• avm sineması spielberg ise, beyoğlu sineması tarkovsky'dir.

    daracıkmış, basıkmış, boğucuymuş, eskiymiş, döküntüymüş, falanmış, filanmış mış mış... e ne güzel ya işte. şahane.
  • yirmi sene, çok film izledim burada. bu yılki festivalde de izledim (yolculuk sırasında ölen bir şeyhin gömülme serüvenini anlatan "mimozalar"). üç dört senedir, sevdiğim, desteklediğim başka sinema kapsamında da izledim. zordur, hele festivalde salon doluysa, eğiminden sebep zordur burada film izlemek. öylesi güzeldir zaten. evde rahatlık, arabada rahatlık, sinemada rahatlık... ne kadar da rahata alışmışız.

    sinemayla muhatap olmak, kolay ve rahat bir iş değildir oysa. sinema, ehli için aşktır. aşkta rahatlık ne arar? hem rahatsızlık, huzursuzluk, ağrı, sızı, sancı duyurmayan şey sanat olur mu? üstelik sinema? beyoğlu sineması kapanmasın dilerim. bir şeyler de kalsın inşallah yaşlılığımıza. önünden geçerken "evladım bak biz burada neler neler izledik, neler neler yaşadık" diyebileceğimiz... istanbul'da önünden geçecek bir şeylerimiz kalsın yahu! önünden geçerken bir an durup heyecanlanacak, hatırlayacak, anlatacak bir hikâyemiz olan şeylerimiz; bir pasaj, bir sokak, bir sinema, bir duvar, bir ağaç... ağlatmayın adamı.

    halep pasajı, beyoğlu sineması, ses tiyatrosu, lütfen hepsi dursun yerinde.
  • alkazar'dan sonra, sırf yıllardır iyi filmleri seyretme fırsatı sunuyor diye, o filmler +1 gişe yapsın diye özellikle gittiğim, başka sinema'yı takip ettiğim salon.
  • kapanmasın üzmesin bizi ama bir elden geçirilsin artık dedirten sinemadır. en azından festival filmleri gibi kalabalık kitlelere hitap eden filmlerin gösterimi yapıldığında seyirciye boyun felci geçirten düzlükte bir salona sahip. hadi ona da razıyım burda yer gösterici azcık irice amcanın bahşiş vermeyenlerin ardından kıvırdığı ağız burun hareketleri, saydığı sövdüğü laflar yıllardır değişmedi. yahu tee bundan 1200 yıl önce ben lise öğrencisiyken de bu adam laf sayardı, bugün de sayıyor. son olarak; 9 ekim gece 12 seansında iki adet hobbitin arkasında oturmasına rağmen, baston yutmuşcasına dimdik oturan arkadaş, sana sevgilerimi yolluyorum, sayende fransızcayı iyice söktüm. *
  • beyoğlu/pera sineması, rüya sineması iken "iki film birden" konseptinden çıkıp gösterim imkânı bulamayan iyi filmleri göstermeye başladıktan itibaren seyircisi olduğum bir yer. hayatımda yer etmiş birçok filmi burada seyrettim. vaktiyle benden başka seyirci gelmediği için kapısından döndüğümü de bilirim. matine tercih ettiğim için çoğunlukla da bir elin parmaklarını bulmayan seyirciyle izlemişizdir filmleri. yine de kendi adıma, tıpkı alkazar ve diğerlerinde olduğu gibi, sinemaya seyrek giden biri olsam da yıllardır bir tavır olarak buraları tercih ettiğim için karınca kararınca görevimi yaptığımı düşünüyorum. kapanmasını elbette istemiyorum. dilerim başlatılan kampanya hedefine ulaşır ve daha uzun yıllar hayatını sürdürür.
  • beyoğlu sineması yaz şenliği yarın başlıyor. mevsim yaz, aylardan temmuz. mis. beyoğlu sineması ve pera sineması hâlâ ayakta çok şükür. iyi ki iyi sinemaya, sinema salonlarına özen gösterenler, onun için uğraşanlar var. sinema dünyayı değiştirmeyecek belki ama benim küçük dünyamı hep değiştirdi/değiştirecek.
  • tuvaletleri sinema izleyicilerine ücretsizdir.her yerde olması gerektiği gibi!
    yeterli çoğunluk sağlanamaması nedeniyle film gösteriminin iptal olması? yıllardır giderim. en çok da tek başıma film izlemişimdir koca salonda, bir kez denk gelmedim.
    haksızlık yapılan entryler gördüm,dayanamadım.beyoğlu sineması candır.
  • giriş kısmında yer alan ibb miras flaması ile belediye tarafından elden geçirilip yaşatılacağı ihtimali doğan bağımsız sinema.

    kaynak
  • ulan utku yine dört ayağının üstüne düştün. komprador bu düzende bi şekil yolunu buluyor. emeğini sömürttürenler de enayiliği ile kalıyor...
  • arkasından üzülmek yerine kapanmadan sık sık gidilesi, güzel sinemadır.
hesabın var mı? giriş yap