hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: belediyenin cenaze arabasını çalıp her gece
    entry 1: mezarlıkta terör estiriyorum
    entry 3: helal piç millet o arabaya binmek için ölüyo amk

  • batı uygarlığı 5 milyar km öteden gelen pluto fotoğraflarını incelerken türklerin gündemi allah yazılı pide ve mucizevi atatürk silüetiydi.

  • ks. meal, ready to eat. abd ordusunun, yiyecek hizmetlerinin sunulamadigi ortamlarda hareket halindeki askerlerin besin ihtiyaclarini kar$ilamak uzere geli$tirilmi$, 1980 ba$larinda hizmete girmi$ yenmeye hazir yemek paketleri.yirtilmaya dayanikli kalin naylon po$etler ve ozel kutulari icinde $u elemanlardan olu$ur:

    -ana yemek (cogunlukla soslarla zenginle$tirimi$, egzantrik isimleri olan tavuk, biftek, domuz eti ya da turevleri vb)
    -yan yemek (tereyagli $ehriye, bilmemneli fasulye, $u ya da bu usulde i$lenmi$ patates vb)
    -tatli (i$lenmi$ meyve ya da kek)
    -kahvalti ya da ati$tirma icin genellikle kalin ve doyurucu bir nevi kraker, ustune surmek icin ufak po$etlerde fistik ezmesi, recel ce$itleri
    -toz icecek po$etleri,po$et kahve, $eker, ciklet
    -plastik ka$ik, kagit mendiller, havlular vb

    ozel uretim teknikleri sayesinde bu paketlerin icerigi oda sicakliklarinda bile 3 seneden fazla, uygun ko$ullarda da 6-7 sene, lezzetlerinden ve besleyiciliklerinden bir $ey kaybetmeden saklanabilir.
    mre menuleri, uzerine su vb eklemeye, hatta zor durumlarda isitmaya gerek kalmadan yenebilir. menuler cok ce$itlidir, bazi mre menuleri ozellikle sevilmez ama genel olarak kotu olmasalar da can sikintisindan olsa gerek, bunlara "meals, rejected by ethiopians" gibi isimler takilmi$tir.acip isittiginizda, normal yemekten farki yoktur, yani ozel, tatsiz tuzsuz $eyler degillerdir.icerigi, yakla$ik 1300 kilokaloridir.mre paketleri konservelere gore daha hafiftir, ozel ambalajlari sayesinde zor ko$ullarda darbelere vb dayaniklidir ve bdu ceplerine sigacak boyutlardadir.

    turk ordusu icin de benzer uretim teknikleri ile menu cali$malari yapilmi$tir. (unifood firmasi tarafindan uretilen yemekler bir ara marketlerde de satiliyordu.belki hala satiliyordur)

  • (bkz: 18 aralık 2012 odtü olayları)
    bingöl üniversitesi senatosu tarafından duyurulan basın bildirisinde geçen ifade.

    "(...) doğu ve güneydoğu üniversiteleri olmak üzere tüm üniversitelerimize çok önemli ve anlamlı destekler sağlaması takdirle karşılanması gerekirken, sayın başbakanımıza bu nevi muamelenin reva görülmesini doğru bulmadığımızı türkiye kamu oyu ile paylaşmak istiyoruz."

    bu bildirinin imzacılarından üçünün soyadı da baydaş. üniversite senatosundan;

    prof. dr. gıyasettin baydaş (rektör)
    prof. dr. burhanettin baydaş (üye)
    yrd. doç. dr. abdulvahap baydaş v. (üye)

    bu adamlar ağızlarına bilim lafı alıyorlar.

  • bu maç için gençlik ve spor bakanı ile birlikte hakan çelik özel jet ile izlanda'ya gidiyorlarmış. vaktim vardı araştırdım.

