hesabın var mı? giriş yap

  • öncelikle (#66216124) ve (#68057455)

    bu entryleri yazdığımdan beri birçok mesaj aldım ve kitap tavsiyesi için bir entry daha yazmaya karar verdim.

    şunu da açın arka planda çalsın

    öncelikle öğrenirken nasıl bir yol tavsiye ettiğimi yukarıda referans verdiğim ilk entryde açıklamıştım. bu konuda fazla yazmaya gerek yok.

    arada bir not da geçeyim; ne kadar kitap okursanız okuyun, ne kadar kelime ezberlerseniz ezberleyin eğer konuşma pratiği yapmazsanız ispanyolca öğrenemezsiniz. istanbul'da yaşayanlar çok şanslı, git sultanahmet'e, ispanyolca bilen birisi illa ki çıkıyor. diğer arkadaşlar için de arkadaşlık sitesi tavsiye etmiştim zaten.

    neyse, kaynak olarak tavsiye edebileceklerim;

    - colloquial spanish of latin america

    favori kaynağım. bu kitap ile ispanyolcanın neredeyse tüm gramerini hızlı ve eğlenceli bir şekilde öğrenebilirsiniz. tabi bu gramer bilgisini öğrenmek yetmez, akılda oturtmak, sindirmek, konuşurken karıştırmamayı öğrenmek epey zaman alır. neyse, basitçe, gramerin çok büyük bir kısmını bu kitaptan öğrenebilirsiniz.

    - fono kendi kendine hızlı ispanyolca

    bunu yıllar önce bir kez kullanmıştım, sonra bir daha yüzüne bakmadım. şimdi bunun olumlu olumsuz yanları nelerdir onları yazalım.

    olumlu yanı, türkçe olması. hani daha ingilizceyi doğru düzgün konuşamayıp ispanyolcaya saranlarınız var ya, onların epey işine yarar.

    olumsuz yanı, içerisinde bazı hatalar olması ve çok yavaş bir hızla ilerlemesi. öyle ki, ilk seti bitirdiğinizde kat ettiğiniz mesafe çok çok az.

    - inci kut'un ispanyol dili ve grameri kitabı

    adından nasıl bir kitap olduğu anlaşılmakta. tavsiyem bunu kullanacaksanız öncesinde en az bir set fono'nun yukarıda tavsiye ettiğim serisinden çalışmanız.

    - fono'nun ispanyolca grameri kitabı

    bu kitaptan alın, elinizin altında mutlaka bulunsun bir tane. gramer hakkında hemen hemen her şeyi barındırıyor. aklınıza takılan hemen hemen her şeyin cevabını bulabilirsiniz kolayca. fakat elbette ki bazı hatalar barındırıyor içinde.

    gerçi ben bunları eski basımları için söylüyorum, belki yeni basımlar çıktıkça bu hatalar gideriliyordur, bilemiyorum.

    - pimsleur spanish seti

    bu kitap değil, dinleme seti. eğer ingilizceniz çok iyiyse bundan edinebilirsiniz. fakat size ancak turist ispanyolcası öğretir, fazlasını beklemeyin.

    - rosetta stone ispanyolca seti

    bu da kitap değil, bilgisayar programı. bundan epey ilerletebilirsiniz, fakat çok vakit alıyor haberiniz olsun. dolayısıyla ilerleme yavaş.

    şimdilik kaynaklardan aklıma tek seferde gelenler bunlar, daha da gelirse ekleyeceğim.

    romanlara geçelim;

    ispanyolcada belli bir düzeye geldik, okuduklarımızın yarısına yakınını anlıyoruz diyelim. kelime hazinemizi geliştirmek için roman okumaya karar verdik.

    öncelikle bir tavsiyem; kesinlikle ince kitaplar seçin. kalınları muhtemelen yarısına gelmeden bırakacaksınız. ince kitapları sonuna kadar okuduğunuzu gördükçe hedefi yükseltip kalınlara geçebilirsiniz.

    dili öğrenme aşamasında basit kelimeleri öğrenmek için fono'nun hikaye kitaplarını kullanabilirsiniz, kullanılan dil de basittir genelde (dereceleri var gerçi).

    ithal kitapları bulmak için ben arkadaş kitabevini kullanıyorum, orada ithal kitaplar bolca var, tavsiye ederim.

