hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • vakt-i zamanında yüzme bilmediğimi unutup havuza mutena saltolarla dalmıştım da, "ulan boğuluyoruz yaa şuna bak" diye düşünürken biri gelip almıştı beni dipten.

  • kardeşimin işsiz olduğu bir dönemde, yeğenimin sınıf annesi, öğretmene robot süpürge almak için yapmadığını bırakmamıştı velilere.
    milli eğitim artık sınıf annesi denilen saçmalığı kaldırsın.öğrenciler arasındaki eşitliği bozduğu gibi velilere de eziyet .
    hem kim oluyor da sınıfa girip çocuğa karışabiliyor ki ?
    aferin çocuk sana . büyüyünce parti kur oy versinler !

  • nisan 2020'de türkçe altyazıyla birlikte gelen oyun.

    mart gibi karıyı boşar, nisan ayında rahat rahat takılırım.

    1 yıl sonrası gelen edit: oyuna bak anasını satim, sürekli erteleniyor. karı başımıza kaldı.

  • insanlık tarihinde en uzun süredir kullanılan alet el baltasıdır.

    günümüz için olmasa da iki asır önce insanların dünyasını değiştirecek kadar şaşırtıcı bir bilgiydi. ilk el baltalarından biri jeolog joseph prestwich ve arkeolog john evans tarafından 1859'da fransa'nın kuzeyinde bulundu. aynı yıl charles darwin türlerin kökeni'ni yayınladı. o sıralar insanların sadece birkaç bin yıl önce yeryüzünde belirdiğine inanılıyordu. prestwich ve evans, royal society'deki bir konferansta 400.000 yıllık baltayı sunduklarında, insanların sanılandan binlerce yıl önce yeryüzünde dolaştığı kabul edilmeye başladı.

    o zamandan bu yana çok daha eski numuneler, afrika'da arkeologlar tarafından bulundu. ilk insanların küçük topluluklar halinde bir araya gelip ot toplayarak ve avcılık yaparak veya vahşi hayvanların leşlerini yiyerek yaşadıkları paleolitik döneme yontulmuş taş aletler damgasını vurdu. bu aletlerin etiyopya'da bulunan en eskisi 2,6 milyon yıl öncesine dayanmaktadır. oldowan aletleri adıyla bilinen bu aletler arasında küçük baltalar, spatulalar, tokmaklar vardı ve bunlar el baltasına giden yolu açtı.

    1,5 milyon yıl önce afrika'da yapılan el baltasında, her iki yandan yontulan taş iki keskin kenara sahipti. küçük baltaya benzeyen ilkel aletlerden daha ince bir işçilikle yapılmış iki yüzlü baltalara geçiş teknoloji tarihinde önemli bir kilometre taşı olmuş ve onları kullanan ilk insanlara kavgada hayatta kalma avantajı kazandırmıştı.

    el baltaları esasen afrika, avrupa ve asya'nın kuzeyinde bulunmuştur. en eski avrupa örneklerine 1970'lerde ispanya'da iki yerde rastlanır. dünya'nın manyetik alanının periyodik değişimine dayanan manyetostratigrafi tekniğiyle yapılan tarih ölçümü, bu örneklerin 760.000 ila 900.000 yıl öncesine dayandığını ortaya koymuştur.

    el baltaları büyük ölçüde değişmeden 50.000 yıl öncesine kadar kullanıldı. ondan sonra arkeolojik kayıtlarda yeni alet türlerine rastlandı: kurşun uçlar, oyma aletleri, kesici ve delici aletler. üst paleolitik devrim olarak bilinen alet teknolojisindeki bu gelişme, modern insan nüfusunun patlamasına yol açtı. gerek bu olay gerekse avrupa'nın iklim koşullarının soğuktan sıcağa geçmesi, neandertallerin sonunu getirmiş olabilir. insanlar kadar çevik olmayan neandertallerin pusu stratejisi, ormanlar yok olup avlanma alanları daralınca ciddi bir darbe aldı ve sonunda neslin tükenmesi kaçınılmaz oldu.

  • izlediğim en gerçekçi film. bak en diyorum. filmlerden biri demiyorum. bundan daha gerçekçi bir film izlemedim. sıkılma korkusuyla izlemedim ben bunu ne zamandır bana yazıklar olsun. ilk 20 listeme girdi. hala etkisindeyim.

    hayatın ta kendisi. ne eksik ne fazla. tek bir kusur bulamıyorum.

    o nasıl alzheimer oyunculuğu be adam? google'a " is ali asgar shahbazi alzheimer " yazdım. dedim nasıl getirmişler sete nasıl oynatmışlar felan.

    nader adamım ya. zorbalığa karşı duruşun ve efendiliğin beni benden aldı. idolümsün.

    mükemmel ötesi film. uzun zamandır bu kadar güzel film izlememiştim valla iyi oldu ya.

    100/100

  • hesaba gerek yok, konda kendisi yapmış zaten:

    ilkokul mezunu: 50% akp, 19% chp
    ortaokul mezunu: 43% akp, 17% chp
    lise mezunu: 36% akp, 30% chp
    üniversite mezunu: 29% akp, 35% chp
    master/doktora mezunu: 12% akp, 55% chp

    konda'nın kendi yorumu:

    "eğitim seviyesi arttıkça ak parti’ye oy verenler azalırken, chp’ye ve kısmen mhp’ye oy verenler artıyor."

    akp'nin bakanının yorumu:

    "eğitim seviyesi arttıkça akp oyları azalıyor."

    trollsün eyvallah da, hem rakamlar ortadayken hem de adamın gol diyorken ayıp oluyor biraz.

