hesabın var mı? giriş yap

  • fb tv de röportajına denk geldim;

    -hobilerin nelerdir?
    h.ali: dans etmek!
    -ne tarz müzik seversin?
    h.ali: dans müziği!
    -ne tarz filmler izlersin?
    h.ali: dans filmleri!

    bir de böyle her seferinde gözünü büyülterek dans diyor.

    denz denz denz!

  • 15 temmuz gibi sıcak bir yaz gecesinde kalın deri montuyla...
    fotoşop yaptınız bari tshirt lü yapın dedirtmiştir.

  • yeğeni 50 kilo esrarla yakalanan başbakanın bulunduğu ülkedir aynı zamanda. ottur. sadece bazılarına günahı yoktur demekki
    kıpssss

  • pestisit (böcek ilaçları) üretiminde, cam, fişek ve bazı ilaçların yapımında kullanılan metalik bir elementtir. ayrıca madencilikte, atık yakma işleminde ve tarımda çalışan işçilerde havadaki bol miktardaki arseniğe maruz kalabilirler.

    uzun süre solunum yoluyla arseniğe maruz kalan işçilerde kronik akciğer zehirlenmesi görülür. solunum yolu muköz membranlarında ve ciltte pigmentasyon artışı ve siğil benzeri oluşumlar kronik akciğer zehirlenmesinin tipik belirtileridir. ayrıca kronik akciğer maruziyetinde özellikle akciğer kanseri ve deri hemanjiosarkomu sıklığının arttığı gösterilmiştir.

  • elitliğe bakar mısınız?

    bu ülkede

    bakanın biri iki gün üstüste aynı gömleği giydi diye,
    diyanet işleri bakanı evine yürüdü diye,

    acindirma yapılıyor.

    utanma duygusu olur insanda... herkes mercedes'e binebiliyormuş. bu cümledeki "herkes" hangi herkes? bizim çalık, milletin a.ına koyacağız, bakara makara, gemi değil gemicik, alo fatih, bilmemne villaları, urla, kupon arazi kavramlarının muhatabı "herkes" mi?

    yoksa, ananı da al git denilen çiftçi, çizmesi sedyeyi kirletir diye endişelenen madenci, kendisine iş verildi diye şükretmesi gerektiği söylenen engelli, dilenci yerine konulan kanser hastası öğrenci, 30 yıldır çocuklarından haber alınamayan anneler mi?

    insanlar var gözleri görür, sözleri dünyamızı karartır,
    insanlar var gözleri görmez, sözleri dünyamıza ışık tutar.

    edit: ajitasyon dogru tabir degilmis. acindirma olarak degistirdim. uyaran rolandmicrocube'e tesekkurler.

  • aynı zamanda internete girip telefonda konuşamayandır. hiç bir zaman arkadaşını arayıp "lan haberi gördün mü şu sitede" online halde diyemez. önce bağlantı kesilir sonra arkadaş aranır vs. bu böyle gider. oyunun tam ortasındayken "kapat interneti halangili arıycam" gibi emir kiplerine pek çok kere maruz kalır.

  • fikret orman tarafından müzik açtırılarak bastırılmaya çalışılan tezahürat.

    bu devran dönecek fikret orman...

    edit: nereden biliyorsun diyorlar. tahmin ediyorum! çünkü o stadyumda taraftarın tezahüratını fikret orman'ın haberi olmadan kimse bölemez.

    edit2: a haber denen çöp, 10 saniye sürdü ıslıkla bastırıldı diye haber yapmış, o ıslık bizim sesimizi bastırmak için açılan müziği protesto etmek için yapıldı.. müziği kapatın diye ıslıkladık.

  • "paris, teksas’ı yönettiğim zaman (...) new york times’tan, los angeles times’a kadar pek çok yerde ‘buna ihtiyacımız yok.’ gibi yazılarla karşılaştım. amerikalılar kendilerine dışarıdan gelen bir bakışa değer vermiyorlar. hâlbuki avrupa’da birbirine o kadar yakın gelişmiş kültürler var ki, bizler birbirimizi eleştirmeye açığız. amerika ile avrupa’yı veya almanya’yı karşılaştırdığım zaman beni ümitlendiren bir şey var: burada insanlar en azından sorunlar üzerine konuşabiliyorlar. buradaki kültür konuşmak ve sorunları çözmek adına daha açık. ancak amerikalılar dışarıdan görülmeye açık değiller. belki de kendi kültürlerini en üst düzeyde kültür olarak, amerikan sineması etiketiyle pazarlamalarının nedeni de bu."
    (bkz: wim wenders)

    edit: güncelleme

  • çok basit. bantın altında bir çalışan var. ürün geldikçe alttan çekiyor makarayı. bazen kasiyer size "bant çalışmıyor, ürünleri iter misiniz" diyor ya, o sırada sigara molasında oluyor o arkadaş.