    - el principito (küçük prens)

    bu kitabı isterseniz yüz kez okumuş olun, yine de ilk alacağınız kitap bu olsun. kısa olması şevkinizi kırmaz, kısa zamanda bitirirsiniz.

    bir not; bunun arkadaş kitabevinde satılan versiyonu arjantin/uruguay ispanyolcasıyla çevrilmiş. haberiniz ola.

    - el alquimista (simyacı)

    çok kalın bir kitap olmamakla birlikte, kullanılan dil çok basittir. anlaması çok kolaydır. arkadaş'ta satılan versiyonu ispanya ispanyolcasıyla yazılmış.

    - crónica de una muerte anunciada (kırmızı pazartesi)

    kitap inanılmaz sıkıcı, fakat okumak isteyenlere dili temiz bir latin ispanyolcası. zaten yazarı kolombiyalı gabriel garcía marquez

    ayrıca buraya tek tek yazmayayım daha ama, g.g. marquez'in kitaplarını tavsiye ederim. anlaşılması biraz zor, hatta bazı kitapları çok zor. bilinmedik çok kelime çıkabiliyor. fakat geneli ince, kolay bitirirsiniz o yüzden. ayrıca ana dili ispanyolca bir yazar, yani çeviri değil, dolayısıyla dili çevirilere oranla bir tık daha doğal haliyle.

    elbette nobel ödüllü kitabı cien años de soledad (yüzyıllık yalnızlık) okumanızı da tavsiye edeceğim, eğer uzun kitap sizi sıkmayacaksa. malum, türkçe değil sonuçta, habire sözlüğe bakarak kitap okumak bir yerden sonra sıkabiliyor ama sabredince ve kelime hazineniz gelişince bir süre sonra sözlüğe hiç bakmadan okuyorsunuz.

    daha da kitap gelirse aklıma ekleyeceğim.

  • elektrikli araclar icinde iyi bir tercihtir. ama elektrikli arac alma sansina sahip oldugum halde almadim henuz. zira:

    1. istediginiz kadar kendinize yalan soyleyin, range dusuk, ve cogu zaman range'i arttirmak icin komforunuzdan dahi odun vermek zorunda kaliyorsunuz bazen (dusuk hizda seyretmek, klimayi kapatmak gibi)
    2. tesla ozelinde, suspansiyon sistemi gercekten bok gibi. hani bu fiyat bandinda bu kadar kotu suspansiyon sistemi sadece bu aracta muhtemelen. ve yuksek hizda gene bu fiyat bandinda kabul edilemeyecek ruzgar sesi aliyor.
    3. elektrikli araclar hayvan gibi agir.
    4. pil 10 sene sonra yuzde 70 verim bandina dusecek ve arac obsolete olacak. pil degisimi o noktada hayvani pahali (tabii o zamana kadar araci satacak veya araci kiralayanlarin umrunda degil)
    5. bu elektrikli arac isini kotaricak pil teknolojisine henuz ulasilmadi, ve cogu arac "peak design", yani moduler ve gelecekte rahatlikla degistirilebilecek, veya degistirildiginde en randimanli pil teknolojine olanak verecek alt yapida degil. hatta bazi arac modellerine uygun piller bir kac sene sonra bu sebepten bulunmayabilebilir. (toyota bu dedigim seyleri vadeden karbon bazli solid state pilleri 2027 gibi cikaracagini soyluyor, gormeden inanmam ama bu iddianin toyotadan gelmesi ve adamlarin buna bir kac sene once hayvan gibi yatirim yapmis olmasi umitlendiriyor beni bu konuda).
    6. pil uretiminin ve yeniden donusumunun hayvan gibi maliyeti var, bu ugurda kiymetli dunya materyelleri kullaniliyor, ve bunlarin madenciligi cocuk iscilerin oldugu ortamlarda da yapilmakta.
    7. cok ciddi bir yangin riski var ve lithium piller yanarsa yanginin sondurulmesi mumkun degil. getiriyorlar ozel bir container, sonene kadar yaniyor icinde.
    8. bugun pek cok ulkede kullanilan elektrik de cok yesil degil henuz.
    9. gene tesla ozelinde, uretim kalitesi gelisse de hala daha bu fiyat bandina gore oldukca kabul edilemez bir noktada.
    10. araclar hayvan gibi pahali
    11. arac agir oldugu ve cok hizli ivmelendigi icin diger araclara gore cok daha sik lastik degisimi gerekiyor.
    12. tesla'nin avrupa ve abd'de bir kac tik daha iyi ama genel olarak hizli sarj noktasi problem. hele hele uzun yolda bir kuyruk oluyor gorseniz bazi noktalarda.
    13. evinize vs sarj noktasi kurmaniz gerekmesi. misal bizim ortak kapali park yeri var, sigorta hayvan gibi masraf cikardigi icin yatirimi yapmadik (yangin riski).
    14. aracin yolda kaldigi durumda (ki elektrikli bir arac icin bu risk daha fazla) araci kolaylikla cekilememesi (konvansiyonel veya hibrit araclar gibi vitesi bosa al ve cek olayi yok).
    15. gene tesla ozelinde, sesli komutlar olsa bile, tum herseyin bir ekrana itelenmesi cok kotu, kesinlikle bir mimimalistlik kisvesi altinda cost cutting. hani, mantikli olsa tum firmalar coktan yapardi zira maliyet oldukca duserdi. gerci gittikce ekran sayisi artiyor dugme sayisi dusuyor pek cok aracta ama pek cok durust kullanici bundan memnun olmadigini dile getiriyor.

