ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
aşık olunmaması gereken birine aşık olmak
kyk yurdunda dört yıl yaşamış öğrenci
-
diploması ile sunduğu cv'ye ekleyebileceği ''üstün sabır ve direnç'' sertifikasını da hak etmiş öğrencidir. zira bir zamanlar çok zor şartlar altında yaşanıyordu buralarda.
hasan hüseyin korkmazgil
-
1982 yılında güründe ağır ceza mahkemesi başkanı iken "memnu haklarını" (yasaklı haklarını) iade ettiğim (geri verdiğim) koca şair.
bu onur bana yeter...
(bkz: memnu hakların iadesi)
word dokümanını pdf dosyasına çevirmek
-
belgelerinizi internete yüklemek yerine word'den save as > pdf seçilerek de yapılabilecek olandır.
hayırsızada
-
4 haziran 1910 yılında 80.000 köpeğin kaderine terkedildiği adadır.
jean paul sartre'nin le chemins de la liberte(özgürlüğün yolları) üçlemesinin ilk kitabı olan le age de raison(uyanış)ın karakterlerinden biri olan daniel bu olaydan şöyle bahseder;
"onları sokaklarda tuzağa düşürmüşler, çuvallara, sepetlere koymuşlar ve sonra ıssız bir adaya bırakmışlardı. köpekler birbirlerini yiyorlardı. açık deniz rüzgarı onları bağırışlarını denizcilerin kulaklarına kadar getiriyordu. oraya bırakılması gereken köpekler değildi... "
araba sürerken olmasından en çok korkulan şey
-
korku değil de merak ettiğim bir şey var ; yolda duran güvercinin araba neredeyse üstünden geçecek kadar yaklaşmasına rağmen uçmaması . sonra bende oluşan acaba üstünden mi geçtim ,uçabildi mi telaşı ? kuşlar sanırım adrenalin bağımlısı.
iphone pil sağlığı
-
ya arkadaş anlamadığım birşey var ben neden 10, 15 bin verip aldığım telefonun şarjını şizofren gibi yüzde 20-80 arası tutmak için kendimi yıpratıyorum yada batarya ölmesin diye uğraşıyorum, çok afedersiniz ama öyle telefonun amk.
edit: canım arkadaşlarım lütfen entrymi beğenip favlamayın rica ediyorum, ben kendi işinde gücünde adamım, apple fanboylarıyla uğraşacak durumum yok. tamamen şahsi fikrimdi yazdıklarım.
zaten ülke olarak battığımız bok çukurunda debelenip duruyoruz. eğer ki bu telefona bu kadar para verecek durumun varsa bak keyfine kendini üzme her gün açıp açıp bakma pil sağlığım kaça düşmüş diye, gelip burda da ağlama boşver. ayrıca apple markasını da babasının malı gibi ölümüne savunanlara da anlam veremiyorum.
edit 10.09.22 : arkadaşlar i phone fiyatları inanılmaz duruma geldi, yeni çıkan phone 14 fiyatına 3 sene önce fiat punto almıştım. aklı olan insanlar phone alacağına ülkeden kaçmanın yollarını arar.
metrobüs
-
istanbul'da yaşamaya başlayalı 2 hafta oldu. kendisini sabah işe gitmek için bir iki kez deneme mecburiyetinde kaldım.
sanatçı ruhum boş durmadı;
açtırdılar fanusu,
yokladılar anüsü,
her şeyi unutturur,
avcılar metrobüsü.
ne kaldı avcılara,
katlandık acılara,
ellettik hacılara,
avcılar metrobüsü.
türk dizilerinin tutmama sebepleri
-
''2 kişi arasındaki bakışın 5 dk sürmesinden dolayı'' bu sebeplere eklenebilir.
türk kızı
-
aşağıdaki hikayenin kahramanıdır. kuzenin başından geçmiştir.
kuzen, aynı firmada çalışan bir türk kızı ile tanışır. emailler ile muhabbet ilerler, iş aralarında görüşülür filan ve kuzen de adım atar ve bu arkadaşı bir kahve içmeye dışarı davet eder haklı olarak. neyse gel zaman git zaman kızdan ses seda kesilir. kuzen olayın üzerinde durmaz "demek ki, kız bu kahve olayına soğuk bakıyor ki cevap dönmedi" der ve olayı kapatır ( ki türk kızının aptal davranışı burda görülüyor. ulan en azından hayır diye bir cevap ver di mi? yok türk kızı buna tenezzül etmez tabi. )
aradan bir hafta on gün geçer ve kuzenin pek sevmediği ukala bir iş arkadaşı laf arasında şöyle der: " abdurrahman sen de sahipli kıza yazıyomuşsun. ayıp!" kuzen anlamaz. ne alaka sevgilisi olan kıza yazıyosun demek? hem de böyle yavşak bir herif bunu diyorsa...
sonradan olay anlaşılır: kuzen kahve teklifini yaptıktan sonra, türk kızımız bu durumu hemen sevgilisine yetiştirir. sevgili kişi de kuzenin iş arkadaşına söyleyerek kuzene bunu iletmesini söyler.
işte burdaki kıza türk kızı diyoruz. bir maille bu kahve teklifini reddetmek varken, olayı sevgilisine ordan da yavşak iş arkadaşına aktarma beceresini ancak bunlar gösterebilir.. ve işin daha ilgnci de tüm bunlar bittikten sonra kuzene hiçbişe olmamış gibi bir mail gelir "abdurrahman naber :)"
yaran facebook durum güncellemeleri
-
ne demek ateş böceği ateş etmiyor?
her taşın altından meltem cumbul'un çıktığı yıllar
-
kabus gibiydiler.
meltem cumbul ne? oyuncu. meltem cumbul ne? sunucu. meltem cumbul ne? şarkıcı. meltem cumbul ne? kültür elçisi. meltem cumbul ne? bir on parmağında on marifet.
ülke olarak kollektif basiretsizliğimizin ve yetenekli insan çıkarmadaki kuraklığımızın sembolüydü maşallah.
güzel desen? tam değil. çok çirkin de diyemezsin.
ne tam yetenekli, ne de tamamen yeteneksiz.
ne sahnede harikalar yaratıyor, ne de tamamaen rezil oluyor.
bir garip sıkışmışlık, tarifi zor bir anlamsızlık vardı kadında. "ülkecek modern oluyoruz abi, evropa standartlarında sanatçı çıkarıyoruz!" hezeyanlarının iç karartıcı bir yan-ürünüydü besbelli. allahtan geçti gitti bu yıllar da, rahata erdik...
dikkat ederseniz meltem cumbul'un yerini kimse doldurmadı (dolduramadı demiyorum)
bunun nedeni ise kuşkusuz, doldurulmasına ihtiyacımız olmayan bir boşlukta durmasıydı.