  • bbc human instinct belgeselinde penguen-taş örneğiyle açıklanan olgu. penguenlerde erkekler kuluçkaya yatıyor. bu erkekler önceden karaya çıkıp taş topluyor. kimin ne kadar taşı olursa yuva o kadar yüksek, dolayısıyla da yumurtadaki yavrunun soğuktan zarar görme ihtimali o kadar düşük oluyor. sonradan karaya çıkan dişi penguenlerde de çiftleşilecek erkeği seçerken yuvası büyük yani taşı çok olanı seçme eğilimi oluyor... taş = para.

    bir de meşhur bir video vardı, milletin topladığı taşları çalan hırsız penguen :) tanıdık geldi, değil mi? :)

  • tycho brahe isimli danimarkalı astronom ve bilim insanıdır.

    bu adamın ölüm hikayesi şimdiye kadar hayatlarını okuduğum tüm bilim insanları ve düşünürler içinden en absürt ve açıkçası havalı olanı.

    tycho brahe 1546 yılından çişini tuttuğu için öldüğü 1601 yılına kadar yaşamış bir astronom. her ne kadar o dönemler henüz tam anlamıyla bilimsel yöntem olmadığı için astroloji ve simya ile uğraşıyor olsa da dönemine göre deney ve gözlem yöntemine en çok önem veren araştırmacılardan biri.

    kendisi soylu ve zengin bir aileden gelip iyi eğitim almış olmasına rağmen okumaya alışık olduğumuz sıkıcı soylu hayat hikayelerinin aksine hayat hikayesi gerçekten ilginçliklerle ve absürt durumlarla dolu bir adam. yani öyle soylu bir ailesi var diye her şey normal falan değil. hayatındaki gariplikler daha doğmadan önce başlıyor.

    mesela tycho doğmadan önce babası, tycho'nun hiç çocuğu olmayan amcasına "çocuk doğsun al sen bak" diye söz veriyor ama tycho doğduktan sonra aslında güzel bir çocuk yaptığına karar verip çocuğu vermekten vazgeçiyor. amcası da babasına "bana ne lan söz vermiştin" diyerek çocuğu kaçırıp kendisi büyütüyor. amcası buna hukuk okutuyor ama bu daha önceden gerçekleşme tarihi tahmin edilmiş bir güneş tutulmasına tam da beklenen günde şahit olunca "nasıl ya" diyerek astronomiye merak salıyor ve gizli gizli astronom olmaya karar veriyor. astronom olmaya karar verdikten sonra da hukuk işlerini göstermelik yapıp bütün ilgisini alakasını astronomiye veriyor. bu işi ciddi ciddi matematiğiyle, geometrisiyle yapıyor ve bu konuda kendisine çok güveniyor.

    mesela tycho'nun burnunun bir kısmı yok çünkü kendisi 20 yaşındayken 3. dereceden kuzenlerinden biriyle birlikte öğretmenlerinden birinin evinde yapılan nişan törenine gidip sarhoş oluyor ve sarhoş olduğu esnada kuzeniyle kimin daha iyi matematikçi olduğu konusunda kavga edip sorunu matematik düellosu yerine dümdüz kılıç düellosu ile çözmeye karar veriyor. sonuç olarak iki sarhoş en iyi matematikçinin kim olduğunu kararlaştırmak için düello yapıyor ve tycho burnunun bir kısmını kaybediyor. burnunu kaybettikten sonra da hayatının kalanında gümüş, pirinç gibi malzemelerden yapılmış çakma burunlar takarak yaşıyor.

    tycho'nun çakma burnu

    tycho uzun süre astronomi ile ilgilendikten sonra bu alanda gerçekten de önemli çalışmalar yapan biri olarak ismini duyuruyor. bu süreçte epey saygın ve sözü dinlenen bir adam olduğu için avrupalı asilzadeler ve özellikle danimarka kralının içki masasında aranan birine dönüşüyor. danimarka kralı tycho'yu o kadar çok seviyor ki, tycho'ya kale ve askeri rütbe vermek istiyor ama tycho askerlikle falan ilgilenmediği için gizlice danimarka'dan kaçıp bir gözlemevinde çalışma planları yapıyor. bunun haberini alan danimarka kralı da "e iyi öyleyse ben sana ada vereyim sen bu adada kendi gözlemevini kur" diyerek tycho'ya ada hediye ediyor. tycho da kendisine ada hediye eden kral frederick ile epey içli dışlı oluyor ve saray ortamında takılan bir adama dönüşüyor.

