hesabın var mı? giriş yap

  • adamın biri omuzunda maymunla bara girmiş. barda içkisini yudumlarken maymun da ordan oraya zıplayıp bulduğu herşeyi yiyormuş. bir ara bilardo masasına zıplamış ve herkesin şaşkın bakışları arasında bi tane bilardo topunu yutmuş. barmen "hey! maymununun ne yaptığını gördün mü?" diye bağırmış. "yoo, ne yaptı ki?" diye sormuş adam. "bilardo topumu yuttu!" demiş barmen. adam "hiç şaşırmadım. bu pezevenk gördüğü herşeyi yer" demiş ve hesapla, maymunun yediği herşeyin parasını ödeyip çıkmış.

    iki hafta sonra aynı adam maymunuyla yine gelmiş bara. barda içkisini yudumlarken maymun yine ordan oraya zıplamaya başlamış. barda bulduğu bir yeşil eriği önce kıçına sokmuş, sonra çıkarıp yemiş. bunu gören barmen iğrenerek "hey! maymununun ne yaptığını gördün mü?" diye bağırmış. "yoo, ne yaptı ki?" diye sormuş adam. "barda bulduğu eriği önce kışına soktu, sonrada çıkarıp yedi" demiş barmen. adam "hiç şaşırmadım. bu pezevenk hala gördüğü herşeyi yiyor. ancak bilardo topunu yuttuğundan beri herşeyi önce ölçüyor"

  • cin yerine (bkz: üç harfli) deriz. zira köklerimizde şamanlar var. şamanlar, bir nesnenin adı anıldığında, onun gücünün de çağrıldığına inanırlardı. o inanış şeklen müslüman olduğumuzda da devam etti, cin demedik de, üç harfli dedik.

    "okumak" sözcüğü bu yüzden hem "read, recite" karşılığı kullanılır, hem de "davet etmek" anlamındadır. anadolu'da sıkça kullanılan "davetiye" anlamında (bkz: okuntu) tabiri bu yüzden var. cin adını okuduğunda, cini davet edersin.

    tam olarak bu yüzden atalarımız börü yerine (bkz: kurt) demişler, kurt elma kurdudur, tırtıldır. fakat daha sonra kurt da yaygınlaşmış, onun da yerine "canavar" demişler. farsça "can-aver", canlı demek. hayvan yani. doğrudan adını anmamışlar da, üç harfli lafındaki gibi, canlı, hayvan demişler. fakat o da hep kurda dair kullanıldığı için, canavar türkçe'de olumsuz bir anlam kazanmış ki, ingilizce beast sözcüğünde de böyle bir durum söz konusudur.

    domuz da müslüman kültürün "olumsuz kutsal"larından. o yüzden domuz sözcüğü de anılmaz genellikle. (bkz: dağda gezen) tabiri iç anadolu'da domuz için kullanılır. dağdaki gavur, gavur, dört ayaklı da tespit ettiğim diğer kullanımlar. bu da sözcük tabusuyla ilişkili.

    tabii bazen buna tabu demiyoruz da, (bkz: euphemism) diyoruz. bazı kaba ifadeleri doğrudan söylemek bize ayıp geldiği için, imalı başka sözcükler kullanıyoruz. en meşhuru, don. don sözcüğü donanmak ile akraba. basitçe kıyafet demek. iç çamaşırı demek yerine, daha kibar olsun diye, iç çamaşırını ima ederek "don" demiş atalar, kıyafet anlamında. fakat bu euphemism o kadar yaygınlaşmış ki, aynı börü-kurt-canavar örneğinde olduğu gibi, yapışıp kalmış. bugün ortalama bir türk'e don dediğinizde bundan alta giyilen iç çamaşırını anlayacaktır. o yüzden söz gelimi dede korkut'taki "demir donlu mamak"ı kafasında demirden külot giyen bir adam olarak canlandıracaktır.

