hesabın var mı? giriş yap

  • bir fenerli olarak beşiktaş'a sempatim daha önce yazdıklarımla ortada. emre'den de, volkan'dan da nefret ederim. yaşanan mevzu pek ciddiye alınacak bir şey değil ama az önce görüntülere baktım, beşiktaş'a sempatim sırf taraftarından dolayı olmasına rağmen, bu görüntülerde emre'ye hak veriyorum. arkadaş ne olursa olsun, yalnız bir adama o kadar kişi dalınmaz, bu en başta adamlık değil. emre görüntülere bakılırsa karşılık vermiş ve hatta hırpalamış biraz da saldıranları ve sonuna kadar da haklı.

    şunu herkes bilmeli, tek başına bir insana saldırmak kahpeliktir, şerefsizliktir. linç iğrenç bir kültürdür, nereden gelirse gelsin!

  • . . . onu ve diğerlerini unutmamak için carina cuanna thuijs’in adını bilmiyorsanız bilin, hikayesini öğrenmediyseniz öğrenin istedim.

    günlüğünden...

    hikayesi..

    carina cuanna thuijs 7 temmuz 1970 yılında hollanda'nın doetinchem kasabasında dünyaya gelir... babası büro hizmetlisi - annesi muhesebe yardımcısı - kızkardeşi ise yönetilicilik eğitimi almaktadır!

    oldukça yaratıcı biridir: günlük tutar, dikiş dike, resim yapar, fotoğraf çeker.. üniversitede kültürel antropoloji okur..her zaman ezilen insanların, özellikle ezilen kadınların yanında yer almaya çalışır...üniversite bitirme tezini türkiye ve türkiye'deki kadınlar üzerine yapmak ister.. okuduğu üniversite carina'ya mayıs 1993'te türkiye'de staj yapma izni verir!

    kız arkadaşı maryze ile birlikte tezini bitirir bitirmez hollanda'ya geri dönecek ve erkek arkadaşı michiel'le birlikte aynı evde yaşamayı planlamışlardır.. kız arkadaşı maryze ile birlikte tanıdıkları rahmi sivri ile buluşuk ondan, türk kadınlarının aralarındaki ilişkilerin nasıl yapılandığı, nelerle uğraştıkları, aile içindeki rolleri üzerine tez hazırlamak istediklerini söyleyip yardımcı olmasını isterler.. rahmi sivri de onları yengesi sultan sivri'ye yönlendirir.

    carina ankara'ya geldiği günün ilk sabahı sivri ailesinin yanında kahvaltısını yapar ve balkona çıkar.. gördükleri karşısında heyecanını gizleyemez ve hollanda'daki erkek arkadaşını arayıp gördüklerini heyecanla anlatır. ankara'da kaldığı süre zarfında güne her sabah duşla başlar..hemen sıkı bir kahvaltı yapar ve artık kardeş gibi olduğu asuman ve yasemin sivri kardeşler ile birlikte ankara'yı gezmeye, fotoğraf çekmeye başlar.

    bir gün dikmen'de dolaşırken kur'an kursuna giden çocukları görür. çocukların üst tarafları kapalı altlarında şort vardır. şaşırır ve "bu çocukların üst tarafı müslüman alt tarafları ne" diye sorar. ankara'da kaldığı süre içinde çekingen ve yabancı olmasına rağmen sayısız dost ve arkadaş edinir. türkçe'sini iyice ilerletir ve türkçe şakalar bile yapmaya çalışır. türkiye'ye ve türk insanının sıcaklığına adeta aşık olmuştur.

    carina bir sabah 30 haziran 1993 günü sivas'ta yapılacak pir sultan abdal şenliklerine katılmak istediğini yasemin ve asuman sivri kardeşlere söyler. yasemin ve asuman sivri kardeşler onu bu isteğinden vazgeçirmek için "orada su bulamazsın, aç kalırsın" gibi bahaneler uydururlar. ancak carina "siz ne yerseniz ben de onu yerim, siz nerede kalırsanız be de orada kalırım" diyerek bu büyük arzusunu yalvar yakar dile getirir.

    7 temmuz 1970 yılında hollanda'nın doetinchem kasabasında doğan carina cuanna thuijs 2 temmuz 1993 tarihinde sivas'ta madımak oteli katliamında, kardeşleri gibi çok sevdiği asuman ve yasemin sivri kardeşler ile birlikte yanarak ölür!

    carina cuanna thuijs sivas katliamında ölen 33 kişi içindeki tek yabancıdır.

    met üst - temmuz 2005
    kaynak: ot dergi - temmuz 2014 sayısı

  • blokflütünü alıp ona yedirmek isterdim. ki zannedersem bu o kadar da zor olmazdı; zira helvacıoğlu markaydı flütü. parçalarına ayırıp ayırıp, temizleme çubuğuyla boğazından aşağı ittire ittire yedirmek isterdim ona.

    çünkü bu komşu çocuğu ne zaman canı sıkılsa blokflüt çalışırdı. çalardı demiyorum bakın, hakikaten "çalışırdı". ve ben onun bir kat üstünden, seneler senesi ılgaz anadolu'nun sen yüce bir dağısın'ı dinledim. süper baba'nın müziği millet için nostaljik ve hoş bir hatıra olarak kalmışken sinir yaptı bende, stres yaptı hep.

    flütünün içinin ne zaman tükürük dolduğunu bile anlar hale gelmiştim, sesin o ıslak, detone ve kontrolsüz kayışından...

  • bina boşluğuna kuşlar girmesin diye alelade koyulmuş bir malzeme. resmen tuzak. bu cehalet öldürüyor işte. tiktok videolarından nefret ederim ama bu sadece bir kaza. video çekmeseydi de başına gelirdi.

  • tam yemek masasinin uzerine cikmi$ peynir kabina kafayi daldiracakken seni gordugum an tek pati havada sabit kalip kipirdamayinca gorunmez olmuyorsun.

    yemek masasina ciktigini seslerden anlayip geldigimde de o saniye sandalyeye inip patilerini altina kivirmaya cali$man inandirici degil, patiyi kivirayim derken gotunu havada unutuyorsun, son on dakikadir orda oturmadigin anla$iliyor.

    kabina her mama koydugumda deli gibi bagirmana gerek yok, biliyorsun o buyuk kutudan senin kabina gelecek o mama, her seferinde sanki yari yolda vazgecicem veya mamayi ben yiycem gibi cirpinman gereksiz.

  • deseler ki "hacı günde 3 öğün probis vereceğiz sana fekat günde 3 öğün de ajdar dinleyeceksin" hemen kabul ederim. çünkü ben normalde de ajdar'ı dinliyorum.