    koyduğu fotoğraf;
    https://twitter.com/…lik/status/1138216681036242946

    koyduğu fotoğrafta sadece ve sadece milli takıma destek için gidildiği yazılmış. ayrıca sn. bakan da twitter hesabından "millilerimizin yanında olmak için gidiyoruz" demiş.
    https://twitter.com/…glu/status/1138028261680865281

    fotoğraftaki uçak sanırım tc-cbk kodlu uçak. bu uçak bir gulfstream g550 .
    https://cdn.planespotters.net/…45267_b32eddd16f.jpg

    küçük bir araştırma ile bu uçağın bu uçuş için sadece ve sadece yakıt masrafını araştıralım. bakın uçağın sabit giderleri, havalimanı vergileri, ekip maaşları, uçakta yedikleri içtikleri vs falan değil. sadece ve sadece yakıt masrafı. misalen aşağıdaki sitede verilmiş bilgiye göre konuşalım.
    https://www.sherpareport.com/…t/costs-own-g550.html

    sitedeki bilgiye göre bu uçak saatte 358 galon civarında yakıt tüketiyor ve bir galon yakıt 5 usd. ankara-reykjavik uçuş süresi 5.5 saat alalım. tek yön 10 bin usd bir yakıt masrafı ortaya çıkıyor. bakın daha hiç bir şey dahil değil.

    şimdi girin thy'nin sitesinden istanbul - reykjavik uçuşların fiyatlarına bakın. bu arada istanbul'dan izlanda'ya direk uçuş yok, ancak 1 aktarma ile gidilebiliyor. skyscanner'dan baktığınızda bağlantılı uçuşla 8-8.5 saatlik bir toplam süre çıkıyor. thy sitesinden söyleme sebebim fiyatların anlaşılması. hadi paşalar business uçsunlar. tek yön kişi başı bin-bin yüz dolar'a gidilebiliyor.

    yani iki kişi business class git gel toplam masrafı 5 bin dolar iken, uçağın sadece ve sadece yakıt masrafı 20 bin dolar. ayrıca business class uçuş bedeline bütün masraf dahil iken, şuan belirttiğimiz sadece yakıt masrafı. belirttiğim sitede baktığınızda başka hangi masrafların doğduğunu ve masrafın neredeyse iki katı olduğunu göreceksiniz. ayrıca bu sitede paylaşılan tutarlar 1 sene öncesinin rakamları, güncel bilgilere bakmadım.

    şimdi sorularım şunlar;

    1- sn. bakan ve hakan çelik bu maçı sadece izlemeye mi gitmektedir?
    2- sn. bakanın bu maçı izlemesi elzem midir? milli takıma verecekleri destek nasıl bir destektir yani bir konuşma mı yapacak, ne yapacak yani?
    3- sn. bakanımızın bu maçı izlemekten başka burada yapacağı görüşme varsa bunlar telekonferans vs. yöntemleri ile halledilemez mi?
    4- uçakta başkaları da mevcut mudur ve gitmeleri gerekiyor mu?

    bakın devletin özel uçağı olmasına karşı değilim. özel uçakla uçulmasına da karşı değilim. hatta izlanda özelinde hiç değilim aktarmalı uçuluyor diye. misal çok üst düzey bir toplantı yapılacaktır. ya da atıyorum nato toplantısı vardır. bu uçak 16 kişilik galiba, örn gidecek devlet görevlisi sayısı diyelim 10'dur. ya da misal oradan başka bir ülkeye geçilecektir. yani sonuçta kişi başı tarifeli uçaktan daha ucuza gelecektir. bunu anlarım. ama maç izlemeye özel uçakla gitmeyi anlamıyorum. o gördüğünüz fotoğraf aslında hakan çelik'in halkın vergileri ile selfiesi.

    bakan buraya özel uçakla gidiş masrafını bir spor okuluna harcasa, 10 iyi sporcunun eğitimine harcasa daha iyi olmaz mı? bakan orda diye iki gol fazla mı atacaklar futbolcular anlamadım ki. bakan maç izleyecek diye neden halkın vergisinden belki de 250 bin tl'ye yakın bir masraf yapılıyor? 110 asgari ücretlinin bir aylık geliri bu rakam.

    ilave: thy business class bilet bedelleri de vergi dahil rakamlar. devlet vergi vermediğine göre bin- bin yüz dolar dediğim kısım heralde 600 usd’ye falan gelir.

    maç sonu editi: evet hep beraber bakan takımı desteklesin diye 250.000tl civarında para verdik ve bi güzel yenilip geliyorlar. bakanın totem tutmadı ya da hakan çelik’te bi sıkıntı var.