    yıllar sonra kral frederick ölünce yerine 11 yaşındaki varisi geçiyor ama varisi 11 yaşında olduğu için krallığa onun yerine bakacak bir kral naibi çocuğun yerine yönetime bakıyor. yönetime bakan bu naip tycho'dan pek hoşlanmadığı için çocuğu tycho'ya karşı doldurup duruyor. bu yüzden tycho sarayda etkisini kaybediyor. yine de tycho yıllar içinde gidip çocuğa "bak gel bilim yapalım medeni olalım" diyor ama çocuk ille de savaş yapacağım diyor. tycho da bilim diye tutturunca çocuk en sonunda çevresindeki tycho düşmanı naip ve arkadaşlarının da gazıyla tycho'yu ülkeden sürgün edip o zamanlar kutsal roma imparatorluğu sınırlarında olan hamburg çevresine gönderiyor.

    ama tycho bu hiç durur mu?

    bu sefer de gidip zamanın kutsal roma imparatorunu kafalıyor ve onunla vakit geçirmeye başlıyor. yalnız bu sefer danimarka kralı gibi bir adamla değil, belki de avrupa'nın en önemli adamıyla vakit geçirdiği için işler pek şakaya gelmeyecek ciddiyette ve kibarlıkta oluyor. imparatora ve çevresine saygısızlık veya yanlış bir hareket hiç hoş sonuçlanmayacağı için herkes aşırı derecede görgülü ve kibar takılıyor.bu kibarlıktan nasibini alan tycho da içki masalarından diğer insanlar kalkmadığı sürece kalkmama huyu ediniyor.

    bir gün bu çevrede verilen ziyafetlerden birine katılıp çok fazla içiyor ama kibar olduğu için masadan "benim işemem lazım" diyerek kalkamıyor. bir süre boyunca diğer kişiler kalksın diye bekliyor ama kimse de masadan kalkmayınca adamcağız çişini tutmaktan prostatik hipertrofi geçiriyor. yani çişini tutmaktan prostatı genişliyor ve kısa sürede idrar yolları iltihaplanıyor.

    artık hiç çişini yapamaz hale gelen tycho, 11 gün boyunca acı içinde kıvranıp en sonunda ölüyor.

    peki biz tycho'nun bu şekilde öldüğünü nereden biliyoruz?

    o dönem öğrencisi olan kepler'den.

    tycho ölümünden çok kısa süre önce öleceğini anlıyor ve öğrencisi kepler'in yanına gidip ölmeden önce halletmek istediği işleri halletmeye çalışıyor. bu işlerden biri de çok yakın zamanda gercekleşecek olan kendi ölümü hakkında "alim gibi yaşadı, aptal gibi öldü" şeklinde bir yazı yazmak oluyor.

    zamanında bu hikayenin uydurma olduğu ve tycho'nun aslında zehirlenerek öldüğü düşünülüyor ama 1901 yılında mezarı açılarak yapılan otopsi sonucu gerçekten de çişini tuttuğu için öldüğü ortaya çıkıyor.

    tüm bunlar bir yana, bu girdide anlatılanlar adamın hayatındaki ilginçliklerin yarısı bile değil. o kadar değişik bir hayat hikayesi var ki oku oku bitmiyor. ben de buraya fazla uzun bir yazı girmek istemediğim için hikayeyi özetlemiş bulundum. bu sebepten konuyla ilgilenenlere ileri araştırma yapmayı tavsiye ederim. adamın hayatında türk dizilerini aratmayacak imkansız aşk falan bile var.

    ileri okuma için:

    destan gibi wiki sayfası

    livescience otopsi

  • şimdi anladınız mı istiklal'deki bomba niye patladı dediğim gelişme.

    türkiye an itibariyle seçim atmosferine girmiştir.

    şüphesiz ki milletimiz tüm kanla siyaset yapmak isteyen kanıbozuklara, terörden beslenenlere, naylon milliyetçilere, fetö artıklarına, bölücülere, fundamentalistlere ve bu vatanın aleyhine iş yapan diğer tüm üç-beş harfli örgütlenmelere gereken dersi sandıkta verecektir.