hesabın var mı? giriş yap

  • her yil biraz daha az beklentisi olan insandir.

    once aileyle gecirilen yilbasindan vazgecilir, sonra sevgiliyle olan yilbasindan...

    ardindan bari yilbasinin ertesi gunu yanimda olsun dedigin insanlar birer birer azalirlar ve en sonunda yilbasi gununde ve ertesi gununde bile calismak koymaz insana.

    gitgide ozgurlesen ve hafifleyen insandir.

  • iki yanı açık, önünde arkasında sağında solunda ev dahi olmayan yolda yürürken(düşün artık kaldırım bile yok), bir anda uçarak gelen, 24 sayfalık teknosa kataloğunun surata yapışması.

    yukardan "bu mp3 çaları kaçırma, çok ucuz" şeklinde bi mesaj mı geldi acaba diye baktım kataloğa ama bildiğin teknosa işte. herşey yine pahalı. anlam veremedim, hayret.

  • haftada üç gün üç set yapıldığında hem fiziksel hem de biyolojik olarak 24 saat etkisini gösteren spor yöntemi. kendimden örneklersem, fiziksel çünkü uzun zamandır sistemsiz ama çok koşan ve egzersiz yapan biri olarak beni sadece bu yöntemin yorabildiğini farkettim, gün boyu hissedilebiliyor eklemlerdeki farklılaşma. biyolojik çünkü bu yöntem düzenli uygulandığında siz koşmadığınız zaman bile vücut yağ yakmaya devam ediyor 24 saat boyunca. bu yüzden en hızlı yağ yakma yöntemi olduğunu söylüyorlar.

  • bir mehmet şimşek açıklamasıdır.

    "maliye bakanı mehmet şimşek, devlet kurumlarındaki araçlara harcanan paranın türkiye'nin milli gelirinde ve bütçesinde çerez parası bile olmadığını söyledi.

    maliye bakanı mehmet şimşek, gaziantep'te, şehitkamil belediyesi tarafından yaptırılan aydınlar oto sanayi sitesi'nin açılışına katıldı. açılışta konuşan bakan mehmet şimşek, muhalefetin, devlet kurumlarındaki araçlara harcanan parayı eleştirdiğini anımsatarak harcanan paranın türkiye'nin milli gelirinde ve bütçesinde çerez parası bile olmadığını kaydetti. devlet kurumlarındaki araçlara yönelik konuşan şimşek, şunları söyledi: "araç saltanatı diye ortalıkta bu işin istismarını yapanlar, topu topuna genel müdür ve üstünden bahsediyor. taş çatlasa 2 bin genel müdür var. hadi 40 müsteşar ve 100 müsteşar yardımcısı olsa abartıyorum, 26 bakan bunların hepsini toplasanız türkiye'nin milli gelirinde, bütçesinde çerez parası değil, çerez. bakın 2014 yılında türkiye'deki bütün araçların satın alınması, kiralanması, bakımı, onarımı ve yakıtı 3 milyar 300 milyon liradır. türkiye'nin bütçesi 473 milyar liradır. binde 7'de bahsediyoruz. bakın, şu anda bütün siyaset indirgenmiş, binde 7'ye indirgenmiş. niye? çünkü vizyon yok, program yok, proje yok. kusura bakmayın bunları söylemem lazım, çünkü programları olsa, vizyonları olsa bunları konuşurlardı. gelip burada yapılmış bir cumhurbaşkanlığı yerleşkesinden, efendim araç konusuna bütün sermayeleri bu olmazdı."

    konuşmaların ardından bakan şimşek, beraberindekilerle birlikte açılışını yaptığı siteyi gezdi."

    kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/…rasi_bile_degil_.html

    edit: video geldi.

  • babanın tepkisini çok doğal ve haklı bulduğum video.

    buna benzer bir olayı anneme araba sürmeyi öğretirken yaşadım.

    annem düz yolda önüne çıkan çocuğu görünce direksiyonu bırakıp:

    -ayy! çekil yoldan çekil.

    diyerek ellerini sallamaya başladı.

    karşıdaki bisikletli çocuğun suratındaki dehşet ifadesini hala hatırlarım.

  • toplamda 1,470 kilometrekare bir alani kapsayan ve verimliliginin kurbani olup tarih boyunca defalarca tamamen yanip yeniden kullerinden dogan ve gunumuzde belki de dunya'nin en huzurlu noktalarindan biri olan (en azindan benim icin) guzel ormandir. bu orman dunya'nin en verimli topraklarindan birinde yer almasinin yanisira iliman bir iklime ve 4 mevsim yagisa maruz kaldigi icin cok hizli ve verimli bir sekilde buyumektedir. burada sorun sudur ki ormanin asiri derecede yuksek olan verimliligi onun aleyhine olan bir durum yaratmaktadir.

