen herkesin en çok sevdiği marvel filmine geldik. filminden önce azılı geek'lerin bile pek tanımadığı guardians ekibi, malumunuz üzere 2014'te patlama yapınca tüm dikkatleri üzerine çekmişti. avengers'taki chituari saldırısını saymazsak mcu'nun kozmik tarafını bizlere bütünüyle göstermesi, sonsuzluk taşlarından güç taşını tanıtması hatta yıllardır hazırlığı yapılan infinity war ve endgame'in baş kötüsü thanos'u da adam akıllı ilk defa anlatması gotg'yi infinity war için olmazsa olmaz filmlerden biri yapıyor.

    5) avengers age of ultron

    infinity war ve endgame'e giden yol burada çok daha aydınlık bir hal alıyor. thor'un ilk filminde loki'nin, asası içinde gizliyken insanları manipüle etmesini sağlayan bir başka sonsuzluk taşı olan zihin taşını burada tanıyoruz. bu taş, avengers üyelerinden vision'a hayat verecek olan taş. vision'ın da sadece bu taş ile nasıl güçlere sahip olduğunu hatırlarsak, taşların potansiyelini daha iyi anlayabiliriz.

    ayrıca age of ultron, avengers için işlerin karanlıklaşmaya başladığını ve tony stark'ın halüsinasyonu vasıtasıyla kozmik bir tehditin ileride dünya'ya bela olabileceğini haber veren film.

    6) captain america civil war

    bir dörtlemenin finalinden önce ilk iki filmi izlemek elzem hale geliyor demiştik. eh, kaptan amerika'nın üçüncü filmi olan civil war da bir bakıma avengers 2.5 olduğundan dolayı kesinlikle bu listede olmalı. mcu'nun en sevilen filmlerinden biri olan civil war, alt metni -uyarlandığı çizgi romanın yanına çok yaklaşamasa da- en nitelikli marvel filmlerinden biri diyebiliriz. bu film de age of ultron gibi, avengers meselesini bir ileri noktaya daha taşıyor ve karakterlerimizin ciddi bir durumda nasıl görüş ayrılığına düşebileceklerini görüyoruz. infinity war'da kaptan ve tony'nin konuşmama sebebi buradaki olaylardı.

    aynı zamanda mcu içinde ve de infinity war'da majör rollerde olan örümcek-adam, black panther gibi karakterleri tanıtıyor bizlere. andrew garfield'ın peter parker rolüne müthiş yakıştığını düşünsem de buradaki gibi; winter soldier'ın metal yumruğunu dalga geçerek durdurabilen, gerçekten güçlü ve geveze bir örümcek görmek oldukça hoşuma gitmişti (hatta buradaki kısa örümcek tasviri homecoming'tekinden bile iyi).

    7) doctor strange

    infinity war'da olanca haşmetiyle bir doktor strange göreceğiz. sadece bu bilgi bile doktor strange'i izlemek için yeterli bir sebepken, hikayede bir de "agamotto'nun gözü" kisvesi altındaki bir başka sonsuzluk taşı olan zaman taşıyla tanışıyoruz. filmin harika görsellerle desteklenen efsane finali bile tek başına doktoru görmek için yeterli bir sebep aslında.

    stephen strange'ten sonra geriye sadece ruh taşı kalmıştı ve onu da infinity war'da, vormir gezegeninde bulduk. gamora'yı kaybetmemize neden olan taş, thanos'un eldivenine eklenerek son vuruşu yapmıştı.

    plase / thor ragnarok

    thor'un, yönetmen taika waititi'nin ellerinde rengarenk bir final yapmasını sağlayan ragnarok aslında infinity war için illaki görmeniz gereken bir film değil ancak hem loki ve thor arasındaki son durumu, hem de after credit sahnesindeki mevzunun direkt olarak thanos ve guardians of the galaxy'ye bağlanacağını göstermesi nedeniyle önemli bir durak bence (infinity war ile en net bağlantısı, hela'nın asgard içindeki fan teorilerine neden olan sonsuzluk eldivenini "fake!" diyerek devirivermesi).

    plase 2 / infinity war

    hakkında herhangi bir şey söylemeye gerek yok sanıyorum.

    plase 3 / ant-man and the wasp after credit sahnesi

    endgame'de önemli yer tutacağı tahmin edilen kuantum evreni (quantum realm), bu filmin ana konusu. yine de endgame için filmin tamamını izlemenize gerek olduğunu düşünmüyorum, after credit sahnesi endgame için yeterli bağlantıyı veriyor. ilk filmi yapım sürecindeyken kimsenin bu denli önemli rol oynayacağını düşünmediği ant-man, endgame'in kilit isimlerinden biri olacak.