    pil kilo/boyutu ve pil maliyeti yaklasik yariya dusmedikce, yangin riski ortadan kaldirilmadikca, uretim karbon izdusumu dusmedikce, range 1000+ km'ye cikmadikca, ve bu ozelliklerdeki piller endustriyel bir standarta gelip moduler hale gelmedikce, elektrikli arac "obvious choice" olmayacak.

    istediginiz kadar kendinizi kandirabilirsiniz.

    ha, alana neden aldiniz demiyoruz, artilar eksiler dusunulur, uyuyorsa alinir. yani kimisi diyor ki, abi 4 saniyede yuze cikiyorum, bu benim icin yeter. bence sacma, ama o kisi acisindan mantiklidir o zaman. gerci arabanin sportif olmasi icin ivmelenme tek basina kriter degildir ama o kisi icin yeterlidir belki.

    ama kiskaniyorsunuz, cemkiriyorsunuz, bu en iyisi tarzi yorumlar da komik gercekten.

    benim gorusum, 2. bir araba olacak ise, ve cok buyuk oranda sehir icinde kullanilacak ise, mantikli olabilir. ama uzun sureli kullanim dusunulmemeli ve max 5-6 sene sonra eldecen cikarilmasi gerektigi ongorulmeli (eger lease degil ise).

    debe sonrasi edit: bir arkadas, avrupada bu aracin kafa kafaya oldugu fiyatta arabalara kiyasla, tesla'nin turkiye'de elektrikli araclarda otv alinmamasi sebebiyle bariz daha uygun oldugunu yazmis. bu kuvvetle muhtemelen togg icin yapilmis bir tesvik ama tesla da firsati tepmemis. bu acidan, eger saydigim dezavantajlar sizin icin "show stopper" degil ise, esasen cok mantikli bir secim de olabilir. bunu da belirtmek istedim. yerli uretimin tesvigini isterim ama kisisel olarak ben tesla y verken togg almazdim acikcasi, togg'un kendini kanitlamasi icin gidecegi cok yol var.

    bir de bendeki intiba:(arastirmadim, yaniliyor olabilirim), ozellikle suspansiyon, ruzgar sesi ve bir takim kalite sorunlarina dair ve hatta galiba pil anlaminda da model 3 ve model y'ler ciddi bir gelistirme gordu ya da gormek uzere (almanya fabrikasinda). sanirim turkiye'ye gelen modeller eski nesil olanlar olabilir, en azindan ilk raddede. ona da bakin derim, aceleniz yoksa ve ekonomik olarak esnekseniz olasi zamlara karsi, gelistirilmis versiyonlari beklemek mantikli olabilir, eger durum benim suphelenedigim gibi ise.

    edit 2: bir iki ufak ilave bilgi, yazim yanlisi duzeltimi.