    peki bu nasil oluyor? ortalama bir ormanda bir birim alana 4-5 agac dusuyorsa burada bir birime 10-15 agac dusuyor. bu da agaclar arasinda yok denecek kadar az bosluk olmasi ve agaclarin birbirine degmesi demek. hatta bazi durumlarda bir agacin uzerinde baska bir agac bile olabiliyor. ornegin su cektigim resimde ayni noktadan cikan ve birbirine neredeyse yapisik olan 5'er agac tek bir agac gibi gozukuyor.

    https://goo.gl/cba9mg

    agaclarin birbirine bu kadar yakin olmasi demek olasi bir orman yangininin cok hizli bir sekilde yayilmasi demektir. herhangi bir agaca yildirim dusmesi halinde ormanin onemli bir kismi kisa sure icinde yanip kul olabiliyor. zaten burada tarih boyunca cikan tum buyuk yanginlar tum ormana yayilmis ve her seferinde orman sifirdan yeniden dogmus.

    kizilderililer doneminde bu orman her 100 yilda bir en az bir kere tamamen yanarak 10-15 yil sonra geri donmus. modern zamanda ormanin en son tamamen yanisi 1933-1951 yillari arasinda 4 farkli yangin olarak gerceklesmis ve bu yanginlarin her birinde ormanin dorte biri yanmak uzere 1951'e gelindiginde orman haritadan silinmis. bu yanginlar o kadar buyukmus ki aylar boyunca bolge siyah dumanlarla kaplandigindan onlarca kilometrelik bir alanda gunesi gormek bile zor hale gelmis. o zamanlar karayolu sistemi olmadigi icin itfaiyenin zamaninda yangina mudahele edip durdurmasi imkansiza yakin bir hal almis. boylece yanginin durmasinin tek yolu yakitinin bitmesi yani ormanin tamamen haritadan silinmesiymis.

    normal sartlar altinda 10-15 sene beklenince ormanin yeniden dogmasi gerekiyordu ama oregon halki bunu beklemek istemiyordu. en basta helikopterlerle ormanlik alana milyonlarca tohum atiliyor ama bunlarin cogunu fareler ve sicanlar yeyince ormanin kendiliginden geri gelmesi zora giriyordu. 1951'den itibaren eyalette bir nevi "olaganustu hal" ilan edilince ortaokul ve lise ogrencileri haftasonlari gonullu olarak calismayi kabul etti ve okul otobusleriyle bolgeye aktarilan cocuklar ve gencler eyaletin tarihindeki en buyuk toplumsal hareketin bir parcasi haline gelip beraberce 72 milyon agac diktiler (o zamanlar oregon'un nufusu 1 bucuk milyondu ve eyaletteki ortaokul-lise cagindaki cocuklarin sayisi 150 bin civariydi. bu da cocuk basina epeyce agac demek oluyor. gerci gonulluler cocuklardan ibaret degildi).

    cocuklar ve gencler her hafta sifirdan insa ettikleri ormani ziyaret edip son durumuna bakiyordu. ormanda kamp gezileri ve cesitli spor etkinlikleri duzenleniyordu. bir yandan cocuklar buyurken bir yandan en buyuk eserleri olan orman buyuyordu. buyuk cogunlugu cam agaci olan agaclar oldukca saglikli bir sekilde buyuyordu. cocuklar buyuyup okullarindan mezun olurken agaclar da yavas yavas yetiskinlige ulasiyordu. yillar geride kalmisti ve tillamook ormani sanki hic yanmamis gibi geri donmustu. sadece agaclar degil ceylanlar, sincaplar ve diger canlilar ile ekosistem de geri donmustu. hatta ormanin icinden gecen nehirlerdeki somon baliklari bile geri gelmisti.

    gunumuzde ortaokullu ve liseli genclerin 60 yil once diktigi agaclar hala dimdik ayakta ve bazi agaclarin yuksekligi 70-80 metreye ulasip gokdelenlerle yarisacak hale gelmis durumda. orman her an olasi bir yangina aninda mudahele edebilmek icin uydudan gozlemleniyor ve simdilik isler yolunda gibi gozukuyor ama bir sonraki yanginin eninde sonunda cikacagina kesin gozuyle bakiliyor. yangina yapilacak bir erken mudahele ormanin yeniden haritadan silinmesinin onune gececek.

    ve o genclerin eseri olan ormanin bugunku hali: https://goo.gl/jjhlrd

  • hahhahahahaa diyerek karşılaştığım olaydır

    "berat ağbi, doçentlik sınavından yine kaldım ağbi"
    "bizim senden başka kimimiz var berat ağbi"

    aynı zamanda tezlerinin de çalıntı olduğu ortaya çıkmıştır. oğlum selman, tv'de atatürk'e dil uzattığın zaman sinirimden uyuyamamıştım, işte adalet böyle tecelli eder.

  • yok hamileydi, yok anneydi, yok yaşlıydı diye herkese bedava istanbulkart vermeyi durdursunlar öğrencilerle uğraşacaklarına. yüksek lisans yapan bir öğrenci neden indirimli kullanamasın. asıl sorun bedava kullananlar. yaş farketmeksizin dolu kişide görüyorum bunu.

    edit: yazım yanlışı düzeltildi.