    plase 4 / captain marvel

    bence aşırı gerekli bir film değil uzak izleyiciler için, o yüzden plase demeyi uygun gördüm. carol danvers'ın güçlerini uzay taşından aldığını bilmek ve bu güçlerin kapasitesini görmek yeterli. kree ve skrull ırklarına endgame'den sonra da bakılabilir öğrenmek için. filmden önce, "captain marvel endgame'de en önemli isim olacak" şeklindeki tanıtımın pek de gerçeği yansıtmadığı anlaşıldığı için kendisine bir yan karakter olarak bakmak yerinde olacaktır. zaten fiziksel olarak da captain marvel için yeterli jantilikte olmayan brie larson'un malum pr çalışmaları insanları filmden yeterince soğuttu. bence mükemmel marvel casting'inin tek zayıf halkası. filmle alakalı olarak tesseract'in tarihçesini şurada (bkz: #87596627) yazmıştım. after credit sahnesi de carol ve ekibin ilk defa birlikte görüldüğü an olarak bir parmak bal çalıyor.

    son olarak şöyle bir güzellik yapayım, youtube'da movieflame isimli bir kanal mcu içindeki tüm sonsuzluk taşlarının ortaya çıkışı ve şu anki halini 10 dakikalık bir video ile tek tek anlatmış. yukarıdaki filmleri ve diğerlerini de çoktan hatmetmiş marvel'cı gönül dostları da bu video ile infinity war öncesi güzel bir hatırlatma yapabilirler kendilerine.

    tracking the infinity stones

  • büyük ölçüde hocalar ve hutbelerle ilgili sanki. hutbede dangalak dangalak şeyler duyunca sinirleniyor insanlar. yeni nesil hocalar da insanda ayrı bir dövme isteği uyandırıyor.

  • hoşlandığı hatunun elini 12. bölümde tutarak mühendis olduğunu göstermiş dizi kahramanıdır.

  • (bkz: #155451204)

    ben satıcıya bütün detayları sordum ev alırken. duvarı, camları, tesisatı, temeli...sordum ama adamın dediklerinden hiçbir şey anlamayacağımı bilerek sordum. bir umut belki bir şey bildiğimi sanır da beni kazıklamaz diye. anlattılar da anlattılar, doğal olarak ben hiçbir şey anlamadım. debe entrisindeki teknik terimleri anlamadığım gibi.
    hayır, araştırsan da öğrenemiyorsun. bir internet sitesinde başka bir şey diyor, diğer sitede başka bir şey. standardı bulmak samanlıkta iğne aramak gibi.

    alıcıyı kazıklamak o kadar kolay ki. bir müteahhit, inşaatında yazarın dediklerini yapmadığı halde ben sorduğumda yapmış gibi anlatsa ben gerçekten yapıp yapmadığını nereden bileceğim? "arada argon gazlı double cam" kullandım dese, falanca izolasyon malzemesi kullandım dese bunu doğrulamak için yapabileceğim hiçbir şey yok ki. projeyi alıp baksam ondan da anlamayacağım.

    satıcı ahlaklı olacak, satıcı. alıcı bilemez. keşke cümlenin burasına bir virgül atıp "bilmesi de gerekmez" de diyebilsem. ama bu ülkede bunu diyemiyorum. kazıklanmamak için her bok hakkında bir miktar bilgimizin olması şart gibi bir şey.

    en basitinden, lastikçiye gidiyorum; "fren balataları bitmiş, teker oluk derinliği bilmem kaç olmuş, değişmesi lazım" diyor. ben şimdi balataların gerçekten bitip bitmediğini nereden bileceğim? tekerlerin değişim zamanın gelip gelmediğini nasıl anlayacağım? lastikçiye giden herkes tekerler, balatalar, jantlar hakkında araştırma yaparak mı gitmeli?

    yazar güzel demiş ama, ahlaksız bir müteahhidin bir alıcıyı kandırması kadar kolay bir şey yok. buna engel olması gereken de devlet.
    devlet, alıcı her halt hakkında bilgi sahibi olmak zorunda kalmasın diye var. standart belirleyecek, denetleyecek, uymayanlara ağır cezalar getirecek. toplumun azımsanmayacak bir kısmının ahlaki ve vicdani yetmezlik yaşadığı bir yerde en ufak detaylara bile standart getirecek. "yalıtımı şu malzemeyle yapacaksın, şu kadar kat izolasyon yapacaksın, boyanın şu özellikleri olacak, temel şöyle olmak zorunda... her aşamasını gelip denetleyeceğim" diyecek.

    devlet bunları demediği için de alıcılar müteahhitlerin insafına kalıyor işte. benimki boş istek biliyorum. bırak evi, daha araba piyasası kara borsacıların elinde. arabaların ikinci elinin, sıfır fiyatını geçtiği ülkede kurduğum hayallere bak benim de.

