hesabın var mı? giriş yap

  • bazen isterdim ki, oğlumla konuşurken, amerikan filmlerindeki gibi; "bak evlat ben küçükken babam bana şunu demişti" ya da " dedem derdi ki" diye başlayan cümleler kurmak, ona bilge bir akrabamdan, ya da sadece sıradan bir söz söyleyerek beni ta çocukluğumda bile etkileyebilen annemin bir lafını örnek verebilmek isterdim gerçekten. ama bakıyorum bakıyorum, arıyorum tarıyorum, yok ulan, bir tane ilaç olsun diye beni ciddiye alıp bir şey diyen olmamış mk.... ya "atkını sıkı sar üşütürsün" demişler, ya da "oğlum şu bakkaldan bi ekmek al eve gelirken" demişler. insan iki özlü söz eder, o yıllarda aklını alır evladının değil mi be hey ebeveynlerim.

    amerikan filmlerinde en çok buna özeniyorum aq... işe bak

  • türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu olan gazi mustafa kemal atatürk'ün 85. ölüm yıl dönümünde emniyet şeridinde saygı duruşunda durduğum için türk polisi tarafından bana düzenlenmiş cezadır.görsel

    bu sabah trafikte olduğumdan dolayı herhangi bir kazaya neden olmamak amacıyla aracımı 09.04’te e-5 yenibosna-merter istikametinde yenibosna mevkiinde en sağ şeride çekip saygı duruşunda bulundum. trafikte yer alan tüm araçlar araçlarını durdurarak saygı duruşunda bulundular. durduğum yerin 50 metre ilerisinde ise 1 polis aracı ve 3 memur olduğunu fark ettim. ilk olarak saygı duruşu sırasında bir trafik kazası meydana gelmesi durumunda hızlıca müdahale etmek için polislerin hazır beklediğini düşündüm. ilk yanlış düşüncem bu oldu.

    polis memuru beni durdurup evrakları isteyince rutin kontrol yapıyorlar diye düşündüm. ikinci yanlış düşüncem de bu oldu. bana trafik cezası yazacaklarını söyleyince itiraz edip, siz türk polisi değil misiniz saygı duruşunda durduğum için bana nasıl ceza yazarsınız dediğimde, saygı duruşu için mi durdun dedi (bu sabah 09.05’te aracımı sağa çekip, dörtlümü yakıp, aracımdan inip, arabanın yanında 1 dakika boyunca ayakta istanbul’un temiz havasını ciğerlerime çektiğimi düşündü galiba). evet dedim saygı duruşu için aracımı çektim. tamam o zaman ceza yazmıyorum dedi. ben de ehliyet ve ruhsatımı yoluma devam ettim. (yolda keşke polis aracının ve memurların videonu çekseydim diye düşündüm, çekmediğime şu an çok pişmanım.)

    bu akşam e-devletten ceza sorgulaması yaptığımda tarafıma 47/1-c maddesi kapsamında 436 tl ceza düzenlediğini gördüm. şimdiye kadar yediğim trafik cezaları (hız limitini aşma) arasında bu cezanın yeri çok başka. ben bu cezayı yemekten gurur duyarım. lakin bu cezayı, bana kesenlerin yanına bırakmaya hiç niyetim yok. öncelikle cezaya itiraz edeceğim, sonrasında ise bana ceza yazan memur hakkında (tutanaktan belli oluyordur diye düşünüyorum) dava açacağım.

    edit 1: güzel mesajlarınız için teşekkür ederim arkadaşlar. dava süreci ile ilgili gelişmeleri ayrıca burada paylaşacağım.

  • aman zaten zararlı, içmeyiverin diyenler için şimdiden gelsin: allah sizin de belanızı versin!

    insanların iki gram keyfi vardı, o da kalmadı.

  • elinizde öyle bir güç var aslında acun bey.

    yüzlerce ve belki de binlerce acun medya çalışanı için işe başlama saatini 10:30 'a çekebilirsiniz rahatlıkla. türkiye'deki ve avrupa'daki pek çok firma gibi dilerseniz haftada 4 günlük çalışmaya bile geçebilirsiniz. bu güç pekala elinizde.

    birileri önderlik etmeden, emsal teşkil etmeden hiç bir şey değişmez. haydi. koyun elinizi taşın altına. yoksa bu söylem basit bir goy goydan öteye geçmez.

    edit : çok fazla itiraz geldi. doğru olduğunu var sayıyorum. acun bey zaten bu uygulamaya geçmiş. bize de canı gönülden alkışlamak düşer. ondan da bunu bekleriz zaten. bravo

  • beyinsizsiniz arkadaş, hakikaten beyinsizsiniz.
    pamir'in 13 milyon nüfuslu istanbul'da kaybolduğu, babasının aktif twitter kullanıcısı olarak takipcisi çok olan bir dolu insana twit atarak durumdan haberdar ettiği, bunun için de hayvani nüfuslu istanbul'dan toplam 300 kişinin kalkıp aramalara katılması sonucu, tuhaf insanlarin konuyu köpürtmesi ve toplumsal bi mesele haline gelip fikir belirtmenin yeri haline gelmesinin göz ardı edilip, 300.000 nüfuslu bir ilde polise başvurularak 2 saat sonra biri tarafından kaçırıldığı öğrenilen 9 yaşındaki bir çocuğun haberinin gazete ve televizyona yansıdıktan sonra twitter'da da fotoğraflarının dolaşmasıyla karşılaştırabiliyorsunuz. evet arkadaşım çocuk kars'ta yaşıyor haliyle oranın efradı çocuğu arıyor, senin kalkıp üzerine konuşman da o çocuğun bulunmasına sebep olmuyor. çocuk kaybolduktan 2 saat sonra bir adamla uzaklaştığını gösteren kayıtlar zaten olayı bir adli mesele haline getirmiş ve inceleme başlatılmış. bunun üzerine kars sokaklarında el duyuruları dağıtılmış halk aramış, yani insanların tepkileri pamir olayından farklı değil. tek fark pamiri arayanlar istanbul'da, twitter mwitter kullandıkları için de sen olayı görüp abuk subuk ötebiliyorsun, ama 9 yaşındaki mert'i kars'taki insanlar twitter'dan değil sokakta aradığı için bundan yeni haberdar oluyorsun. ama yine de ben bu haberi twitter'ı açar açmaz görüyorum.
    ne pamir ne de mert sizin mide bulandırıcı mantığınıza meze yapılmamalı, geçtiğimiz günlerde berkin-burakcan ikiliği yaratanların yine bir ikilikten medet umması... ne diyeyim, cidden hastalıklı bir toplum olma yolunda ilerliyoruz. bokunuzda boğulursunuz umarım.