hesabın var mı? giriş yap

  • şunun şurasında son 5 yıldır türeyen filtre kahve aristokratlarının beğenmediği tiptir.

    "ayy frenç pıres olmadan içemiyorum şekerim"
    " starbaks filtre kahve 5 lira bik bik"
    " frenç press bok gibi! gerçek kahve espresso'dur"

    bir bitin aq yeter artık. nesquik içiyorum en güzeli o.

    edit: "5 yıldır türeyen" diye kast ettiğim filtre kahve değil, yukarıda örnek verdiğim tipler.

  • gömüldüğü yerden çıkarmaya geldim.

    bugün galibiyet için gereken her şeyi yaptı. tüm değişiklikleri yerindeydi.

    adam altıpastan gol atamıyor. virajı yapamıyorsak bunun suçlusu slaven bilic değildir.

  • türkiye'nin sorunu tam da bu işte. tam bir şey yaparsın iyi kötü büyük küçük önemli değil. hemen biri damlar 1 milyon da para mı yeaaaa diye heves kırmaya çalışır. başkasının üzüntüsüyle mutlu olan bir milletiz ne yazık ki.

  • benim var bir iki tane.
    milli takım kampı bulunduuğm şehre gelmişti.
    kimler kimler yok ki tanju, rıdvan, feyyaz, metin, ünal karaman, engin ipekoğlu, oğuz çetin falan.
    neyse, o zaman liseliyiz.
    hergün gidip izliyoruz bunları, millet imza alıyor, kızlar peşlerinde.
    biz de beşiktaşlıyız ayıptır söylemesi.
    bizim sarı fırtına yanında iki futbolcuyla beraber, tabir-i caizse takımdan ayrı düz koşu yapıyor.
    biz de iki üç arkadaşız.tribünden aşağı inmişiz, tellerden izliyoruz.
    aslında daha o yaşlarda bile ünlü falan görünce gidip hemen konuşayım falan derdinde biri değildim.ama gaza geldim ben de.
    neyse, "metin abi" "metin abi" diye çağırdık biz bunu.
    eliyle tersledi bizi, azarlar gibi bir şeyler söyledi. "görmüyor musunuz çalışıyorum" gibisinden.
    buz kestik hepimiz.hiç kimse tek laf edemedi.
    fena halde kırılmıştık.
    haklıydı aslında.
    ama en azından selam verip geçebilrdi.
    o gün bugündür metin'i sevmem.
    aynı kamptan bir başka anı.
    bu sefer feyyaz.
    otobüsün içinden insanlara bakıyor.
    yüzlerce kişi var ortamda.
    el sallıyorum, fark etsin istiyorum, garsona el kaldırırsınız da görmeyince kafayı kaşırsınız ya öyle.
    sonra nasılsa fark etti beni, gözgöze geldik, gülümsedi, el salladı o da.
    feyyaz'ı zaten severdim.o günden beri daha da sevdim.hem o metin'in yerine olsaydı asla azarlamaz, kibar feyzo gibi gülümserdi bize.

    ünlü olmak hakikaten çok zor ve ilginç. adam (metin) 25 sene önce birine atar yapmış. belki o gün canı çok sıkkındı, belki o gün çok kötü bir haber almıştı.bilemeyiz ama karşı taraf hala unutmamış o azarlar tavrı.
    diğer yandan diğer adam, kalabalıkta birini fark etmiş ve el sallamış.sorsan hatırlar mı? ama 25 sene sonra o selam hiç unutulmamış.

  • - mezhebin ne?
    * cv'me yazmıştım aslında ama...
    - hmm... bakayım hemen... yazmıyor birşey.
    * hayret. o kadar mesleki önem taşıyan, kritik bir bilgiyi nasıl olmuş da yazmamışım...
    - ?!'"

  • (bkz: operation eagle claw)

    yukarıdaki operasyon, dünya tarihinin en büyük rehine kurtarma facialarından biridir. fort bragg'de delta force ekibine ders olarak gösterirler "bir daha böyle mallıklar yapmayalım" diye. bu operasyonun sonucunda, rehineler ölmedi, ama rehineleri kurtaramadılar ve buna "failed operation" dediler. yani başarısız operasyon.

    hatta başkan carter açısından, ciddi bir politik skandaldı.

    çünkü rehinelerin kurtarılamadığı operasyona başarılı denmez. denemez, yok böyle bir şey. hepsinin öldüğü operasyonla ise ancak dalga geçilir. suudi'lerin uçağa operasyon yapmaya çalışırken zavallı haline yıllarca güldük. onda bile 3 rehine ölmüştü.

    şimdi 13 şehidimiz var ve komutan tebrik ediyor.

    ama ben artık siyasileri değil, askeri suçluyorum. çünkü bu operasyonu başarılı görüp, tebrik eden komutan varsa ve subaylar da durumu çaktırmıyorsa...ya ne desem gg.