  • yazarın, okuruyla yemeğe çıkmasının etik olmadığını gördüğümüz yürümedir. bu sonuçla dünyaca ünlü yazarlar bekar olarak ölmeye mahkumdur. *

    haspama bak ya sanki öğretmen–öğrenci ilişkisindeki etikten bahsediyor ahahahaha.

  • galadriel: kılıcım olmadan kim olurdum ki?

    kitapta olduğun kişi olurdun.

    neyse, avrupa kışı geçirecek enerji ihtiyacını karşıladı; tolkien mezarında dinamo şu an.

  • ultrason odasında uzanmışsın. eşin ayağının dibinde. heyecan içinde ekrana bakıyorsunuz. doktor da çok umutlu. yüzü gülüyor. ve aleti karnına koyuyor. ekrana bakıyor. gözleriyle kısa bir arayış. birden yüzünde garip bir ifade. gözlerini kısarak bir kısa arayış daha. ve yutkunuyor. o yutkunmayı sen sanki ağır çekim izliyorsun. adem elması yavaşça aşağı iniyor, ardından daha da yavaş bir şekilde yukarı çıkıyor.

    eşinin yüzüne bakıyorsun. daha geçen hafta yine bu odada, yine şu an durduğu yerde, yine bu ekrana bakarken, gözleri dolmuştu mutluluktan. daha önce hiç ağlarken görmemiştin onu. "işte bu o anlardan biri" demiştin. "hafızana kazı bu anı, bu yüzü. en ince ayrıntısına kadar anlatacaksın yıllar sonra. sakın unutma bu yüzü."

    ama şimdi sadece endişe var gözlerinde. odada da bir ölüm sessizliği. kimse soru sormaya cesaret edemiyor. makinenin uğultusu. karanlık. sadece ekrandan doktorun ve eşinin yüzüne yansıyan ışık. hadi konuşun! biri bir şey söylesin! ya da hayır. susun. hiçbir şey söylemeyin. sessizlik devam etsin. makinenin uğultusu olsun sadece. kimse konuşmasa, zaman dursa burada. bu şekilde kalsak. biz sadece umutla ekrana baksak, kimse bir şey söylemese.

    ama doktor ölüm sessizliğini bozuyor. "maalesef yine kürtaj."

    ben o yüzü hala unutmadım. bir de doktorun yutkunduğu o anı. vücudumu yavaşça saran korku dalgasını. kollarımda ve bacaklarımda ılık ılık ilerleyişini. parmaklarımın buz kesişini. doktorun konuşmasını. o konuştukça benim boğulacak gibi olmamı. ve aklımdan geçenleri.

    "bir sussa. bir sussa. tamam. her şeye tamam lanet olsun. ne yapacaksan yap. ama sus şimdi. bir çıksak şurdan. şu kapıya bir ulaşsak. aynı acı tekrar içimde inanamıyorum. ben aynı şeyleri mi yaşıcam şimdi tekrar? yarım saat öncesine dönebilsem. umut dolu. elim karnımda. konuştum ben onunla. defalarca. bu sefer farklıydı çünkü. çok hissettim bu sefer. haksızlık. bu nasıl bir tokat? yarım saat önce bu kadar mutluyken, şimdi.. korkuyorum demiştim bir arkadaşıma. kendimi çok kaptırmak istemiyorum. ama dayanamıyorum da. bu sefer farklı çünkü. çok hissediyorum bu sefer. sıranızı savdınız siz demişti. boş ver. keyfini çıkar bu güzel anların. bu güzel anlar. tarih oldu bir saniye içinde. yıllar sonra anlatılacak bir anı oldular. nasıl olur? daha yarım saat önce yaşıyordum ben bunu. bir çıksak şu odadan. bir sussa. nasıl haber vericez millete? ne kadar aptalım. dayanamadım herkese söyledim. aptal! şimdi telefonlar. aynısı ayşeye, fatmaya da oldu şimdi üç çocukları varlar.. aptal! dayanamadın! tutamadın çeneni! ama bu sefer farklıydı. çok hissediyordum bu sefer. bir çıksak şurdan. bir sussa. yer ayaklarımın altından kaydı dedikleri bu muymuş?"

    edit: yeri ayaklarının altından kaydıran o günler tarih olur, bir de bakmışsın kucağında gülümsemene gülümseyerek karşılık veren minik bir yavru var. o zaman umut var, inadına umut var.