  • hangi ilçe olursa olsun huzurun, refahın, barışın ve insan kalitesinin anlaşılmasında en önemli rolü kediler oynar. kediler bir ilçede inaan gördüğünde korkmuyorsa o ilçenin insanları iyi insanlardır. o ilçe yaşanılabilir bir ilçedir. şayet insan gördüğünde bir kedi, kendini kaybedip mahalle değiştiriyorsa oradan uzak durmak gerekir. kendi yaşadığınız il ve ilçeyle bu durumu karşılaştırıp da kendi gözlerinizle görebilirsiniz sonucu.

  • kısa kesilen, anlatılmak isteneni sadece birkaç kelime ile anlatan mesajlardır.

    babadan gelen mesaj:
    "paran yattı."
    cevap:
    "polis yok demiştim."
    baba:
    "ne polisi?"
    cevap:
    "espri yaptım baba yok bişey:)"

  • insanları anlamlı kılan şey farklılıklar olduğundan, olması gereken histir.

    çünkü farklı hissetmeyen insan, farklı davranmaz. her ne kadar temel işleyiş ortak gibi gözükse de, aynı otobüslere binip, aynı işyerlerinde çalışıp, aynı yemekleri yesek de, her bir bireyin biyolojik ve psikolojik olarak bu eylemleri yorumlayışı farklıdır. bir insan yemek yerken içindeki eser miktardaki baharatı algılayabilir, bir başkası anneannesinin yemeğine benzetip duygulanabilir, bir diğeri içindeki sebzelerin temizliğini düşünebilir, öteki maliyetini düşünebilir, beriki porsiyonunun miktarını düşünür, öbürü tabağın süsünü düşünür. dışardan bakıldığında aynı yemek yediğini gördüğümüz insanlar, bu açıdan bakıldığında aynı işi yapıyor sayılmazlar, farklılıkları yaptıkları işe anlam katar.

    psikolojik olarak kişi kendisini farklı hissetmezse, kendine verdiği değer de giderek azalır. çünkü hepimiz aynı olsaydık, hayatımız sadece çevresel etkilere göre şekillenirdi. bu da çok acımasızca bir sürükleniş olurdu.

  • aslında cevap haberin içinde saklı, 300-350 tl alıyoruz, biz de emek veriyoruz demiş.

    kimse gelmiyorsa verdiğin emek demek 300-350 tl etmiyor insanların gözünde. bunu anlamak bu kadar zor olmamalı.

    katar'da yaşıyorum, suv aracın iç dış yıkanması / temizliği için verdiğim ücretin tl karşılığı 306 tl. bu arada aracı 3 kişi falan yıkayıp kurulayıp 15-20 dk da teslim ediyorlar.

    dünyanın en pahalı ülkelerinden biri ile aynı fiyata osmaniye'de hizmet vermeye çalışırsan tabi ki insanlar alternatif çözümler üretir.

    edit: karşılaştırmayı katar ile yaptığım için bazı yazarlar arabayı kölelere yıkatıyorsunuz ondan ucuz şeklinde mesaj attı konuyu saptırdığımı düşünerek.

    öncelikle neden katar ile karşılaştırdım? çünkü burada yaşıyorum ve bu ülkenin fiyatlarını biliyorum.

    mevcut durumda;

    carrefour'dan bir kilo yağsız kıymayı 300 tl ye,
    nissan'dan xtrail 2.5 lt sıfır aracı 900 bin tl ye
    starbuckstan latteyi 110 tl ye
    carrefourdan muzu 45 tl ye, barbunu 270 tl ye,
    sony den 55 inch uhd tv yi 14 bin tl ye alabiliyorum.

    cep telefonu, play statiton'a vb girmiyorum.

    hala arabayı kölelerin yıkadığını o nedenle saptırdığımı düşünüyorsanız yukarıdaki alanında dünya devi firmalar da köle olmalı ki türkiye'den daha ucuza satış yapabiliyorlar.

    hatta ufak bir not daha ekleyeyim, türkiye'de üretilen vestel beyaz eşyayı katar'da türkiye'den daha ucuza alabiliyorsunuz.

    mevcut durumda carrefour'da vestel 7kg 1000 devir çamaşır makinası 8500 tl civarı, üşenmeden vestel'in sitesine baktım benzer özellikteki cihaz 15 bin tl.

    9 kiloluk olanı 11 bin tl civarı, vestelin sitesinde en ucuz 9 kg makine 18 bin tl.

    türkiye'den gelen levrek kilosu 250 tl civarı, migrosa baktım 290 tl.

    bak o balık 3000 km frigo konteynerla yol geldi haftalarca soğuk zincir için yakıt tüketerek, 2 gümrük geçti. arada bir kısmı yolda zayi oldu vb ama türkiye'de üretilen balık katar'da halen daha ucuz.

    tek tek link ile uğraşmayacağım, merak eden qatar carrefour'un veya qatar nissan'ın sayfalarından teyit edebilir yukarıdaki rakamları.

    bu yazdıklarımı katar güzellemesi olarak algılayan da olacaktır eminim, bakış açısı sonuçta...

    ama sizce de ortada garip bir durum yok mu gerçekten?