ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'nin girişine yazılması gereken söz
resim dersine mon ami 48 ile gelen çocuk
-
faber castelle gittik de noldu resim öğretmeni olduk, resim öğretmeni olduk da nooldu atanamadık... gidiyorum ben, yağlı boya isteyen varsa buralardayım.
yeter artık içim parçalandı lütfen dur
-
- ya bu ne allah aşkına?
- ne oldu aşkım?
- ya 2 saattir girip çıkıyorsun hissetmedim bile.
- nasıl ya?
- sus sus üff çok üzülüyorum haline. yeter artık içim parçalandı lütfen dur, yorulma boş yere artık.
edit: ola ola bu entry beğenilen listesine girdi ya ona yanarım... ya arkadaş, yeter artık içim parçalandı lütfen dur diye bağırmak istiyorum hepinize.
bak hala oyluyor...
editovski: başlık başa kalmış.
tabu oynayan vs batak oynayan üniversiteli
-
tabu oynayanların manitası vardır, batak oynayanlar abazandır.
hoşlanılan kıza atılan ilk mesaj
-
:)
o da cevap olarak :) yapmıştı.
ne gülüyon la mal deseydi keşke, onca acıyı çekmemiş olurduk.
canım sağolsun, onunki cehenneme :)
2 mart 2011 galatasaray gaziantepspor maçı
-
mal tribün liderleri nedeniyle maç boyu "bizim için antep'e de koy" diye bağırdığımız maç. he amk herkese koyduyduk bi antep kaldıydı.
çanakkale savaşının asıl kahramanı liman paşadır
-
çanakkale savaşı süresince mustafa kemal ile liman von sanders arasında, savaşın gidişatı ve genel yönetimi bakımından esaslı görüş ayrılıkları olmuştur. von sanders - bir alman olarak, doğal biçimde kendi ülkesinin çıkarlarını düşünmüş ve - ingilizleri mümkün olduğunca çanakkale'ye yığıp, dikkatlerini batı cephesinden uzaklaştırmaya, güçlerini bölmeye yönelik bir strateji izlemişken; mustafa kemal, hemen her koşulda düşmanı hızla ve temelli yok etmeyi ön plana almıştır.
bunun en tipik bir örneği, ingilizlerin karaya çıkarma yaptıkları 25 nisan 1915 günü yaşananlardır. von sanders muhteşem (!) bir öngörü ile ingilizlerin saros körfezinden çıkarma yapacağını düşünüp, ona göre bir savunma planı yapmıştır. mustafa kemal ise ingilizlerin çıkarma yapacağı yeri mutlak bir doğrulukla öngörmüş ve tarihe o meşhur "süngü tak!" talimatını vererek geçtiği gün yaşanmıştır.
son olarak, von sanders'in o sırada hala saros körfezi çevresinde dolaşıp durduğunu, oysa asıl ingiliz çıkarma birliklerinin çoktan çıkarmaya başladıklarını söylemekten ben utanıyorum da şu günlerde bile bir yerden kıvırıp, atatürk'e laf atacak adamlar utanmıyor diyerek işbu entryime son veriyorum.
ofiste klima savaşları
-
bu savaşların sebebi olan üşüyengiller bir de nasıl beceriyorlarsa klimanın çalıştığı ilk 5 dakika içinde grip + faranjit + bronşit + menopoz + vajinismus olurverirler. kısılmış bir sesle "hığğğ heüğğğ, klima böyle yaptı beni, çok dokunuyor bana, ühüüğğ" diye duygu sömürüsü yapmaya kalkarlar. bu durumda yapılacak en güzel şey, "ah canım, kıyamam ben sana" dedikten sonra klimayı 18 dereceye getirmektir.
başbakan uçurumdan atlarsa biz de atlarız
-
(bkz: nerde o günler)
gece bunaltan bir düşüncenin sabah önemsizleşmesi
-
bunun tersi fenadir ama.
gece yakalanan akli selimlik, sabah uyandiginizda sanki reset yemissiniz gibidir, kendisinden eser kalmamistir.
sinir olursunuz, ''ya daha gece iyiydim ben ne ara boyle oldu ki'' diye huzursuzlanirsiniz.
cikin, hayata karisin, gecer.
uyumadan hemen once ve uyandiktan hemen sonraki duygularinizi da fazla ciddiye almayin.