    bir diğer euphemism örneği de tuvalete dair. atalarımız da bizim gibi kızların pembe sıçtığına inanıyorlarmış. tuvalet demek istememişler o yüzden, ayak yolu demişler. 100 numara vs gibi başka kullanımlar da var, hepsi bu ayıp sayılan sözcüğü anmama kaygısından dolayı.

    aklıma gelen en ilginç örneklerden biri de, hayır kelimesi. türkçe "no" karşılığı aslında "yok"tur. azerbaycan'da hala yoh derler. değil sözcüğü de bir diğer olumsuzumuz. ancak "no" karşılığı hayır türkiye türkçesi'ne çok yerleşmiş.

    hayır sözcüğü, hayır hasenat terkibindeki, hayır işlemek deyimindeki "hayır". ama sanırım kibar istanbullular doğrudan ve rahatsız edici biçimde "yok" demek istememişler, reddetmeyi inceltmek istemişler, "hayır olsun", "belki böylesi hayırlıdır" anlamında hayır demişler. o kadar sık ve yaygın kullanılmış ki, yes=evet ve no=hayır iyice yerleşmiş.

    yine de anadolu'nun birçok köyünde "hayır" sözcüğünü duyamazsınız. yok, yoh, deel, değal vs derler ama hayır demezler. zira eğitimli, yüksek kültür dairesine mahsus bir sözcük, yaygınlaşması da ancak örgün eğitimle başlamıştır diyebiliriz.

    o yüzden yani ozanlarımızın "o dedi hayır" yerine "o dedi yok yok" demeleri.

  • son edit: maalesef aslan ve anne babası hayatlarını kaybetti.

    edit 5: sitenin müteahhiti gözaltına alındı.

    edit 4: enkaz altında garaja düşerek sağ kalan aslan'ın annesi ceren dinç ve babası oğulcan dinç için iple çekecek dağcı ekip gerekiyor. enkazın başında olan kişilerin numaraları
    gizem dinç 0538 394 31 74
    sevil yılmaz 0532 724 20 18

    arkadaşlar benim aileyle doğrudan bir bağlantım yok dolayısıyla son güncellemeleri sizler gibi twitter üzerinden takip edebiliyorum. güncel bilgi yukarda yazdığım gibiymiş. çok fazla mesaj aldım, dönemediklerim varsa kusura bakmayın.

    edit 3: aslan bodrum kata düşmüş, bu nedenle dağcı-kurtarıcı ekibe ihtiyaç varmış. lütfen destek verelim!!

    edit 2: aynı binada köpeğiyle birlikte enkazda olan üniversite öğrencisi egemen de var, acilen madenci desteği gerekiyor. lütfen yardım lütfen!!! (bkz: egemen için madenci desteği)

    edit : malzeme eksiği var çalışma yapılamıyor bölgeye çok acil termal kamera, ses tarama gibi cihazlar gerek nolur yardım edin!!!

    güncel, teyitli, acil
    2,5 yaşındaki aslan 96. saatte hala ses veriyormuş! o hayata tutunuyor, bir el de siz uzatın, tutsun!

    açık adres: atatürk mahallesi, naci topçuoğlu caddesi, ayşe mehmet polat sitesi a blok şehitkamil/gaziantep
    link
    teyit için: şeyma yoldaş 0507 184 50 42

  • "yeni tanıştığım kızdan telefon numarasını istedim. 0 900 esprisi yaptı, iş değil cep istiyorum dedim.. bir daha espri yapamaz sanırım."

  • tuvalet kağıdından öğrenileni

    hayatta ne yumuşak ne de hesaplı olacaksın... olursan sonun bok yoludur.

  • -iyi bayramlar *mucuk mucuk* (allahim sirada daha 8 akraba var, mehmet dayi, gulten teyze..)
    -iyi bayramlar evladim
    -iyi bayramlaaar *mucuk mucuk* (ne yapiyorum ben cok ayip, hayriye hala'ya konsantre olmaliyim) iyi bayramlar halacim" *mucuk mucuk*