hesabın var mı? giriş yap

  • iyi bir aile. aksi takdirde sahip olacağınız şey özgüven değil, özgüven kisvesine bürünmüş aşağılık kompleksidir.

  • dolarizasyonun azalması durumudur. yerel para biriminin dövize kaptırdığı asli görevlerini tekrar yerine getirmeye başlaması, yerel para birimi kullanımının döviz kullanımı aleyhine artmasıdır. döviz cinsi yatırımların toplam yatırımlar içindeki payının azalması bu sonucu doğuran bir etkendir. örnek olarak önceleri evini çok güvendiği bir para birimi olan nikaragua kordobası bazında kiraya veren ev sahibinin, kira bedeli için yeniden liraya dönmesi öncesinde içinde bulunduğu psikolojik durum verilebilir.

  • cengiz inşaat denen firmanın bir paravan olduğunu düşünmekteyim. o paraları ona yedirmezler. kime gemicik, kime isviçre'de hesap oluyor acaba bu paralar?

  • bak dostum. bir isin yetkisini alan onun sorumlulugunu da alir.

    enkazi ben kendim kepceyle kazayim siz yetisemiyorsunuz deyince ne diyor olmaz diyor bu benim isim. o zaman yapacak. yapamiyorsa insanlari magdur etmeyecek.

    ben yemek dagitirim cadir dagitirim, esya dagitirim, su dagitirim deyince olmaz ben dagitirim diyorsa onu duzgun dagitacak.

    kime hesap soracagiz peki aksakliklardan dolayi cehape'ye mi kizalim.

    kapasitesi yoksa ki yok. biz yetisemiyoruz herkes basinin caresine baksin diyecek. 48 saat enkaza mudahale etmeyip edilmesine de izin vermiyorsa ne dememizi bekliyorsunuz.

  • galya valisi olduğu dönemde jül sezar'ın amacı, galya'da kendine bağlı bir ordu kurmak ve roma'nın üzerine yürüyerek diktatör olmaktı. romalıların yüz yirmi yıl içinde sadece güney bölgelerini ele geçirebildikleri galya'nin tamamini, jul sezar, 8yıl gibi kısa bir süre içinde roma imparatorluğu sınırları içine kattı.
    m.ö. 50 yılında, kasım ayının ilk gününde sezar, sekiz lejyondan kurulu ordusuyla, alplerden güney'e doğru inmeye başladı. roma, bu haber karşısında oldukça şaşırdı ve sezar'a askerlerini hemen terhis etmesini, geriye yalnızca bir lejyon bırakmasını ve galya valiliğinden istifa ederek, roma'ya sıradan bir yurttaş olarak girmesini emretti.
    sezar ise bu şartları kabul etmedi ve roma üzerine yürüyüşe geçti. pompeus, hazinesini bile almaya vakit bulamadan, taraftarlarıyla birlikte adriyatik denizindeki donanmasına binerek epir'e kaçtı.
    donanması dahi olmayan sezar hızlı bir yürüyüş ile karadan dolaşıp yunanistan'ın epir bölgesine girdi. sezar'ın ordusu, pompeus'un ordusuna nazaran çok küçüktü fakat savaş, yalnızca jül sezar ve pompeus arasında geçmiyordu. bütün roma imparatorluğuna yayılmış bir iç savaş, bir baş kaldırış haline gelmişti.
    sonunda ise sezar,yunanistan'da farsalos bölgesinde pompeus'un ordusunu darmadağın etti. pompeus, mısır kralı ptolemeus'un yanına kaçtı, orada ise kendisini bekleyen; kafasının kesilmesi ve sezara gönderilmesi gibi hazin bir sondu. roma artık direk olarak sezar'ın yönetimindeydi.
    m.ö. 47 yılında ise anadolu'ya girerek pontus kralı pnarankes'i yendi. bu savaş beş gün sürdü. sezar durumu roma senatosuna şu üç kelimeyle bildirdi:

    "veni, vidi, vici." (geldim, gördüm, yendim.)

  • california'da yaşamış alexander ve jeanette tozcko adındaki çifttir. erkeğin kalçası kırılınca kadın da yatağa düşmüş ve aynı gün içerisinde birbirlerine sarılarak ölmüşler. 8 yaşından beri de birbirleriyle flörtleşiyolarmış.

    ne aşklar var be