ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
robert frost
-
robert frost zekası:
ikinci dünya savaşından sonra ezra pound faşistlerle işbirliği yaptığından tutuklanmış, önce cezaevine sonra da akıl hastanesine kapatılmıştı. abd'li sanatçılar pound'un salıverilmesi için kampanya başlattılar. başsavcıyla görüşmesi için robert frost'u washington' gönderdiler. bir süre sonra da pound serbest bırakıldı.
arkadaşları "ne dedin de serbest kalmasını sağladın diye sorarlar frost'a.
"ne diyeceğim?" diye güler frost. "içerideyken herkesin onunla ilgilendiğini söyledim. bırakırsanız gündemden düşer, kimse yüzüne bile bakmaz, unutulur gider." dedim.
neden pahalı olduğu anlaşılamayan şeyler
-
(bkz: mustafa pektemek)
taksim meydanı'nın yeni hali
-
(bkz: at sikine konmuş kelebek)
yazarların ömür boyu başına bela olacağı özelliği
-
bugun pediküru yaşlı bir teyzeye yaptırırken çok utandım. hemen bitsin istedim, kendime lanet ettim.
onu o yaşta çalışmak zorunda bırakan sistemi falan suclayamiyorum ben. oldu bittiye getirip eve kaçtım beli o gün biraz daha az ağrısin diye.
sırada bekleyen ergen gelip ablaya 'canim kaç kişi var' dedi mesela canım dedi. ben diyemem, bunlara takılırım.
peki bu özelliğim başıma nasıl mı bela, kurumsal iş hayatında yönetici olamıyorum. hayatımi cehenneme çeviriyorum, insan ilişkilerim tek taraflı berbat. samimiyetle bütün kalbimi acabiliyorum onlarda benim ağzıma siciyorlar.
keşke hepimiz yok olsak.
yaran diyaloglar
-
abimler üniversitedeyken:
küçük abim: abi geçende sen ödedin bu sefer ben ödeyeyim
büyük abim: olmaz koçum burada senin paran geçmez
küçük abim: abi ölümü öp bu sefer ben ödeyeyim
büyük abim: tamam neyse bu sefer sen öde haftaya ben öderim.
diyalogu yaran diyalog yapan detay şu: ikisi de babamın kredi kartını kullanıyor.
buse terim
-
hangi dünyada yaşadığını merak ettiğim kız. "sabah dokuzda kalkıp işine gelen, akşam en az beşe kadar ofiste çalışan bir insanım. " diye bir cümle kurabilecek kadar kopuk. busecim sabah 6:30da kalkıp akşam 9a kadar çalışıyorum, muhakkak görüşelim.
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
seda sayan sundugu sabah programinin birinde, yine $arkilar soyleyerek, gobek atarak insanlari eglendirmeye cali$iyordur.
o sirada programa bir telefon baglantisi gercekle$ir.
nadir geli$en osasuna ataklari, pozisyonu dikkatle izliyoruz:
seda sayan: alooooooooooo.
izleyici: merhaba ben mustafa.
seda sayan: naber lan mustafa? nereden ariyorsun bizi?
ileyici: $i$li'den ariyorum.
seda sayan: ne i$ yapiyorsun lan mustafa?
izleyici: belediye ba$kaniyim.
(bkz: mustafa sarigul)
(bkz: oeehh)
2012 editi: bir efsanenin coku$u... diyalogu bir yerde okuyup buraya eklemi$tim, alakasi yokmu$ lan. beyler :(
dogrusu $urada: http://www.youtube.com/watch?v=b7h7kzaxjje