  • onlardan biriyim ve aç kalmamak dışında bir hayrını görmedim. aşk hayatında adama kilo aldırmaktan başka şeye yaramıyor, kimse sana sabahın altısında börekli çörekli sofra hazırladın diye daha çok aşık olmuyor. öyle sananlar varsa diye söyledim.

    bir sponsorum da yok ki şöyle bir kafeydi meyhaneydi açayım, hem yiyip hem kazanayım...

  • emekli veya asgari ücretli gidip güzel bir mekanda bir kahve içemez değil mi? bununla dalga geçmek ne kadar aşağılık bir durum.

  • 1)baba
    2)abi
    3)erkek kardeş
    4)dayı
    5)amca
    6)annenin babası
    7)babanın babası
    8)kocanın babası
    9)kız kardeşin oğlu
    10)erkek kardeşin oğlu
    nikah düşmüyor. asla evlenilmez.

  • --- spoiler ---

    engincan ural, önceki akşam arkadaşlarıyla etiler’deydi. önce halı sahada maç yapan grup, ardından sarıhan gusto’ya geçti.ancak ural’ın maç sonrası kıyafet değiştirmeye gerek duymaması, dondurucu soğukta ilginç bir tablo ortaya çıkardı.
    --- spoiler ---

    bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamayı öğütleyen bir şahıs.

    not : engincan ural*.

  • - himm sence de garip değil mi watson?adli tıp raporune göre kurşun maktülün sol göğsünden girip sağ kürek kemiğinin altından...
    - kahven nasıl olsun abi?
    - bi saniye...az önce ne dedin sen watson?
    - hidrofor dedim abi
    - hidrofor ha?! sen bir dahisin watson!
    - abi!
    - tabi ya hidrofor baştan beri nasıl da düşünemedim ben bunu
    - aağbi!!!
    - efendim watson?
    - hidrofor demedim ben abi
    - ne dedin peki?
    - kahve dedim abi
    - kahve ha?! aman tanrım sen bir dahisin watson!
    - abi kasma istersen artık
    - dur lan bak valla kahveden gidince de varılıyo aynı sonuca
    - hasbinallah...

  • sevme beni, sonra devami gelecek sanirim. her telefonun ucunda, her zilin ardinda seni ararim.
    ortaokulda biraktigim gunlugume donerim calakalem, hergun dudaklarimi boyarim, emprime etekleri cikaririm sandiktan, saate bakmaya alisirim. sevme beni, gozum ciceklere takilir, topraga yalinayak basarim, ekmek islarim kuslara, defterimin arasinda sumbul saklarim, bahar gececek kis gelecek diye korkarim. sevme beni, tum baglarindan kurtaririm saclarimi, ruzgarlara salarim, bir gulusun gamzesini gorebilmek icin erken uykulara yatarim, keman calarim bilmesem de, tum avluyu detone sarkilara bogarim. sevme beni, gulmeye alisirim, raki kokarim yaz aksamlari, zeytin cekirdeklerinden kolye yaparim, danteller dikerim gomlegimin yakasina, ipek mendiller kolalarim. sevme beni, hic gitmeyeceksin sanirim, yalanlara kanar, ardindan aglarim. sevme beni, seversen yolcu edemem seni, gitmeyesin diye kendimi azgin sulara atarım, saclarimi yolar, her teline ayri agit yakarim. sevme beni, ben senden beter severim, kul olur, yanarim.

  • dönemin ve dizinin muhteşem yüzyıl olarak anılmasının sebebi; sanılanın aksine kanuni'nin tahta çıkması değil türk kızlarının saraydan gidip yerlerine ruz kızlarının gelmesiymiş...

    kanuni'nin torunları olduğumuz konusunda şüphe yok.

    ha laz müteahhit ha osmanlı sultanı ikisi de rus görünce çocuğunun anası olan türk'ü şutluyor..