hesabın var mı? giriş yap

  • çizgi karakter olanından bahsetmek gerekirse;

    kendisi üstün bir zat olup, karizmatik, yeşilaycı, aşırı sabırlı (groucho'ya katlanabilmesi bakımından) ve çok yakışıklıdır. hem çapkın hem sadıktır. sevdiği kadın için her türlü tehlikeyi göze alır. çapkınlığı iş ahlakını sıfıra indirmiştir. her müşterisini yatağa atar. ama çok ince ruhludur, klarnet çalar, yelkenli maketi yapar, silah taşımaz, groucho'ya taşıtır.

    yazar olanına gelirsek...

    mrmrsozluk'ün şansölyesi, kısa zamanda msa'dan mezun olup executive chefliğe giden yoluna çok yakında başlayacak olan insan...

    bu insan hayatıma girdiği günden beri neşe kaynağım olmayı başarmış, önce yazılarıyla sonra varlığıyla hayatımı güzelleştirmiş, yaşamın güzelliğini bana öğretmiştir. sevmenin, deli gibi sevmenin güzelliğini...

    yaşamımı ondan önce ve ondan sonra olarak ikiye bölüp, iki fotoğraf olarak yanyana koysam, ilk fotoğrafta mutsuz, gülmeyi unutmuş biri varken, ikinci fotoğrafta mutluluktan çatlamış bir insan görürdünüz. onu hiç tanımıyorken yazılarını tekrar tekrar okuyup deli gibi sırıtırdım tek başıma... yazar olmayı istememde etkisi olan üç, dört insandan biriydi. sonra öyle bir girdi ki hayatıma, bir daha hiç çıkmasın istedim. istedim ki hep yanımda olsun, hep salak salak sırıtayım yanında, abuk sabuk her şeyden gülüp konuşalım, roman yazalım, elleri hep elimde olsun... o yüzden yokluğunun verdiği acıyı tarif edecek tek bir kelime yok. tarif edilebilecek bir şey de değil zaten. ikinci fotoğraf da ilkine benzemeye başladı artık, ben tekrar çekiyorum kalın kahverengi kadife perdeleri odama içeri güneş girmesin diye, yine sabahlar olsun diye bekleyip, bütün gün uyuyorum, başa dönüyorum yokluğunda...

  • sessizce durun yanında,zaman geçirin ve bekleyin bakalım sizin hakkınızda ne düşünecek gözlemleyin.eğer senin sinsi olduğunu düşünüyorsa sinsidir.ezik olduğunu düşünürse eziktir.mütevazi olduğunu düşünüyorsa mütevazidir.iyi niyetli biri diye düşünürse iyidir zaten.

    sessizliğe,boşluğa,yumuşaklığa herkes şekil vermek ister.ve tabiki vereceği şekil kendisinden birşeyler içerir.

  • kimin olduğunu hatırlamadığım bir karikatürde vardı (sanırım yiğit özgür'ündü). şöyle bir şeydi:

    arşimet elindeki tasta newton'un yanına gider...
    arşimet : lan olm buraya bak burayaaa!! suyun kaldırma gücünü buldum!
    newton: peki bu ne bu elimdeki? (elinde elma tutmaktadır)
    arşimet: vay ipneee... yerçekimini mi buldun lan?
    newton: heralde.. sabah graham aradı.. o da bişey bulmuş ama söylemedi
    arşimet: aradı mı? nasıl aradı?!
    newton: lan bi dakka!!
    arşimet , newton: vay ipne! telefonu bulmuş!

  • "atatürk dahili ve harici bedhahlarımız olacağını söylemişti de, halkla bu kadar taşşak geçeceklerini hiç söylememişti..."

  • galatasaraylıyım.
    parçalı bizim canımız.
    beşiktaş'ı ya da başka bir rakibimizi elbette sevmem.
    ancak kazanılan büyük başarıları da delikanlı gibi takdir etmesini bilirim.
    uzun lafın kısası her takımın içinde bulunabilen istisnaları ayıklarsak büyük galatasaray camiasının bir üyesi olarak tebrikler beşiktaş. yolunuz açık olsun.

    not: tineri bırakıp uçak benzini içmeye başladınız. yeter olm. bu nasıl beşiktaş... tekrar tebrikler dostlar.

  • ... zira aşk iktidarı sever. bu sebeptendir ki başkalarına ölümüne aşık olabiliriz, ama bize ölümüne aşık olanları içten içe küçümser, öteleriz.