  • kimsenin de aklına tdk'nın sitesinden bakma fikri gelmemiş karşılaştırmadır.

    antlaşma devletler arasında olur, anlaşma ise her kurum veya kişi arasında olabilir.

    `antlaşma:` iki veya daha çok devletin saldırmazlık, savaşta iş birliği vb. konularda kararlaştırdıkları ilkelere uygun davranmayı kabul etmeleri durumu, ahit, muahede, ahitleşme, pakt.

    `anlaşma:` anlaşmak durumu

    not: her antlaşma bir anlaşma iken her anlaşma bir antlaşma değildir.

  • doğuştan sahip olduğu bütün değerler; ırkı, dini, mezhebi, memleketi, cinsiyeti, ten rengi, dış görünüşü, burcu... bunlarla övünmek, gocunmak, insanları yargılamak insanı kalitesiz yapar mı bilmem ama çok saçma.

    geç gelen edit; birkaç imla hatası.

  • lotr kitabını okuduğumussstan beri hayatımıssda bir takım değişiklikler bas gössterdiğini pek tabii kabul ediyoruss. mağara ve kovuklarda saklanıyoruss çiğ balık yiyip güneş görmeden yaşıyoruss. en büyük korkumuss günün birinde çok kıymetli kitabımıssın ve dvdlerimissin çalınması. bisi kimse sevmiyor. kimse bissimle arkadaş olmuyor. arkadaş çevremiss çok dar. hep tek başımıza kıymetlimiss ile birlik...... gollum! gollum! ay pardon gıcık tuttu bisssi gıcık olduk birden.

  • öncelikle, veranda ne amk diyecekler için; (bkz: veranda)

    ya ben köy evlerinde bile çok az gördüm bunu. geçenlerde bi çiftlik evinde görür gibi oldum onu da pimapen ile kapatmışlardı amk. bir de teoman kafası iyiyken bir kır evinde görmüş bunu ama nası uçuyorsa orada bi rüzgar gülüne rastlamış konuşmuş falan. yani o da görmemiş..

    her neyse bence amerika'yı amerika yapan şey aha bu verandadır arkadaşım. babanla bir sorunun mu var, otur veranda da konuş. ananla mı var gel verandaya bağır çağır, düşmanın mı var al silahı verandaya otur...

    sen bildin onu filmlerden, beyaz boyalı, sallanan koltuk var orada en yaşlı insan oturuyor. 20 sene sonra gelmiş evlat hesap soruyor,şurada bana tokat attın, orada beni mahçup ettin burada bok ettin diyerek.. tanıdın tabii.

    türkiye de veranda olmayınca ne oluyor, salon var babaya hesap sormaya geliyorsun altı ay sonra ( bizde öyle 20 sene 25 sene ayrılık olmaz en babası bi bayram arası) ülke tv açık. salondaki büfe enerjini alıyor kafadan, büfe ne amk diye düşünürken az yumuşuyorsun, koltuk örtüsünün üstündeki kırlent, bardakların üstündeki dantel, ülke tv spikerinin naif ve mıymıntı sesi derken odaya girdiğinin 10. saniyesinde yumuşuyorsun. bir de anan poğaça viriyim ayrana katık eden mi diye sorunca ne oluyor, hesap soramıyorsun. ömrünce taşıyorsun o ağırlığı.

    amerikalı o verandadan zıpkın gibi çıkıyor. sorunlarını halletmiş, herkes bir diğerini bağışlamış diyor ki sorunum yok madem gideyim afganistan'ı işgal edeyim diye süper güç oluyor, uzaya çıkıyor adam. onun için veranda mecbur tutulmalı. 38 katlı apartmanın hemen giriş kapısının yanında bi veranda olsa fena mı olur?

    neyse bi şarkı ile bitireyim, bir kır evinin verandasında bir rüzgar gülüne rastladım, insanmışçasına konuşmaya lay lay lay..