    (bkz: baba ve piç)

  • https://www.youtube.com/watch?v=d0pjhabcb3o

    orijinal saganin yaraticilari margaret weiss ve tracy hickman 'in yazdigi yeni dragonlance uclemesinin ilk kitabi dragons of deceit cikti. gerci dragonlance adiyla yuzlerce kitap ciktigi icin (ben 200'den sonra saymayi biraktim) artik pek kimse umursamiyor ama bu yeni seri orijinal yazarlar tarafindan yazildigi icin ayri tutulmali.

    ayrica gectigimiz senelerde weiss ve hickman wizards'i mahkemeye vermisti ve milyon dolarlar talep etmisti. iste bu seri ile ikilinin dragonlance uzerindeki etkisi tekrar artmis oldu.

    kitap fena degil ama beklentinizi pek yuksek tutmayin. ikinci kusak muhabbeti bana pek tat vermemisti zaten summer flame'de falan da. bir de buna kitabin destina diye bir karakterin etrafinda donmesi bana surekli yeni turku'yu hatirlattigi icin dikkatim iyice dagildi. surekli "sen oyle umarsiz uyusan da bir kosede" diye mirildandim durdum okurken.

    film haklari hala davalik oldugu icin ufukta bir film gozukmuyor, ki gunumuzde cekilirse kesinc tiksinc otesi bir sey olur o yuzden yapilmasin daha iyi. ben de bu vesileyle bizim turk genclerinin 20 kusur sene once yaptigi trailer'larin linkini vereyim;

    https://www.youtube.com/watch?v=yxztqevahvc

    https://www.youtube.com/watch?v=knsotsic4_4

    https://www.youtube.com/watch?v=pryz1b_f9s8

    zamaninda cok dalga gecilse de adamlar dragonlance'in ilk ve tek live action versiyonu yapmis olma gururunu hala tasiyorlar helal olsun. ki kitabin yazarlari da defalarca takdir ettiler bu gencleri.

    kendileriyle yillar sonra yapilmis roportaj da burada;

    https://www.youtube.com/watch?v=u9zqcka6mqa

    o degil de bir zamanlar iyi kotu uygar dunyaya adapte olmaya baslamis bir toplumun gunumuzdeki icler acisi hali gercekten ibretlik. yazik, cok yazik.

    not: tiksinc otesi animasyonu izlemek isteyecek kadar suurunu kaybetmis olan varsa buyurun onun da linki;

    https://www.youtube.com/watch?v=h99j-xbkv2e

  • kadınlar vnl kazanmış, üstüne avrupa şampiyonu olmuş, yetmemiş olimpiyat elemelerinde yedide yedi yapıp tüm grupların en iyisi olup dünya kupası şampiyonu ilan edilmiş , 22 maç üst üste kazanırken dünya sıralamasındaki ilk 10’un hepsini yenmiş.

    bizim dallamalar geliyor abartmayın ya, amma abarttınız diyor. bu ülke insanının bir bölümü harbi tam tiksinmelik , ayrı bir tür.

  • (bkz: the godfather)

    edit: aslında bir şey yazmayacaktım çünkü zevkler farklı farklıdır birisinin izleyip çok beğendiği filmden bir başkası zevk almayabilir ama yine de godfather filmini düşünerek, detaylara dikkat ederek izleyen bir insanın bu filmi umursamıyorum demesi bana imkansız geliyor. bu film size sadece bir mafya filmi olarak geliyorsa tekrar izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. başka bir filmde geçen bir diyalogda dendiği gibi, bu film aslında bir film değil “hayatın tüm sorularına bir cevaptır”.

    corleone'un yaptığı şey kesinlikle mafyacılık oynamak değil, adaleti sağlamaktır. bunu yaparken para için değil dostluk için, dostları için, gerçekten adaleti sağlamak için yapar. bununla ilgili bir dostu ile yaşadığı muhteşem bir diyalog vardır, uzamasın diye yazmıyorum ama özet geçecek olursam bir tanıdığı corleone’den kızına zarar veren adamları cezalandırabilmek için (polis cezalandırmıyor bu arada suçlulaları) yardım istiyor ve karşılığında her şeyi veririm diyor, karşılığında aldığı cevap ise “sen benim dostluğumu hiç önemsemedin” dir. sırf bu sahnenin üzerine bile saatlerce konuşabilirim, hani şikayet eder dururuz ya bazı insanlar sadece işi düştüklerinde arar bizi neden diye, al sana cevap işte, sen böyle pat diye cevabını vermezsen karşıdaki insana o yine işi düştüğünde arayacaktır seni. daha bir sürü muhteşem diyalog var tabi ben sadece corleone'un ihaneti asla kabul etmeyip cezalandırırken, dostları için her şeyi yapabilmesine, dostlarını bir nevi kardeşi gibi görmesi olayına örnek verdim sadece. bu kadar konuşmuşken söylemiş olduğu şu sözü de paylaşmadan gitmeyeyim,

    "friendship is everything. friendship is more than talent. it is more than government. it is almost the equal of family. never forget that."

    bir de düşmanları için söylemiş olduğu şu söz var adalet duygusunu çok daha iyi anlayabiliyorsun burada

    "never hate your enemies - it affects your judgement."

    daha böyle tarifsiz güzel vecizeleri var ama hepsini paylaşıp suyunu çıkarmayacağım tabi.

    imdb’de birinci sırada olsun illa da demiyorum, aslında tek demeye çalıştığım imdb’de birinci sırada olsun olmasın umursanması gereken bir filmdir.